Güler: Gözaltındaki şahıs bölücü örgüt mensubu

İSTANBUL (İHA) - İstanbul Valisi Muammer Güler, bölücü örgütün başka yerde başaramadığı eylemleri, kentlerde masum insanlar üzerinde sürdürme çabası olduğunu belirterek, "Gözaltındaki şahsın bölücü örgüt mensubu olduğu kesinleşmiştir" dedi.

İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul'un son anda düzenlenen operasyonla atlattığı bombalı saldırı girişimi başta olmak üzere, ufak çaplı saldırılar ve araçların kundaklanması gibi olayları değerlendirdi. Mecidiyeköy'de son anda engellenen saldırı girişimine değinen Güler, "Polisimizin başarıyla engellediği olay, bizi sıkıntılı duruma sokabilecekti. Önemli takip sonucu o kişi, üzerindeki çantayla yakalanmıştır. Hemen olayın akabinde basınımızın ayrıntılı bilgi talebi oluyor. Bunun karşılanması mümkün değil. Olayın akabinde diğer bağlantıların takip edilmesi, bu kişilerin bağlantılı olduğu evlere gidilmesi gerekiyordu. Yenibosna'da baskın yapılan evde patlayıcı düzeneğiyle birlikte ele geçirildi. Araştırma sürüyor. Şahsın daha önce yurtdışında bulunduğu, Ankara'da bir kaç eyleme katıldığı, sahte kimlik kullandığı tespit edilmiştir" dedi. Vali Güler, operasyonlar kapsamında gözaltında 2 kişi bulunduğunu ifade ederek, şahısların bölücü örgüt bağlantısının kesinleştiğini ifade etti.

Reklam
Reklam

Bölücü örgütün başka yerde başaramadığı eylemleri, kentlerde masum insanlar üzerinde sürdürme çabası olduğunun altını çizen Güler, bu arayışı engellemek için herkese görevler düştüğünü söyledi. Güler, "Dün Sefaköy'de ses bombasının patlaması sonucu maalesef bir vatandaşımız sabaha karşı hayatını kaybetti. Olayın soruşturması sürüyor. Milletçe kararlı bir duruşumuz, teröre karşı bir kararlılık içinde olmamız, polisimize yardımcı olmamız gerekmektedir" diye konuştu.

İstanbul genelinde yaşanan kundaklama olaylarını da değerlendiren Vali Muammer Güler, "Şimdiye kadar 34 aracın bir kısmı tamamen, bir kısmı kısmen yandı. Beykoz'da yanan 4 aracın, kamuoyunda tinerci olarak bilinen çocuklar tarafından yakıldığı tespit edildi. Otobüsün de şahsi husumete dayalı yakıldığı belirlendi. Belli günlerde sözde anma adı altında bir takım protestolar yapılıyor. Polisimiz bu konuda gerekli çalışmayı yapıyor. MOBESE kameralarındaki kayıtlar inceleniyor. Vatandaşlarımız şüpheli drurumları bize mutlaka ihbar etsin. Somut Neron olduğunu söylemek mümkün değil. İlk 4'ü tinerciler tarafından yakılmış. Farklı amaçlar da birbirinin içine karışabiliyor. Bütün olayın ayrıntılarını basına intikal ettirmemiz mümkün değil. Paylaşılması gereken bilgileri paylaşıyoruz" açıklamasında bulundu.
İstanbul polisinin her zaman bir olay yaşanabilecekmiş gibi çalıştığını ve gerekli tedbirleri aldığını belirten Güler, şöyle konuştu:

Reklam
Reklam

"Bir enstantene bütün olayı izah etmeye yetmiyor. Basında bu takibin, bombanın ele geçirilişi, irtibatların kesilmesi bile farklı yorumlandı. Bu bir takipti. O kişiye o anda mutlaka müdahale edilmesi gerekiyordu. Operasyonun bir anda yarıda kesilmesi gibi de bir risk vardı. İstanbul polisi böyle bir risk yaşanmadan gerekeni yaptı. Kritik saniyelerde polisin davranışı son derece önemli. Her takipte de mutlaka müdahale gerekmez. Çünkü bu müdahale hem takibi, hem operasyonu, hem bağlantıları zedeleyebilir. Yılbaşında vatandaşlarımızın kutlamaları olacak. Bununla ilgili İstanbul polisinin geçmiş yıllarda olduğu gibi önlemleri sürecek. Terör bütün dünyanın muhatap olduğu bir sıkıntı. Uluslararası terörizm en büyük tehdit olarak değerlendirilmektedir. Ülkemizin içinde bulunduğu hassas dönemde bu tip arayışlar olacaktır. Vatandaşlarımızın dikkatli olması, polisi bilgilendirmesi gerekmektedir. Apartman sakinleri, şüpheli durumlarla ilgili polise mutlaka bilgi versin, bu çok önemli".

Güler, kundaklama olaylarının, üzerinde bayrak olan araçlara yönelik gerçekleştirildiği yönünde bir bulgu olmadığının altını çizdi. Fenerbahçe maçından sonra yaşanan olaylarla ilgili de konuşan Güler, "Basın ve polis, beraberce kamu görevi yapıyor. Bazen ufak tefek olaylar oluyor. Eğer sadece bir meslek mensubunu veya kendi mensuplarını koruma anlamında bir yayın yapılırsa, diğer kuruma da kendi mensuplarına savunma görevi düşer. Fener maçından sonra yaşananlarla ilgili açıklamaları izledik. Olay adliyeye intikal ettik. Kimse kendini savcı veya hakim yerine koymasın. Biz olayın idari boyutunu araştırıyoruz. Basın kuruluşlarından da ben kendi elemanlarının davranışlarıyla ilgili objektif tahlil yapmalarını istiyorum. Bir kurumu iyi gösterip, bir kurumu kötülemek olayı objektif olarak çözmemizi engeller. Olayın daha öteye tanışmamasını rica ediyorum. Herkes hatalarını objektif biçimde değerlendirsin. Her biri güzide kuruluşlardır. Sıcak değerlendirmelerin bizi sağlıklı sonuçlara götürmediğini de görmekteyiz. Bu ülkeye basın da lazım, polis de lazım" dedi.

Reklam
Reklam