ANKARA(ANKA) - İçişleri Bakanı Muammer Güler, üniversitelerde özel güvenlik yerine polisin görev yapmasıyla ilgili polis devleti kurmak gibi bir iddianın kabul edilemeyeceğini söyleyerek, "Bu tür güvenlik teşkilatlarının kaynağı Anayasadır, kanunlardır, yetkileri, görevleri sorumluluklarını kanunlarla çizilmiştir" dedi.
Güler, Belçika Başbakan Yardımcısı, İçişleri ve Fırsat Eşitliği Bakanı Joelle Milquet ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti.
Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Güler, üniversitelerin Anayasa'nın 130. maddesine göre devletin gözetim ve denetimi altında olan ve güvenlik hizmetlerinin de devletçe sağlandığı kuruluşlar arasında sayıldığını belirterek, "Bu anlamda yetmediği yerlerde ve ya devamlı olarak koruma memurluklarıyla bu işi yürütülmesini planlıyoruz. Bununla ilgili kanun taslağını hazırlıyoruz" dedi. Güler, "Polis devleti kurmak" gibi bir iddiayı da kabul etmenin mümkün olmadığını ifade ederek şöyle devam etti:
"Bu tür güvenlik teşkilatlarının kaynağı Anayasadır, kanunlardır. Yetkileri, görevleri sorumluluklarını kanunlarla çizilmiştir. Ve kanunlarla öngörülen makamların da denetimi altında, onların gösterdiği görev sınırlarını içerisinde görevlerini yaparlar. Zor kullanmanın bile kanunlarda çizilmiş sınırları vardır. Polis devleti gibi bir iddiayı da kabul etmek mümkün değildir. Esasen polis teşkilatımız vardır, polis teşkilatı içerisinde koruma görevi yapacak ayrı bir sınıf ihdas edilmektedir."
Güler, bu polislerin sadece koruma görevi yapacaklarını bu nedenle de 6 aylık eğitim sürelerinin yeterli olacağına inandıklarını ifade etti.
-"12 KİŞİ TUTUKLANDI, 4 KİŞİ ARANIYOR"
Güler, Reyhanlı saldırısının failleriyle ilgili yeni bir tespitin olup olmadığına ilişkin soru üzerine de, saldırıyla ilgili olarak çeşitli zamanlarda 18 kişinin göz altına alındığını, çıkarıldıkları mahkeme sonucu 12'sinin tutuklandığını belirtti. Soruşturmanın devam ettiğini ifade eden Güler şunları kaydetti:
"Son olarak, bu olayı gerçekleştiren yani asli fail olarak nitelendirdiğimiz kişiler yakalandı. Yani araçları bu patlatmayı yapmak üzere alan, bombaları getiren, bu kişileri Suriye'ye getirip götüren, araçlara özel bölme yaptıran, depoları bulan ve bombaları yerleştiren, patlama yerine de araçları getiren kişiler. Özellikle üç kişi, bu nedenle bunlar asli fail olarak diğerleri de bunlara yardım ve yataklık eden kişiler olarak, ilk soruşturmada belirlendi.
Ancak bu şahısları yönlendiren, gerekli paraları veren, bombacıya talimat veren iki kişi, bir de bombaları yapan bir kişi olmak üzere, üç kişinin; bir de yardım ve yataklıktan şüphelendiğimiz bir kişi olmak üzere dört kişinin de şu anda aramasına devam ediliyor.
Tabi ki mahkeme kesin hüküm vermeden kesin bir şey söylemek mümkün değil ama tespitler, deliller ve soruşturma sonucunda elde edilen bilgiler, ifadeler, beyanlar, kabuller çerçevesinde bu olayın asli failleri olduğunu belirtmemiz mümkündür."
-İHMAL SORUŞTURMASI DEVAM EDİYOR-
Güler, olayla ilgili ihmali görülen kamu görevlilerin soruşturmasıyla ilgili de, "(Hatay) Cumhuriyet Başsavcılığı gerekli adli soruşturmayı başlatmıştır. Başbakanımızın talimatıyla idari görevliler hakkında, yani bu işin önleyici noktasında görev alan arkadaşlarla ilgili olarak da Başbakanlık müfettişleri ve bakanlıkların uygun gördüğü müfettişleriyle gerekli incelemeyi yapmış olacaklar" dedi. Güler, "Emniyet istihbarattaki 13 görevlinin tayin edilmesiyle bir bağlantısı var mı" denmesi üzerine de, "Hayır. Oradaki görev tamamen rutin bir görevdir" diye konuştu. (ANKA)