Güllaç tarifi

Ramazan ayı geldi çattı. 17 haziran Çarşamba gece yarısından sonra ilk sahura kalkılacak. Perşembe akşamı da ilk iftar yapılacak. İftarda tatlı ihtiyacınızı giderebilmeniz için oldukça hafif güllaç tarifini haberimizde bulabilirsiniz. İşte yapımı kolay sizleri yormayacak bir güllaç tarifi...

Osmanlı sofralarından günümüze kadar gelen güllaç Ramazan sofralarının da vazgeçilmezi. İftar sofralarında misafirlerinize yapımı kolay güllaç tarifini mutlaka denemelisiniz. Süt ve gül suyundan yapılan güllaçın tarifini, videosunu, güllaçın tarihini ve günümüze yolcuğunu bulabilirsiniz. Güllaç geleneksel Türk tatlılarından birisidir. Süt ve gül suyundan yapılır. 15. yüzyıl ortalarına kadar Osmanlı'da halk mısır nişastasından yufka açıp stoklar ve havayla temas halinde olduğu için kuruyan bu yufkaları süt ve şekerle ıslatıp yerdi. Zamanla içine gülsuyunun da eklenmesiyle ortaya "güllü aş" ismi verilen tatlı çıktı ve (tıpkı "sütlü aş"ın "sütlaç"a dönüşmesi gibi) ismi "güllaç" oldu. Arif Bilgin'in Osmanlı Saray Mutfağı kitabındaki bilgilere göre, güllaç ilk kez saraya 1489 yılında alındı. Osmanlı sultanlarının sofralarından eksik etmediği güllacın 200 gramında yaklaşık 300 kalori bulunuyor. Bugün Türkiye'de yılda ortalama 250 ton üretiliyor, bunun yüzde 85′i Ramazan'da. Güllaç yaprakları, suyla karıştırılan mısır nişastası ve unun tavada pişirildikten sonra kurutulmasıyla elde ediliyor. İdeal yaprak ağırlığının 30-35 gram olması gerekiyor. Ağırlık artarsa güllaç lapalaşıyor, azalırsa kırılıyor. Kullanıma hazır kuru güllaç yapraklarının iki yılda tüketilmesi gerekiyor. Ancak havadar olan, fazla güneş ışığı almayan, rutubetsiz ortamlarda bu yapraklar 10 yıl saklanabiliyor. Şekerle kaynatılan sütün ılıdıktan sonra beyaz yapraklar üzerine teker teker dökülmesi ve orta katına ceviz, badem, fındık gibi yemişler yerleştirilmesiyle bildiğimiz güllaç tatlısı ortaya çıkıyor. Gülsuyu değilse de nar ilave edilmesi bir Osmanlı geleneği olarak devam ediyor. Güllaç, Ramazan deyince akla gelen ilk tatlılardan biridir. Güllaç, sütlü olduğundan iftardan sonra rahatlıkla yenebilecek, hazmı kolay ve hafif bir tatlıdır. Sarayda da bu özelliğiyle çokça tercih edilmiştir. Günümüzde arzuya göre koyulan gülsuyu, Osmanlı Mutfağı'nda ferahlatıcı etkisi olduğu gerekçesiyle mutlaka eklenirdi. Güllaç ismi de bir bakıma buradan gelmektedir.

Reklam
Reklam

İşte güllaç tarifi

Güllaç için malzemeler

10 adet güllaç yufkası
1.5 litre süt
3 su bardağı toz şeker
Nar taneleri
300 gr. ceviz
Gül suyu
Vanilya

Güllaçın yapılışı

Tencerenin içerisine sütü boşaltın. İçerisine şeker ekleyin. Ardından vanilyayı tencereye ekleyin. Şeker eriyene kadar kaynatın. Süt, şeker ve vanilyayı kaynattıktan sonra tencereye gül suyu ekleyin. Arzu edildiği kadar gül suyu konulabilir. Şerbet bu şekilde hazırlanmış olur. Cevizleri bir kıyıcının içerisinde küçük taneler halinde kıyın. Süt biraz ılık hale geldikten sonra, güllaç yaprağının üzerine boca edin. Aralara kıyılmış ceviz taneleri serpiştirin. Bu şekilde güllaç yaprakları üst üste dizilir. En üste konulacak güllaç yaprağının kırık olmamasına özen gösterilmelidir. Sütün geri kalanını da güllacın üzerine tamamen boşaltın ve beklemeye bırakın. Güllaç yapraklarının her tarafının süte değmesini sağlayın. Güllaç soğuduktan sonra servisini yapabilirsiniz. Servis etmeden önce üzerini nar ve ceviz ile süsleyebilirsiniz. Arzu ederseniz, ceviz yerine fıstık da kullanabilirsiniz. Güllaç servise hazırdır.

Reklam
Reklam