ÇANAKKALE (İHA) - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye'de bir baskı Anayasası olduğunu belirterek, "Türkiye, demokrasinin, millet egemenliğinin, halk saygısının, hak duygusunun hakim olduğu bir ülke olacaksa yepyeni bir Anayasa yapmalı" dedi. Bakan Günay, hararetli konuşması sırasında kazayla gazetecilerin ses kayıt cihazlarını yere düşürdü.
Partisinin il kongresine katılmak üzere Çanakkale'ye gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Kolin Otel'de yapılan kongrede, seçim sonuçlarını ve yeni Anayasa çalışmalarını değerlendirdi. Günay, AK Parti'nin yerel seçimlerden başarı ile çıktığını belirterek, "Bir yerel seçimi geride bıraktık. Bakınız bu yerel seçimler üzerinde türlü spekülasyonlar oldu. Bazıları bize çıtayı yüzde 50'nin üzerinde koydu. Biz yüzde 50'nin üzerine çıkamadığımız için bizim başarısız olduğumuzu ilan ettiler. Ancak
kendileri yüzde 50'nin yarısının altında kaldılar. Biz bu seçimde yüzde 40'ın eşiğindeyiz. Yüzde 40 ortalamasındayız. Buradaki genç arkadaşlarımızın özellikle bilmesini istiyorum. Orta kuşaktakiler hatırlarlar. 1950'lerden bu yana çok partili hayatta seçim yapılıyor. 1950'lerden buyana ardı ardına 4 seçimi üst üste kazanmış ikinci bir parti yok. Varsa ayağa kalksın. Adalet ve Kalkınma Partisi bunu başardı. 2002'de, 2004'de 2007'de ve 2009'da yüzde 40'lar ortalaması üzerinden yani Türkiye toplumunun ortalamasını yakalamış büyük kitle hareketi olarak yoluna devam ediyor. Bu desteği bize milletimiz veriyor. Çünkü milletimiz siyaseti bir kavga gibi görenlerden bıktı. Milletimiz siyaseti bir çatışma, kamplaşma, bir kötü söz söyleme yarışı yeri gibi görmekten bıktı. Artık siyaseti bir hizmet yarışı yeri olarak görmek istiyor. AK Parti hizmet eden siyasetin bir adı olduğu için 4 seçimi ardı ardına kazanabiliyor" dedi.
"DARBE DÖNEMİ ALTINDA YAPILMIŞ BASKI ANAYASASI VAR" Bakan Günay, Türkiye'de bir baskı anayasasının yürürlükte olduğunu belirterek, "Bugün Türkiye'de 1980-1982 yılında bir askeri vesayet dönemi altında, darbe dönemi altında, itiraz etme hakkı yokken, karşı söz söyleme hakkı yokken, eleştiri hakkı yokken, sözlerini özgürce ifade etme hakkı yokken yapılmış bir anayasa var. Bir baskı anayasası var. Evet, bu anayasa daha sonraki yıllarda 1980'lerden itibaren zaman zaman değiştirilmeye çalışıldı, ancak temeli, ana bakış anlayışı farklı olduğu için, buraya
insanı, barışı koymadığı için, korkuyu, insanı gütme anlayışını benimsediği için ne kadar düzeltseniz düzelmiyor. Bunu ben söylemiyorum. Bunu, 5-10 yıl önce, bugün anayasanın değişmesini, tartışmasını yapamayız diyen siyasilerin yazılı belgeleri söylüyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin, Milliyetçi Hareket Partisi'nin, Doğru Yol Partisi'nin, Anavatan Partisi'nin yazılı belgeleri bunu söylüyor. Onlar da bu Anayasa'nın köklü biçimde değiştirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Türkiye gerçekten demokrasinin, millet
egemenliğinin, halk saygısının, hak duygusunun hakim olduğu bir ülke olacaksa, çağdaş, özgürlükçü, katılımcı, çoğulcu yepyeni bir anayasa yapsın. Bunu da milletle tartışarak yapsın istiyoruz. Yani bu ülkede ilk defa darbe dönemlerinde anayasa yapılmasın, demokrasi döneminde milletin kararıyla anayasa yapılsın istiyoruz. Bunun itiraz edilecek, karşı çıkılacak, hayır denilecek nesi var anlamış değilim. Ancak bazı arkadaşlarımız, üzüntüyle söylemek istiyorum ki, siyaseti bir kör dövüşüne, bir kavga ortamına,
bir inatlaşmaya dönüştürmek istiyorlar. Ama her seçimde halkın boy aynasında boylarının ölçüsünü alıyorlar. Adalet ve Kalkınma Partisi o boy aynasında boyunu görüyor. Bu son seçime bakarsak Adalet ve Kalkınma Partisi'nin boyu iki, ana muhalefet partisini üst üste koyduğunuz zaman bunlardan bir puan yukarda. İşte bu kadar açık" dedi.
KÜRSÜ YERİNE GAZETECİLERİN SES KAYIT CİHAZLARINI YERE DÜŞÜRDÜ
Konuşması sırasında 2 yıllık bakanlık döneminde kimsenin kendisinden haksız iş istemediğini hatırlatan Bakan Günay, hızını alamayınca kürsü yerine yanlışlıkla gazetecilerin ses kayıt cihazlarını yumrukları. Ses kayıt cihazlarından biri yere düşerken, gazeteciler yere düşen cihazı alıp yeniden kürsüye koymak zorunda kaldı.
Bakan Günay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2 yıla yakın zamandır bakanlık yapıyorum Ben İstanbul'un birinci bölgesinin milletvekiliyim. Bugüne kadar bir tek teşkilat mensubu arkadaşım bana bir tek haksız iş getirmedi. Başarının sırrı burada yatıyor. Biz hakkı savunuyoruz. Kendi hakkımızı, milletin hakkını, yetimin hakkını savunuyoruz. Böyle yapmaya devam ettiğimiz müddetçe de inşallah başarılı olacağız".
Öte yandan kongrede bir konuşma yapan Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu ise, yerel seçim sonuçlarını muhalefet partilerini değişik şekilde değerlendirdiğini belirterek, "Seçim sonuçlarını, muhalefet partileri, her zaman olduğu gibi halkımızla ters düşmelerinden dolayı yine ters yorumluyorlar. Bizim yüzde 39'u kötülerken, kendi yüzde 23 ve yüzde 16'lılarını koyacak yer bulamıyorlar. Çok enteresan bir durum. Onun için bunlar halkımızla ters düşüyorlar. Bir de göz ardı
edilmemesi gereken çok önemli bir şey var, Bu yerel seçimler ülkemizin son yıllarda AK Parti iktidarının yaşadığı dönüşümden, değişimden rahatsızlık duyanlar için de adeta bir fırsat olarak kabul edildi. Onun için seçim neticelerini kendilerine göre yorumlayıp, buradan bir şeyler çıkarıp aziz milletimizin kafalarını karıştırmak istediler. Bu seçimin galibi Ak Parti'dir. Cumhuriyet tarihimizde ilk defa çok partili hayata geçtiğimizden bu yana bir siyasi parti 4 defa üst üste seçim kazanıyor. Bu seçimin
galibi de biziz" dedi.