Memur Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "İnşallah 1 ocak 2012’den itibaren geçerli olmak üzere memurlarımızı memnun edecek bir sonuca imza atacağız. Memnun olacak bir sonuç elde edemez isek, Kamu Görelileri Hakem Kurulana müracaat etmek birinci, alanlara çıkmak ise ikinci görevimiz olacak.” dedi.
Memur Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Memur-Sen Bursa İl Temsilciliği’nde sendika başkanları ile bir araya geldi. Memur-Sen’e bağlı 11 iş kolundaki sendika başkanları ile buluşan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, gündeme ilişkin konularda basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin bu gün geldiği noktada vesayeti deşifre etme adına üç önemli uğraşı alanını olduğunu anlatan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Üçü de mevzuata dayanan bir alan. Anaya bir mevzuat, eğitim sistemi bir mevzuat ve toplu sözleşme yasası da kamu çalışanları için bir mevzuat. Her üçünde de ayak diretildiğini, bunun çalışanlar ve milletin istediği gibi olmaması için karşı koyanlar olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
Eğitim sistemi ve anayasada darbeciler ve vesayetçilerin ayak direttiğini anlatan Gündoğdu, Toplu sözleşmenin ikincil mevzuatında da hükümetin içinde de bazı bakan ve bürokratlar toplu sözleşme hakkının verildiğinden memnun olmamış gibi ayak direttiğini söyledi. Memur-Sen ailesi olarak ülkenin ihtiyacı olan mevzuata kavuşması için kamu çalışanlarını paydaşlıkta İLO normlarına taşıyan ikincil mevzuata kavuşması için ayak diretenlerin kim olduğuna bakmaksızın mücadele edeceklerini anlatan Ahmet Gündoğdu, şöyle devam etti: "Anayasa ile eğitim tartışmaları esasen birbiri ile aynı, her ikisinde de soru şu: devlete göre insanı mı dizayn edelim?, insana göre devleti mi?, bu anayasa için sorulacak bir soru. Eğitim sisteminde de çocuklarımızın geleceğine çocuklar ve anne babaları mı karar versin? devlet mi? Biz her ikisinde de insana göre devleti, çocukların geleceğine ise anne babaları ve kendilerinin karar vermesini istiyoruz."
Bu hakkın devlete verilmesi halinde ise ‘hangi devlet’ sorusunun akla geldiğini anlatan Gündoğdu, "İşte 60 darbesini ile 61 anayasası, 80 darbesi ile 82 anayasasını oluşturan derin, darbeci, bürokratik ve vesayetçi devlettir. 28 şubat sürecinde de eğitim sisteminde katsayı dayatması ve 8 yıllık kesintisizliği ile başörtüsü dayatması ile milletin geleceğini karartanlarda yine bir devlet çeşidi adına iş yapmışlardır ama bu devlet çeşidi asla Türkiye Cumhuriyeti devleti olmamıştır." dedi.
"İKTİDAR EĞİTİM SİSTEMİNDE GEREKSİZ TARTIŞMALAR İLE ZAMAN KAYBEDİYOR"
Kendilerinin anayasada insan onuru ve insanı esas alan, öteki oluşturmayan, vatandaşını tanımlayan değil, tanıyan devleti önemsediklerini anlatan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Eğitim sisteminde de çocukların özgürce, onlarca seçenek içinde kendi geleceğine kendilerinin karar verdiği, seçmeli dersler havuzu ile hayata hazırlandıkları ve temel beceri eğitimleri ile de kendi alanları ve fıtratları ile kabiliyetlerinin keşfedildiği bilimsel, pedagojik bir eğitime geçişi önemsiyoruz. Şu anda iktidarın bu süreci pedagojik ve bilimsel tabana yeterince çekemeyip usul ve üslup tartışmaları ile zaman kaybettiğini ve bu projeyi hak etmediği eleştirilerin yapılmasına sebep olduğunu düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
Ahmet Gündoğdu, şöyle devam etti: “Çünkü 28 şubat süreci ile yüzleşecek isek, birileri buna rövanş peşinde misiniz diyor, hayır rövanş peşinde değiliz. Ağaç devrildiği yerden kalksın. Milletin geleceğine Milli Güvenlik Kurulu kararları değil, milli eğitim şura kararları, bilimsel eğitim ve çağdaşlık yön versin diyoruz. Ama dün bu kirli senaryoların piyonları ikna odalarına kuran, kirliliklere ortak olanlar hala ‘yavuz hırsız’ misali boy gösterip, milletle kavga etmeye devam edecekse adına rövanş diyorlarsa rövanş olsun, haddini bildirmek diyorlarsa haddini bildirmek olsun. Çünkü demokrasi demokrasiyi hazmedemeyenlere ‘had bildirme’ sanatının da adıdır. 12 Eylül Referandumu da bir manada millete dönüş, milletin iradesine dönüş, demokrasiyi yeniden yeşertmeye dönüş olduğuna göre, demokrasiyi hazmedemeyenlere haddini bildirmekte demokratik bir mücadele ve tavrın gereğidir. “ dedi.
"TOPLU SÖZLEŞMEYE PARALEL SÖZDE SÖZLEŞMELERDE YAPILIRDI"
Toplu sözleşme yasasının henüz yürürlüğe girmediğini anlatan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "İkincil mevzuat 1 Ocaktan beri henüz zamlı maaşları alamadık, eğer hükümet ve bürokrasinin razı olmamızı istediği tabloya razı olsaydık, çoktan ikincil mevzuatta üçüncül toplu sözleşmelerde yapılıyordu. Toplu sözleşmeye paralel sözde sözleşmelerde yapılırdı. Ama biz söke söke aldığımız ‘referandum paketinde yer almazsa bir daha masaya oturmayız’ diyerek tavır koyarak bedelini ödediğimiz bir hakkın ikincil mevzuatının da kamu çalışanlarının haklarını koruyacak ve geliştirecek bir statüde çıkmasını istediğimiz için bu süre biraz ilerledi." şeklinde konuştu.
En son meclise giden yasa tasarısının kendi kırmızı çizgileri nedeni ile karşı çıkmalarından dolayı geciktiğini anlatan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı: "Son olarak Sayın Başbakan ile de görüşerek hizmet kolu toplu sözleşme ve sosyal denge sözleşmesine kavuştuğumuz bir tasarı mecliste oylanıyor. İnşallah önce yasamızı istediğimiz bir şekilde çıkartacağız. Sonra 4C’liler başta olmak üzere 666 sayılı kanun hükmünde kararname ile unutulan memurlarımız yüzdelik zam taban aylığı gibi 13 ana konuda yaptığımız hazırlıkla da toplu sözleşme masasında ki yerimizi alacağız. İnşallah 1 ocak 2012’den itibaren geçerli olmak üzere memurlarımızı memnun edecek bir sonuca imza atacağız. Memnun olacak bir sonuç elde edemez isek, kamu görelileri hakem kurulana müracaat etmek birinci, alanlara çıkmak ise ikinci görevimiz olacak.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz