Gündoğdu, İshak Paşa Sarayı’nı Anlattı

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hamza Gündoğdu, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde...

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hamza Gündoğdu, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde (OMÜ) bir konferans verdi.

SAÜ Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hamza Gündoğdu, OMÜ Fen Edebiyat-Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü tarafından düzenlenen, “Dünden Bugüne İshak Paşa Sarayı” konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.

Sunumla desteklediği konuşmasında Osmanlı’nın saray mimarisinden bahseden Prof. Dr. Gündoğdu şöyle konuştu:

“Osmanlının ilk sarayı Bursa Eski Sarayı’dır. Öyle ahım şahım bir saray olmamakla birlikte Türk adetlerine göre yapılmış bir saraydır. Osmanlıya mimari açıdan başlangıç için model olmuştur. Daha sonra yapılan Edirne Sarayı’ndan da korunaklı ve sıcak olmadığı için vazgeçilmiştir. İstanbul Eski Sarayı bugünkü İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu yerdir. Fatih zamanında yaptırılıp önemini de çok çabuk yitirmiştir, çünkü Fatih yeni bir saray yeri aramaya başlamıştır. Hemen ardından da Osmanlı’nın ilk derli toplu sarayı olan Topkapı Sarayı yaptırılmıştır. 5 bin insanın yaşadığı, yaklaşık 30 burcu olan ve 7 kapısı bulunan bir saraydır. Dünyanın en güzel manzaralarından birine açık bir yere yapılmıştır.”

Reklam
Reklam

İshak Paşa Sarayı’nın gerçek anlamda hanedan saraylarının bir tekrarı olduğunu kaydeden Gündoğdu, “İshak Paşa Sarayı, dönemi içerisinde yapılmış ilginç örneklerden biridir. Sarayın 17. yüzyıl sonunda yapılmaya başlandığı söylenmektedir. Yapı üzerinde görülen farklı üslup özellikleri sebebiyle, yerel yönetimlerin de bu sarayın yapımında etkili olduğu düşünülüyor. Bu durum sarayın yapım süresinin uzun sürdüğünün bir kanıtıdır. Sarayın konumu farklı etkilere maruz kalmış bir bölgede olduğu için yapının üslubu son derece önemli” diye konuştu.

İshak Paşa Sarayı’nın tek bir kişi tarafından yaptırılmadığı bilgisini de veren Gündoğdu, “Yaklaşık 5 bin 800 metrekare alana yaptırılan Saray, tek bir kişinin yaptırdığı bir saray değildir. Babadan oğula geçerek yapımı tamamlanmıştır. Sarayın, taşlarında 122 tane taşçı markası tespit edilmiştir. Bu durum saray yapımında farklı kişilerin çalıştıklarının göstergesidir” şeklinde konuştu.

Sarayın, güzelliğiyle görenleri büyülediğini söyleyen Gündoğdu, “Misyonerler, şövalyeler, elçiler ve daha birçok insan buradan geçmiş ve sarayın güzelliğiyle büyülenmişlerdir. Saray bir kartal yuvası şeklinde narin bir tepenin düzlenmesiyle kurulmuştur. Taş ustalığı ve mimari açıdan çok önemli bir dönemde yapılan sarayın surları Urartular tarafından inşa edilmiştir. Dik bir yamacın üzeri düzlenerek yapılmış sarayın önündeki tepeye dokunulmamıştır. Bunun özel bir anlamı vardır. Herhangi bir saldırı durumunda düşman kuvvetleri ikiye bölmek için kapının tam önünde bulunan tepe muhafaza edilmiştir. Biraz abartı gibi dursa da sarayın 360 odası olduğu söylenmektedir. Ayrıca sarayın duvar süslemelerinde Kafkas ve Gürcü özelliklerine rastlanmaktadır. İyi korunaklı bir saraydır. Duvarların içinden geçen ilk ısıtma sistemi sarayın harem bölümünde görülmektedir” dedi.

Reklam
Reklam

İshak Paşa Sarayı’nın işlevsel hale getirilmesinin gerekliliğini dile getiren Prof. Dr. Gündoğdu, “Sarayın restorasyonu Kültür Bakanlığı tarafından 1950’li yıllarda yapıldı. Dana sonra yeniden düzenleme yapılmış ve müthiş bir çalışma yürütülmüştür. İshak Paşa Sarayı keşke işlevsel, insan nefesi olan bir yer olabilse, çünkü insan nefesi olmayan, terk edilen binalar da tahribat daha çok görülüyor” şeklinde konuştu.

Konferans, Prof. Dr. Hamza Gündoğdu’ya plaket takdim edilmesiyle sona erdi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: