Sabahları birkaç dakika fazladan uyumak uğruna kendimize ne kötülükler yapıyoruz, gün içindeki performansımızı nasıl da düşürüyoruz, kendi canımızı nasıl da sıkıyoruz bir bilsek...
Uyandığımızda, vücudumuz -ne kadar yorgun hissetsek de, uyku ne kadar yetmese de- uyku döngüsünden çıkar. Ertele butonuna basıp uykuya daldığımızda ise uyku döngümüz yeniden başlar, yeniden uyandığımızda döngüyü çok daha erken bitirdiğimiz için aslında çok daha yorgun, çok daha uykusuz hissedersiniz. Gün de böyle devam işte...
Artık hepimizin alışkanlığı haline geldi tabii bu; uyandığımız an telefonumuza uzanıyoruz, Whatsapp'tan kim yazmış, kim ne e-posta atmış, işler birikmiş mi, belediyelerden bilgilendirme sms'leri gelmiş mi...
Halbuki ne kadar kötü yapıyoruz bir bilsek! Gün boyu omuzlanacağımız yoğunluklarla henüz yataktayken karşılaşıyoruz, sonra o moralsizlikle devam ediyor saatler. Bunun yerine yalnızca yataktan çıkıp hazırlanmaya, gün içindeki işlere girişmeye odaklansak; örneğin işe gitmek için yola çıktığımızda, otobüste, takside kontrol etsek şu bildirimleri... Daha mutlu başlamaz mıyız güne? :)
Güne kahve içmeden başlayamayanlardansak bile, bu alışkanlığımızı sabah 9.30'a kadar ertelemeyi öneriyoruz! Çünkü bir süre sonra bir de bakmışız, aslında güne kahve içmeden başlayabiliyormuşuz :)
Vücudumuzdaki enerji seviyesini kortizol adlı hormon düzenler, bu hormonun en yoğun salgılandığı saatler ise 08.00-09.00 aralığıdır. Eğer 09.30'dan daha erken saatlerde kendinizi kahveye verirseniz, vücudunuzdaki kortizol seviyesinin düşmesine sebep olursunuz! Eh, bu da gün içinde ikide bir enerjisiz kalmanıza, sürekli kahveye sarılmanıza yol açar...- - - - - -
Öncelikle; dağınık odanızı derlemek toplamak harika bir sabah sporu, değil mi ama? :) Üstelik, sabahları odanızı bir düzene koymanın gün içindeki üretkenliğinizi arttırdığı da araştırmalarla kanıtlanmış bir gerçek...
Bu durumda 5 dakika erken uyanmanız ve odanızla ilgilenmeniz kadar doğru ne olabilir? :)- - - - - -
Tabii ülkemizde kış saatinin kaldırılması yüzünden artık birçoğumuz karanlıkta uyanıyoruz, günün en güneşli, en verimli saatlerini kapalı alanlarda geçiriyoruz... Ve bu konuda ne yazık ki internetteki imza kampanyalarına e-posta adresimizi kaydettirmek haricinde elimizden bir şey gelmiyor :(
Halbuki vücut saatlerimiz yüz binlerce yıldır gündüzleri uyanık kalmaya, geceleri uyumaya alışmış durumdadır... Vücudun uyku saati olarak algıladığı bir ışık seviyesinde uyanmak ve hazırlanmaya çalışmak enerji dengemizi darmadağın eder.
Bu yüzden, mümkün olduğunca 'güneş doğmuşken' uyanmaya bakın. Eğer siz uyandığınızda güneş daha yüzünü yeni yeni gösteriyorsa bile hemen perdeleri ve ışıkları açın; saatleri kandıramasanız bile vücudunuzu kandırın :)
---
Kaynaklar: Davidwolfe.com, Brightside.me & Lifehack.org