Güneş sağlığımız üzerinde yaşamsal önem taşıyan pek çok fayda sağlasa da, uzun süre güneş ışınlarına korunmasız maruz kalmak gözde geçici veya kalıcı görme bozukluğuna neden olabiliyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba “Yazın yeryüzüne ulaşan ultraviyole (UV) ışın miktarı kışa göre 3 kat daha fazladır. Ayrıca saat 10:00- 16:00 arasında ışınlar dik geldiği için göz sağlığı üzerine olan zararlı etkilerini daha da artırmaktadır. Güneş ışınlarına çıplak gözle bakmak sakıncalıdır. Kısa süreli de olsa kalıcı körlük yapabilir” diyor. Güneş ışınlarının gözlerde oluşturacağı hastalıklardan korunmak için gözlerimizi mutlaka korumamız gerektiği uyarısında bulunan Prof. Dr. Müslime Akbaba, aksi takdirde göz ve göz çevresinde kalıcı hasarlar bırakabileceği uyarısında bulundu. Peki güneş ışınlarına korunmasız olarak fazla maruz kalmak hangi hastalıklara yol açabiliyor? Bu hastalıklardan korunmak için almamız gereken önlemler neler? Acıbadem Kadıköy Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba güneş ışınlarının neden olduğu 5 göz hastalığını anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Güneşe çıplak gözle bakıldığı takdirde kornea adını verdiğimiz şeffaf dokuda yanık oluşturabilir. Yanık sonucu oluşan keratit adını verdiğimiz mikrobik olmayan inflamasyonda gözlerde şiddetli ağrı, gözünü açamama, ışığa bakamama ve yaşarma olur.
Gözümüzdeki doğal lensler, gözün renkli kısmı olan iris dokusunun arkasında yer alıyor. Bu doğal lensin saydamlığını yitirerek görmeye engel olmasına katarakt deniyor. Tedavi edilebilen görme kaybının en önemli nedeni olan katarakt, güneşe fazla maruz kalmanın yol açtığı önemli göz problemi. Genellikle ileri yaştaki kişilerde ortaya çıksa da, özellikle güneş ışınlarının yoğun olduğu coğrafik bölgelerde gençlerde de yaygın bir şekilde görülüyor. Görmede yavaş yavaş azalma, okuma zorluğu, gözlük numaralarının sık değişmesi, çift görme, görüntü ile renklerde soluklaşma ve gece görüşünde bozulma gibi belirtilerle ortaya çıkıyor.
Toplumda ‘kuş kanadı’ olarak da bilinen göz eti (pterjium), gözün beyaz tabakasının üzerini örten konjonktiva zarının kalınlaşıp korneaya doğru ilerlemesidir. Başlangıç döneminde gözde kızarıklık, batma ve yanma gibi sorunlara yol açarken, ilerlediğinde görmeyi etkileyebiliyor (görmede bulanıklaşma, astigmat) ve tekrarlayıcı olabiliyor.
Güneş ışınlarına korunmasız olarak fazla maruz kalmak göz kapaklarında ve göz küresinin dış yüzeyini örten konjonktiva tabakasında kanserlere neden olabiliyor. Göz kapaklarında iyileşmeyen ağrısız kabarıklık veya yara şeklinde başlayabilir, göz içinde ise kızarık, kabarık ve ağrısız et şeklinde görülebilir. Bu tümörler erken dönemde tedavi edilmediği takdirde sadece görmenin değil gözün kaybedilmesine de neden olabilir.
Sarı nokta adı verilen görme merkezinde görmeyi kalıcı bir şekilde etkileyen görme bozukluğu oluşturabiliyor. Güneşe direkt çıplak gözle özellikle de güneş tutulmasına korunmadan bakanlarda sarı noktada fotokimyasal ve termal harabiyet sonucu solar makulopati oluşmaktadır. Ayrıca uzun süreli direkt olmayan maruziyetin de yaşa bağlı sarı nokta hastalığı gelişiminde önemli bir etken olabileceği düşünülmektedir. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba, “Genellikle sarı nokta hastalığında ilk aşamada yakın okumada yazılar eğik ve yamuk görülüyor. Başlangıçta okumak zorlaşırken, zamanla hasta baktığı şeyin merkezini değil etrafını görebiliyor. Yani karşısında yer alan kişilerin yüzlerini seçemeyecek duruma gelebiliyor” diyor.
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba, gözleri güneşin zararlı ışınlarından korumanın 5 etkili yolunu anlattı:
Güneş ışınlarının dik olduğu 10:00-16:00 saatleri arasında mümkünse dışarıda olmayın, güneşlenmeyin.
Dışarıya çıkarken güneş gözlüğü kullanmayı ihmal etmeyin. Gözlük camları UVA ve UVB tam korumalı ve çerçevesi de göz çevresini tamamen saracak şekilde olmalı.
Güneş gözlüğü dışında geniş siperli bir şapkanın da kullanılması yüzümüzde gölge oluşturarak direkt ışıktan korunmamızı sağlar. Ayrıca göz çevresinde ve yüzde güneş lekelerinin oluşmasını önler.
Göz çevresi için önerilen UV korumalı kremler kullanın. Göz çevresine sürülen kremler ısının da etkisiyle bir süre sonra eriyip, göze kaçabiliyor. Bunun sonucunda gözde kızarıklık, sulanma, batma ve ağrı oluşabiliyor. Dolayısıyla kremi az miktarda ve kirpik diplerinden uzakta sürmenizde fayda var.
Islak yüzeyden yansıyan ışınlar göze daha fazla veriyorlar. Deniz ve havuza girerken yüzücü gözlüğü kullanmanız, hem güneş ışınlarının hem de havuz ile deniz suyunun zararlı etkilerinden korunmanızı sağlayacak.