Dünya'ya ulaşan güneş ışınlarından infrared ışınlarının yüzde 5'den az kısmının gözle göremediğimiz Ultraviyole (UV) ışınları olduğu ifade edildi. Bu ışınların dalga boylarına göre üç sınıfa ayrıldığını ifade eden Tokat Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Şube Müdürü Dr. Fatih Şua Tapar, "Bize ulaşan UV ışınlarının yüzde 90-95'i UVA, yüzde 5-10'nu UVB'den oluşmakta, UVC ise ozon tabakasında tam olarak absorbe olup dünyaya ulaşmamaktadır. Ne yazık ki, bu bilgi son yıllarda değişmiş teknolojinin ve kullanılan zararlı gazlar nedeniyle ozon tabakası incelmiş ve delinmiştir.
Bunun sonucunda da hem dünya ya ulaşan UVB oranı artmış, hem de önceden ulaşamayan UVC ışını da artık dünyaya gelmeye başlamıştır. UVB ışını deride D vitamini fotosentezi sağladığı için düşük oranlarda faydalıdır. Ancak, oran arttıkça güneş ışığı, pigmentasyon (bronzlaşma) deri yaşlanması ve kanser başta olmak üzere pek çok zararlı yan etkileri vardır. UVC ise daha da yüksek oranda kanserojen etkiye sahiptir" dedi.
Güneşin kanser etkisinden ve diğer zararlarından etkilenmemek için 10.00-16.00 saatleri arasında güneşte fazla kalınmaması gerektiğini hatırlatan Dr. Tapar, "Geniş sperlikli şapka ve açık renkli giysilerle korunulması yeterlidir.
Güneş koruyucu ürünler özellikle tatillerde kullanılabilir. Bu ürünleri kullanırken UVA ve UVB ye karşı koruyucu, ayrıca suya dayanıklı ve dirençli olmalarına dikkat edilmesi önemlidir. Güneş koruyucu ürünlerle ilgili araştırmalar yeterli olmadığı ve birbiriyle çeliştiği için bireysel korunma daima bu ürünlerin önünde gelmektedir. Elbetteki asıl önemli olan ise ozon tabakasının delinmesine neden olan faktörlerin ortadan kaldırılması için toplumsal bilinç oluşturulmasıdır" diye konuştu.