Bilim dünyasındaki son literatürlerin güneşin zararlı etkilerine karşı kalın ve kaba, gözenekleri sık dokumalı koyu renk giysileri tavsiye ettiğini belirten Eşrefoğlu, "(Zürefanın şaşkını, beyaz giyer kış günü) şeklindeki inanışın tersine koyu giysiler hem yazın hem de kışın ultraviyole ışınlarına karşı daha fazla koruyor. Eskiden tavsiye edilen, yazın açık renk giyinme, ultraviyoleden değil ısıdan korunmak için. Açık renkler yansıtma özelliğinden dolayı ısıyı almıyor, koyu renkler absortladığı (içeri aldığı) için daha çok sıcaklık hissi veriyor" dedi.
Tamamen kapalı havalarda dahi yüzde 32 oranında ultraviyole ışınlarına maruz kaldığımıza dikkat çeken Prof. Dr. Eşrefoğlu, "ABD ve Kanada gibi ülkelerde o gün maruz kalınan ultraviyole ışınlarının miktarı hava raporları gibi halka duyurulmakta ve alınması gereken tedbirler sıralanmaktadır. Ultraviyole (UV) emniyeti, minimal, düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olarak belirlenmektedir. Minimal düzeyde sadece geniş kenarlı bir şapka yeterli olmaktadır. Bir üst seviyede güneş gözlüğü ve uzun kollu tişört önerilmektedir. Skala 5-6 olduğunda ise gölgelerin kullanılması, skalanın 7 ve 8'lere çıkması halinde günün belli saatlerinde güneş altında kalmaktan sakınılması tavsiye edilmektedir. Eğer skala 10 ve daha üst düzeyde ise evden hiç çıkılmaması söyleniyor" şeklinde konuştu.
Bursa'da düzenlenen Dermatokozmotoloji sempozyumunda güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunma konusunda görüşlerini aktaran Prof. Dr. Muammer Eşrefoğlu, güneş ışınını en fazla yüzde 80-90 oranında kar ve buzun yansıttığını bildirdi. Eşrefoğlu, uzun giysilerle geniş kenarlı şapka veya örtülerin en basit ve mükemmel koruyucu olduğunu söyledi.