Güney Afrika'da Osmanlı Mirası

Osmanlı İmparatorluğu'nun sahra altı Afrika'sına yaptığı dini hizmetlerde büyük role sahip Ebubekir Efendi'nin ailesi beş kuşaktır Güney Afrika'da yaşıyor.

Sultan Abdülaziz Han döneminde (1862) Ümit Burnu'na İslami ilimleri öğretmek, Müslümanların dini ve ictimai ihtilaflarını çözmek için gönderilen Osmanlı alimi Seyyid Ebubekir Efendi'nin (el-Emcedi) bıraktığı ilmi miras hala canlılığını koruyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nun sahra altı Afrika'sına yaptığı dini hizmetlerde büyük role sahip Ebubekir Efendi'nin ailesi beş kuşaktır Güney Afrika'da yaşıyor.

1863 yılında Cape Town'a giden ve bölgede kalıcı miras bırakan Ebubekir Efendi'nin fikirlerinin yanında davet metodu, bıraktığı eserlerle günümüzde etkisini sürdürüyor.

Cape Town'da ikamet eden Ebubekir Efendi'nin torunlarından Kemal Efendi AA muhabirine büyük dedesinin Güney Afrika'daki hizmetlerini anlattı.

Ebubekir Efendi'nin gönderilme sebebinin Cape Malay Müslümanları arasında başlayan dini anlaşmazlıklar olduğunu söyleyen Kemal Efendi, "Tartışmalar sonucu bir imamın öldürülüşüne şahit olan dönemin Cape Parlamentosu üyesi P. E. De Roubaix, sorunu İngiliz Kraliçesi'ne taşır, Kraliçe'nin önerisi üzerine Sultan Abdülaziz Han, Ebubekir Efendi'yi görevlendirir" dedi.

"Ebubekir Efendi, Güney Afrika'ya yalnız hoca olarak gelmedi, yerel hükümete siyasi ve dini konularda yardım etmek için geldi" diyen Kemal Efendi, esas hedefin "yerel mahkemelerde Müslümanların dini konularda yanlış yargılanmalarını önlemek" olduğunu belirtti.

Dini yaşayışın çatışmacı ortama dönüşmesine sebep olarak eğitim eksikliğini tespit eden Ebubekir Efendi'nin yaptığı ilk işin bir Osmanlı Mektebi kurmak olduğunu ifade eden Kemal Efendi, büyük dedesinin temel İslami ilimler'de kitaplar yazarak halkı eğitmeyi amaçladığını kaydetti.

"Güney Afrika'da İslami eğitim veren ilk kız mektebini kuruyor"

Ebubekir Efendi'nin Güney Afrika'da İslami eğitim veren ilk kız mektebini "Osmanlı İlahiyat Okulu" adıyla kurduğunu söyleyen Kemal Efendi, "Cape Town, Kimberly, Durban, Port Elizabeth şehirlerinde cami yaptırdıktan sonra hizmetlerinin Mozambik ve Morityus ülkelerine kadar uzandığını" sözlerine ekledi.

Ebubekir Efendi'nin beşinci kuşaktan torunu Gökşen Efendi ise çocukluğundan bu yana büyük dedesi hakkında anlatılanlarla büyüdüğünü, "Afrika'da Osmanlı mirasının bir parçası olmaktan gurur duyduğunu" söyledi.

"Afrikaanca'daki ilk dini metni yazıyor"

Ebubekir Efendi, yerel dil Afrikaanca'da yazdığı Beyanü'd-Din adlı ilmihali Osmanlıca kaleme alır. Kitap, daha sonra Arapça ve Afrikaanca karşılaştırmalı olarak İstanbul'da basılır.

AA muhabirine konuyla ilgili konuşan İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü, İslam Tarihi Anabilim dalı öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Selim Argun, kitabın dilbilimsel başarısının yanı sıra Afrikaanca'daki ilk dini metin olduğuna da dikkati çekti.

Hollandalı antropolog ve tarihçi Martin van Bruinessen ise eseri, dünyanın en genç dili kabul edilen Afrikaanca'nın erken dönem metinleri arasında sayıyor.

"Anti kolonyalist dini söylemin öncüsü Ebubekir Efendi"

Ebubekir Efendi'nin, Müslümanların maruz kaldığı sömürgeci politikalardan dolayı kaybettikleri özgüveni yeniden onardığını, onlara İslam kimliğini, aidiyetlerini kazandırdığını vurgulayan Argun, bu yönüyle önemli bir aktör olduğunu söyledi.

"Ebubekir Efendi bir yenilenme, ihya hareketi başlatmıştır" diyen Argun, bu girişimin 19. yüzyıl emperyalizmine karşı bir hareket olarak okunması gerektiğini ifade etti.

"Bölgede adeta küçük bir İstanbul ruhu inşa edildi"

"Ebubekir Efendi'nin Afrika kıtasında eşsiz ve kalıcı bir mirası vardır" diyen Argun, onun, aynı zamanda meşhur İngiliz kaptan James Cook'un yeğeni, eşi Tahire Cook ile birlikte açtıkları okullarda çocukların gerçek dinle tanışmalarını sağladığını" ifade etti.

Ebubekir Efendi'nin eğitimdeki adanmışlık ruhuyla kısa sürede Cape Malay ahalisinin Osmanlı kıyafetlerini benimsediğini, bölgede adeta küçük bir İstanbul ruhunun inşa edildiğini kaydeden Argun şunları söyledi:

"Ebubekir Efendi bulunduğu coğrafyada zulme, asimilasyona, şiddete, barışçıl yöntemlerle yaptığı tebliğ ve irşat faaliyetleriyle örneklik teşkil edecek bir direniş sergilemiştir. O, günümüz alimleri için de iyi bir örnek ve üzerinde düşünülmesi gerekilen bir şahsiyettir."

Erzurum'dan Ümit Burnu'na İlim Yolunda

Hoşnav aşiretinden Kürt asıllı bir alim olan Ebubekir Efendi'nin baba tarafından "Seyyid" olduğu belirtiliyor. 17 yaşında Irak'tan Erzurum'a yerleşen Efendi, Güney Afrika'ya görevlendirildiğinde 48 yaşındaydı.

1880 yılında vefat eden Ebubekir Efendi'nin mezarı Cape Town'un öncü alimlerinin metfun olduğu kentin en eski mezarlığı Tana Baru'da bulunuyor.