Güney Sudan'ı Arap Birliği üyeliğine yönelten açık ve gizli sebepler

Arap Birliği'ne "gözlemci" üyelik başvurusunda bulunan Cuba yönetimini bu adımı atmaya yönelten sebeplerin hükümetin açıkladıklarıyla sınırlı olmadığı belirtiliyor - Yazar ve siyasi analist Beynu: "Hükümetin, ülkede barışın sağlanmasına ilişkin meselelerde alınacak kararlar için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki Arap blokunun himayesine ihtiyacı var" - Sudanlı gazeteci Teleb: "Güney Sudan'ın üyelik girişimi, ekonomik, siyasi ve sosyal düzeyde iletişim kurulması için Arap ülkeleri ve başka taraflara açılımı destekler nitelikte bir adım"

ATEM SİMON MABİOR- Siyasi uzmanlar, Güney Sudan'ı Arap Birliği'ne "gözlemci" sıfatıyla üyelik başvurusunda bulunmaya sevk eden sebepler arasında yetkililerin açıkladıkları dışında ekonomik ve siyasi boyutta başka nedenlerin de olduğu görüşünde.

Hükümet yetkilileri bu ay başında yapılan "gözlemci devlet" başvurusunu "ortak meselelerde Arap Birliği'ndeki görüşmelere katılma arzusu" ile gerekçelendiriyor.

Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mavuin Makvil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Arap Birliği'nin Nil suları gibi önemli meselelerin tartışıldığı bir platform olduğunu ifade ederek, "Nil sularının kullanımı, tartışma sırasında Güney Sudan'ın da hazır olmasını gerektiren ortak öneme sahip meselelerden biri." dedi.

Reklam
Reklam

Gözlemci devlet statüsünün, oturumlara katılma ve ilgili konularda görüş belirtme hakkı vereceğini, ancak oy hakkı sağlamayacağını belirten Makvil, "Güney Sudan'ın Arap Birliği'ne katılmak için başka sebep ya da saikleri bulunmuyor." diye konuştu.

Makvil, Güney Sudan'ın bağımsızlığından bu yana başkent Cuba'da Arap Birliği'ne ait bir ofis ve delegenin bulunduğuna dikkati çekerek, "Arap bölgesi ile aramızdaki bağların güçlendirilmesi ve iş birliğinin artırılmasından başka bir şeye ihtiyacımız yok." ifadesini kullandı.

- BMGK'deki Arap blokunun himayesi

Cuba yönetimi Arap Birliği'ne üyelik başvurusunu bu şekilde açıklarken, bölgedeki gelişmeleri yakından takip eden siyasi uzmanların dikkati çektiği başka noktalar da var.

Yazar ve siyasi analist İbrahim Meryak el-Beynu, bu adımın arkasında hükümetin açıklamak istemediği başka nedenlerin olduğuna işaret ederek, "Hükümetin, ülkede barışın sağlanmasına ilişkin meselelerde alınacak kararlar için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) Arap blokunun himayesine ihtiyacı var." dedi.

Reklam
Reklam

Güney Sudan hükümetinin, Arap ülkelerinin kendilerine yönelik bir açılım yapmadığı düşüncesinde olduğunu ifade eden Beynu, "gözlemci devlet" olma yolunda atılan bu adımın üzerinde titizlikle düşünüldüğünü belirtti.

Beynu, üyelik başvurusunun ayrıca Arap Birliği fonunun sağlayacağı mali yardım ve kredilerinden faydalanma düşüncesiyle yapıldığını öne sürdü. Arap ülkelerinin, Güney Sudan ile İsrail arasındaki ilişkiden kaygılı olduğunu dile getiren Beynu, Cuba yönetiminin de bundan istifade ederek Arap yatırımcıları ülkesine çekmeyi planladığını söyledi.

- Nil suları meselesi

Güney Sudan'da yayınlanan "Halkın Sesi" gazetesi Genel Yayın Müdürü Ajou Loul ise öncelikle hükümetin açıkladığı sebeplerin önemine işaret etti.

Cuba yönetiminin bazı hayati meseleleri yakından takip edebilmek için Arap Birliği'ne katılım başvurusunda bulunduğunu dile getiren Loul, bunların başında Orta Doğu ve Arap bölgesi için ulusal bir güvenlik meselesi olan Nil sularına ilişkin anlaşmanın geldiğini söyledi.

Güney Sudan'ın önceden "güney devrimcilerini destekleyen" rolünden ötürü Mısır, Kuveyt ve Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap dünyasıyla "bazı hesapları" olduğunu belirten Loul, "Ne var ki, Arap dünyasında kısmi şekilde kurulan bu eski siyasi ilişkiler hiçbir şekilde Güney Sudan'ı Arap Birliği'ne taşımaz. Güney Sudan, Araplarla güçlü ilişkiler kurmak için diplomasiden yararlanabilir." dedi.

Reklam
Reklam

- "Mükemmel ve zekici bir adım"

Güney Sudan konusunda uzman, Sudanlı gazeteci Lemha et-Teleb ise egemen her devletin, herhangi bir siyasi, kültürel topluluğa katılma hakkı olduğunu ifade etti.

Arap Birliği'ne üyelik başvurusunu "mükemmel ve zekice bir adım" olarak nitelendiren Teleb, "Güney Sudan'ın üyelik girişimi, ekonomik, siyasi ve sosyal düzeyde iletişim kurulması için Arap ülkeleri ve başka taraflara açılımı destekler nitelikte bir adım." değerlendirmesinde bulundu.

Teleb ayrıca, Sudan'ın Arap Birliği üyesi olduğunu hatırlatarak, "Hartum yönetimi, ülkenin batısında uygulanan ablukanın kaldırılmasında Arap devletlerinden yardım istemişti. Bu deneyim, Güney Sudan'ı ABD'nin ekonomik yaptırımlarıyla mücadelede, benzer bir adım atmaya teşvik etti." ifadelerini kullandı.

Cuba makamları, mart ayı başında, Arap Birliği'ne gözlemci ülke olarak üyelik başvurusu yapıldığını duyurmuştu. Hükümet yetkilileri böylece Güney Sudan'ın Arap bölgesindeki durumu izleyebileceği ve Arap dünyası ile ülkenin geleceğini ilgilendiren hayati meselelerin tartışılmasına katkıda bulunabileceğini açıklamıştı.

Reklam
Reklam

Sudan'dan 2011'de ayrılarak bağımsızlığı ilan eden Güney Sudan, 2013'ten bu yana binlerce kişinin öldüğü ve yüz binlercesinin yurtlarından ayrılmak zorunda kaldığı iç savaşla mücadele ediyor.

Anahtar Kelimeler: