AHMET FURKAN MERCAN - Ankara Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ertan Gökmen, Kuzey Kore ile Güney Kore arasında yarın yapılacak zirveye ilişkin, "Kuzey'deki halkın kişi başına düşen gıda miktarı günlük 100 gram pirinç. Halkın devletinden aldığı gıda yardımları ilan edilen marjları aşamıyor. Birleşme halinde Kuzey Kore, silahlanmaya ayırdığı bütçeyi halkın refahına yönlendirecektir." dedi.
İki ülke sınırında, Birleşmiş Milletler'in (BM) kontrol ettiği Panmunjom'da yer alan "Barış Evinde" yarın düzenlenecek zirve öncesi AA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Gökmen, iki Kore arasındaki problemin temelinin 20. asrın başına kadar gittiğini belirtti.
Japonya'nın 1910'da Kore'yi istila ettiğini, ardından 1945'e kadar Kore'de otorite boşluğu oluştuğunu anımsatan Gökmen, "35 yıllık bu süreç, 2. Dünya Savaşı ile sona erdi." ifadesini kullandı.
Gökmen, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Kore'de iki farklı otoritenin ortaya çıktığını belirterek, "Biri ABD destekli Seul yönetimi ve diğeri Sovyet destekli Pyongyang merkezli Kuzey yönetimidir. O yıllarda iki taraf da tüm yarımadanın kontrolünün kendisinde olduğunu beyan etti." diye konuştu.
Ortaya çıkan iki devletin 1948'den itibaren birbirlerine hükümranlıklarını kabul ettirmeye çalıştığını ve 25 Haziran 1950'de Kore Savaşı'nın patlak verdiğini dile getiren Gökmen, "1953'te ateşkes yapıldı ve o ateşkes halen devam ediyor." dedi.
Savaşa kadar iki ülke arasına çekilmiş tel örgü ya da fiziki sınır olmadığını kaydeden Gökmen, ateşkes anlaşmasıyla bu sınırın tesis edildiğini, sınırın çizilmesiyle ailelerin birbirlerinden, kardeşlerin ve çocukların anne ve babalarından ayrılmak zorunda kaldığını anlattı.
- 50 yıl sonra aileler ilk defa bir araya geldi
Savaşın sona ermesinden sonra Kuzey ve Güneyli liderlerin ilk görüşmesinin Kore Savaşı'nın başlangıcının 50. yılına denk gelen 2000 yılında yapıldığını hatırlatan Gökmen, "Bu görüşme tarihi bir görüşmedir. Bir ilktir." ifadesini kullandı.
Gökmen, görüşmeyi yapmak üzere zamanın Güney Kore Devlet Başkanı Kim Dae-jung'un Pyongyang'a gittiğini ve görüşme sonunda bazı kararlar alındığını söyledi.
Pyongyang'da 2000'de yapılan görüşmede bölünmüş ailelerin birleştirilmesi kararı alındığını dile getiren Gökmen, "Ayrı aileler 50 yıl sonra 15 Ağustos 2000'de ilk kez bir araya geldiler." diye konuştu.
Gökmen, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ailelerin birleşmesi kararının yanı sıra bu görüşmede başka bir karar daha aldılar. Şimdi soralım? Güney Kore bir ada ülkesi midir? Adanın tanımı nedir? Karayla bağlantısı olmayan yerlere ada denir. Dolayısıyla coğrafi olarak Güney Kore de yarımadadır ancak Güney Kore’nin karayla bağlantısı yok. Rusya ya da Çin ile olan sınırına Kuzey Kore sahip. Pyongyang, hiçbir şekilde Güney’in kendi topraklarından geçmesine izin vermez. Bu açıdan ilk defa karayla bağlantı kurabilmek için 2000 yılındaki görüşmede liderler, karayolu ve demiryolu yapılarak ailelerin birbirlerini ziyaret edebilme anlaşmalarına vardı."
Pyongyang görüşmesinden sonra iki ülke liderlerinin başka ülkelerde defalarca bir araya geldiğini söyleyen Gökmen, "Bu zaman zarfında Güneyliler Kuzey’e, Kuzeyliler de Güney’e hiç gelmediler. Hep 3. ülkelerde görüşmeler oldu." dedi.
- "ABD'nin, Rusya'ya karşı 'tampon üs' elde etmesi gerekiyor"
Güney Kore'de geçen yıl mayıs ayında iktidarın değiştiğini anımsatan Gökmen, değişiklikle bir yumuşamanın meydana geldiğini, bu yılın nisan ayına kadar görüşme çabalarının ve trafiğinin hızlandığını söyledi.
Seul-Pyongyang arasında "tampon" görevi gören bazı ülkelerin bulunduğunu belirten Gökmen, şöyle devam etti:
"Tampon derken yani engelleyen ülkeler var. Bunun başında Amerika gelmektedir. Daha öncesinde zaten kardeşler. Halen kardeşlerden bugün hayatta olanlar var ancak ABD, stratejik menfaatleri gereği, bu süreçte Rusya’ya karşı 'tampon üs' elde etmesi gerekiyor. ABD, oradaki sorundan beslenerek iki ülkenin barışmasına izin vermedi. ABD ne zamanki görüşme masasından kalkar Kuzey ve Güney Kore bir şekilde anlaşabilir. Birinci formül birleşme, ikinci formül ise ortak çıkarları çerçevesinde iki devletli çözüm."
Gökmen, iki ülkenin 27 Nisan'daki görüşmesinin muhtemel ABD Başkanı Donald Trump ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un zirvesine zemin oluşturacağını belirten Gökmen, savaş sonrası ilk defa bir Kuzeyli liderin bu vesileyle Güney'e geçeceğini kaydederek, şunları söyledi:
“Kim, ilk kez Güney'e gidecek. Böyle diyoruz ancak bizim medyamız bunu yanlış anlıyor. Güney'e geçecek derken, fiili olarak Seul'e kadar gelmiyor. İki ülke arasında 38. paralelde görüşmelerin yapıldığı ikiye bölünmüş 'Panmunjom' diye bir köy var. Köyün tam ortasında 38. paralelin ortadan böldüğü mavi renkte bir görüşme evi var. BM’nin denetlediği bu evde bir masa bulunuyor. Masanın ortasından 38. paralel geçer. Kuzey Kore lideri o masanın güney tarafına geçip fiziken oturacak. Yani, Kim masanın güneyine geçecek. Bu ev iki ülkenin de denetiminde değil ancak sınırsal olarak Kim güneye geçmiş olacak.”
- Afrika haricinde açlıktan ölüm sadece Kuzey Kore'de
Bu görüşmelerin ülkelerarası barışı meydana getirecek anlaşmalara zemin hazırlayacağını belirten Gökmen, barış anlaşmasının yakın zamanda imzalanacağını tahmin ettiğini söyledi.
İki ülke halkında da birleşme karşıtı ya da yanlısı farklı görüş paylaşan kimselerin bulunduğunu dile getiren Gökmen, özellikle Kuzey Kore açısından birleşmenin faydalı olacağını kaydetti.
Gökmen, dünyada Afrika ülkeleri haricinde açlıktan ölümlerin sadece Kuzey Kore'de olduğunu öne sürerek, şunları kaydetti:
"Kuzey'deki halkın kişi başına düşen gıda miktarı günlük 100 gram pirinç. Halkın devletinden aldığı gıda yardımları ilan edilen marjları aşamıyor. Birleşme halinde Kuzey Kore, silahlanmaya ayırdığı bütçeyi halkın refahına yönlendirecektir."
Gökmen, Kim Jong-un'un ABD Başkanı Trump ile görüşmek istemesini ilan etmesi üzerine Trump'ın olumlu cevap verdiği bilgisini paylaşarak, "Muhtemelen İsviçre’de bir masada iki lider buluşabilir." dedi.