Güneydoğu'da kadın olmak

DİYARBAKIR (İHA) - Türkiye'de 1926 yılında çıkarılan Medeni Kanun ile birden fazla kadın ile evlenmenin yasaklanmasına rağmen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yapılan araştırmada çok eşli evliliklerin yüzde 10 civarında olduğu tespit edildi.

Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde çok eşlilik ile ilişkili faktörler ve çok eşli ailelerdeki kadınlar üzerinde araştırma yapan Dicle Üniversitesi Psikiyatri Uzmanı Mustafa Özkan, ilginç ve çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı. Diyarbakır kent merkezinde 150 kadın ile birebir görüşülerek yapılan araştırma, bölgede hala çok eşli evliliklerin yaygın olduğunu ve erkek egemenliğinin sürdüğünü gösteriyor. Çok eşliliklerin kadınlara ağır bir stres yüklediğini belirten Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özkan, "Çok eşlilik, kadın istismarının bir parçasıdır. Yaptığımız araştırmaya göre, özelikle birinci eşler, yüzde 80 oranında istemediği ikinci evliliğe boyun eğmek zorunda kalıyor. Bu da daha ileride çocuklarda ve ailenin geneli üzerinde ağır psikolojik yükler oluşturan sorunlara yol açmaktadır. Tek erkek ve birden fazla kadın ile yaşam sürdüren kadınlar, ruhsal sorunlar yaşıyor. Birinci eşler, özellikle tek eşli ailelerden gelenler ikinci eşlere göre depresyon başta olmak üzere, daha fazla ve ciddi boyutta ruhsal bozukluklar yaşıyor.

Reklam
Reklam

Türkiye'de çok eşli evliliklerin, 1926 Medeni Kanunu ile yasaklanmasına rağmen Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yüzde 5 ile 10 civarında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özkan, "Erkeklerin çok eşli evliliğe yönelmesinde temel etkenlerden birincisi, toplumun bu durumu hoş görmesi ve destekleyici yaklaşımın olması. Toplumda birden fazla kadın ile evli olan erkekler daha ayrıcalıklı özelliklere sahip oluyor" dedi.

ERKEĞİN İHTİYACINI KARŞILAYAMAYAN KADINLAR, KOCALARINA EŞ BULUYOR Fiziksel ve cinsel cazibesini kaybeden kadınların kocalarına eş, kendilerine ise kuma bulduğunu söyleyen Prof. Dr. Özkan, "Araştırmamızda bölgede küçük yaşta evlendirilen gençlerin ilk evliliklerinde yaş farkı olmazken, daha sonra yapılan 2. evliliklerinde yaş farkı 20'ye çıkıyor. Evliliğin alt yapısını oluşturan anlaşma, sevgi ve diğer faktörler tespit edilmeden zoraki yapılan evlilikler, ileriki zaman diliminde aile içinde iletişim kopukluğuna neden olmaktadır" dedi. Özellikle toplum tarafından hoş görüldüğü için erkekler, 2. evliliğe yönelmektedir diyen Özkan, "Erken yaşta yapılan bu evliliklerde eşlerin, özellikle de kocanın özgür seçiminin olmaması, dolayısıyla severek yapılan bir evlilik olmaması, ayrıca yaşların yakın olması nedeniyle kadınların yoğun iş yükü ve çok sayıda çocuk doğurma sonucunda kadının yaşına göre daha yaşlı görünmesi, fiziksel ve cinsel cazibesini kaybetmesi, çok eşliliğin onaylandığı bu tür toplumlarda bu yöndeki eğilimi arttıran faktörlerdir. Kocasının gereksinimlerini karşılayamayan ilk eş, kendi eliyle erkeğine eş bulmaktadır. Bölgede her 4 kadından biri ve özellikle erkek çocuk doğurmayan kadınlar, kocalarının 2. evlilik yapacağı korkusuyla yaşam sürdürmektedir" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Yörede yaşayan kadınların yüzde 30'unun, İslamiyet'te çok eşliliğin var olduğuna inanmadığını belirten Prof. Dr. Özkan, "Araştırma sırasında kadınlara yöneltilen 'Çok eşlilik nedir?' sorusuna verilen yanıtların yüzde 30'u, yüksekçe bir oranda 'dinsel istismar' karşılığını bulmuştur. Kadınlar, Müslümanlık'ta çok eşliliğin geçmiş devirlerde ihtiyaca cevap vermesine karşın, günümüzde bu şartların kalmadığına inanmaktadır. Kadınlar, bunu açık açık dini bir istismar olarak değerlendiriyor" dedi.