Gür: BDP barajı aştı, AKP düşüşte

A&G Araştırma Şirketi'nin yaptığı ankete göre, BDP'nin baraj sorunu kalmadı, AKP düşüşte, MHP yükselişte.


A&G Araştırma Şirketi'nin sahibi Adil Gür, Akşam gazetesine değerlendirmelerde bulundu.

Seçmenin Ankara gündemine tepkisini yorumlayan Gür, yaşananların BDP ve MHP'ye 3-4 puan getirdiğini söyledi. İşte Adil Gür'ün açıklamaları:


Dışarıdan bakıldığında 2009'daki açılım süreci denilen süreç daha çok bir hükümet projesi olduğundan kısa sürede yol kazalarına maruz kaldı. Habur gibi bir yol kazası ile sonuçlandığını gördük. Ancak bugün yürütülen süreç bir hükümet projesi olmaktan daha çok daha bir devlet projesi gibi görünüyor. Yani karşısında okuyanlar yanlış anlamasın bilemediğimiz gizli bir devlet değil tüm devletin kurumları ile MİT'i ile TSK'sı ile emniyeti ile topyekûn bir devlet projesi gibi. Türkiye'nin 30-35 yıllık değil belki yüz yıllık bir sorununun yüz günde, bir ayda, altı ayda veya işte bir yılda sonuçlanmasını beklemek fazla iyimserlik olur. Bunun için bir zamana ihtiyaç var.

Reklam
Reklam

Bugüne kadar yaşanan gelişmelere bakarsak süreç MHP ve BDP'ye yaramış gibi görünüyor. Milliyetçi partilere yani... Tabii bu kalıcı mıdır bunu önümüzdeki dönemde orta ve uzun vadede göreceğiz ama hepsinden önemlisi burada dikkat çekici olan BDP'deki oy oranındaki artıştır. BDP oyları daha kalıcı olacaktır. Bugün MHP 2011 seçimlerinin yaklaşık üç dört puan daha üzerinde görünüyor. BDP de 2011 seçimlerinin yine üç dört puan üzerinde görünüyor. Tabii 2011'de BDP parti olarak seçime girmediği için bağımsızların ne kadarı BDP ne kadarı değil sorularını akla getirebilir ama o bağımsızların oy oranlarının çok önemli bir bölümü BDP'li adaylara verilen oylardı. O nedenle ben BDP'nin bugün yakın zamana kadar sadece Doğu ve Güneydoğu'da Akdeniz Mersin Adana gibi illerdeki yaşayan Kürtlerin oylarını alan bir parti iken bugün batıda yaşayan Kürtlerin de önemli bir bölümünün rağbet ettiği bir parti haline gelmiştir. Altını çizerek tekrar söylüyorum: 2014 seçimlerinde BDP'nin aldığı oy oranında bunu net olarak göreceğiz. Baraj sorunu yaşamayacak.

Reklam
Reklam

2014 seçimlerinde şu olacak demek mümkün değil sürecin nasıl ilerlediğine bakarak buna cevap vermek mümkün. Birincisi bugün AK Parti 2011'de aldığı oyun üç dört puan altında gözüküyor. Yani bu süreç AK Parti'ye oy kaybettirmiş görünüyor. Bunda tabii muhalefet partilerinin tavrı özellikle MHP'nin sert direnci mutlaka etkili oluyor. İkincisi söylediğim gibi Öcalan ile yapılan görüşmelerin tamamı ile legal olarak kamuoyu önünde yapılıyor olması da. AK Parti'li seçmenin önemli bir bölümü tarafından kızgınlığa neden olmuş olsa bile henüz oy kaybına neden olmamış gibi görünüyor. Yani AK Parti'nin oy kaybı sınırlı gözüküyor. Şayet 2014'e kadar Türkiye'de bu çatışmasız ortam devam eder, şehit cenazeleri gelmez, ölümler olmaz ve bununla birlikte sokaktaki vatandaşın "Vatan elden gidiyor mu? Türkiye'nin sınırları mı değişiyor? Türkiye bölünüyor mu?" endişelerini beraberinde getirmezse AK Parti oylarına olumsuz değil, olumlu yansıyacağını görüyorum. Bugün olumsuz gibi görünse de... Ama bunu daha önce de söylemiştim sokaktaki vatandaşın kafasında "eyvah Türkiye bölünüyor mu? Türkiye sürünüyor mu? Misak-ı Milli sınırlarına bir halel mi geliyor?" gibi bir endişeye sebep olur ise bu AK Parti için çok ciddi bir çöküş sürecinin başlangıcı da olabilir. O nedenle hâlâ hükümet sırat köprüsünün üzerindeki o kılıcın ağzında ince uzun yolda ilerliyor diye düşünüyorum.

Reklam
Reklam

2014'e kadar çatışma olmazsa BDP mevcut durumunu korur. Çünkü bu sürecin burada iki tane enteresan şey var. Bir BDP oyunu kimden alır? BDP'nin oyunu MHP ve CHP'den alması mümkün değil. Çünkü BDP etnik milliyetçilik üzerine siyaset yapan bir parti dolayısıyla Kürt kökenli seçmenlerden oy alması lazım. CHP ve MHP'ye oy veren Kürt kökenli seçmen yok mudur vardır ama çok az sayıdadır sınırlıdır. Türkiye'deki Kürt kökenli seçmenlerin iki partisi var biri AK Parti diğeri BDP dolayısıyla BDP oylarındaki her artış AK Parti hanelerine azalış olarak yazılacaktır.


AK Parti açısından ve başbakan açısından tek olumsuz sonucu var bu sürecin. O da başkanlık meselesi. Çünkü Türkiye'de başkanlık eşittir federasyon. Toplumda seçmenin bir bölümünün aklına federasyon eyaletlere ayrılmış federasyon fikrini beraberinde getiriyor o nedenle Türkiye'de ben bugün onlarca araştırma yapsanız başkanlığa evet diyenlerin bu süreç başlamadan önceki seviyelerini çok daha altında olduğunu düşünüyorum. Bunun nedeni şu Türkiye başkanlık sistemine giderse beraberinde eyalet ve federasyon sistemini getirir endişesini beraberinde getiriyor. Bu süreç Başbakanın başkanlıkla ilgili düşüncelerine ya da planlarına ciddi manada zarar vermiş bir süreçtir.

Reklam
Reklam

Yaklaşık 13-14 ay sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak tabi orada başkanlığın gündeme getirilmesinin böyle bir süreçte çok zor olduğunu, destek görmesinin de zor olduğunu düşünüyorum.


Şayet 2014 seçimlerine kadar halkta hakikaten hükümet bu sorunu çözüyor kazasız belasız çözüyor algısına neden olur ise AK Parti oyları yükselir MHP yeniden eski seviyelerine döner. MHP oyları milliyetçi reflekslerin yükseldiği dönemlerde artıyor. Geçmişte de bu şekilde artış gösterdi. Ama MHP artık bu fırsatı değerlendirip sadık seçmen yaratmanın yollarını aramalı. Tepki oyları MHP'de hep oluyor ama kalıcı olmuyor. MHP'nin bu tepkilerle kendisinde sadık bir seçmen yaratmanın yollarını aramalı.


Türkiye'de toplumun kafası karışık. Ama her şeye rağmen süreci destekleyenlerin sürece karşı çıkanlardan daha fazla olduğunu düşünüyorum. Ama daha fazla demek yani kabaca bir rakam vermek gerekirse 12 Eylül anayasa referandumundaki gibi olduğunu düşünüyorum. İmralı ve açılım sürecinin önündeki en önemli handikaplardan birisi Kandil ve BDP kanadından gelen açıklamalar. Kandil'den gelen Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması şart ve BDP'nin 'özerklik' açıklamaları sık sık gündeme gelirse bunlar sürece desteği azaltacaktır.

Reklam
Reklam

Bu süreçte CHP'nin işi çok zor. CHP seçmeninin milliyetçi hassasiyetleri fazladır. CHP içinden aykırı sesler çıkması vatandaşların kafasında algı problemi oluşturuyor. CHP'nin ne yapmak istediğini ne vatandaş ne de il başkanı biliyor. Yani bu partinin algı sorunu var. CHP'nin işi zor profesyonel desteğe ihtiyacı vardır.


2015'e kadar yeni Anayasa yapılacağını zannetmiyorum. 2015 genel seçimlerinin sonrasına ötelenir. Milli birlik ve beraberliği bozmayacak her türlü demokratik adımlar bu ülkeye zenginlik getirecektir. Kırmızı çizgiler mutlaka korunmalıdır.