Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'ndan ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmalarla ilgili açıklama yapan Güvenlik politikaları uzmanı Mete Yarar,"Bugünkü bu operasyonun adını koymak gerekiyorsa bu oyun bozmak değildir, bu oyun kurmaktır. Eğer bir taraftan ABD'yi getirip o anlaşmaya imza attırabiliyorsanız aynı anda diğer süper gücü getirip masada anlaşma imzalıyorsanız bu oyun kurma aşamasıdır. Bugün geldiğimiz noktanın adını iyi koyalım" ifadelerini kullandı.
15 Temmuz'un darbe girişimi olmadığını aslında işgal girişimi olduğunu sıklıkla söylediğini hatırlatan Yarar, şöyle konuştu: "Barikatlar döneminde ben sınırdaydım. Nusaybin'e girdiğimde şehrin altındaki tünelleri gördüm. Nusaybin'den Kamışlı'ya açılan tünellerden bahsediliyordu. Çünkü mühimmatın başka türlü geçme şansı yoktu. Bu 90 kilometrenin aslında amacı, 15 Temmuz günü eğer darbe girişimi başarılmış olsaydı, karşıda silahlandırılmış olan grubu yer altından veya yer üstünden karşıya geçirip bölgenin Türkiye'den ayrılmasıydı.15 Temmuz darbe girişimi yalnızca bir FETÖ oyunu değil, ortak hareket ettikleri babaları tarafından planlanmış bir operasyondu. DAEŞ'in de babası aynı El Kaide'nin, PKK'nın ve FETÖ'nün de babası aynı."
"TÜRKİYE'NİN OPERASYONUNUN ADI OYUN KURMAKTIR"
"Bugün yapılan mücadele 10 yıl sonra bu ülkenin kaderini değiştirecek." diyen Mete Yarar, şunları kaydetti:
"10 yıl sonra Türkiye'nin geldiği pozisyon başka bir yere gelecek. Benim her zaman bir lafım vardır. 'Ülkeler ve devletler çıraklıklarında oyuna gelirler, kalfalıklarında oyun bozarlar, ustalıklarında oyun kurarlar.' derim. Türkiye'nin oyuna düştüğü zamanlar oldu, barikatlar da olduğu gibi. DAEŞ'in saldırılarının olduğu dönemde oyuna düştüğü zamanlar oldu ama çabuk toparladı. Oyun bozduğumuz zaman 15 Temmuz gecesidir. Arkasından Fırat Kalkanı'dır, arkasından geçtiğimiz olan bütün süreçlerdir. Bugünkü bu operasyonun adını koymak gerekiyorsa bu oyun bozmak değildir, bu oyun kurmaktır. Eğer bir taraftan ABD'yi getirip o anlaşmaya imza attırabiliyorsanız aynı anda diğer süper gücü getirip masada anlaşma imzalıyorsanız bu oyun kurma aşamasıdır. Bugün geldiğimiz noktanın adını iyi koyalım."
NE OLMUŞTU?
ABD ile yapılan görüşme sonrası Türkiye, Suriye'deki terör koridoru yerine oluşturulmasını öngördüğü güvenli bölge tezini harekatın başlamasından itibaren geçen 14 günde ABD, Rusya, İran ve Suriye rejimine kabul ettirmiş oldu.
Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridoruna müdahalesinde son aşama da Barış Pınarı Harekatı ve sonrasında yapılan görüşmelerle gerçekleşti. 9 Ekim 2019'da başlayan harekat sonrasında önce ABD ardından Rusya ile yapılan görüşmelerde, terör örgütü YPG/PKK'nın güvenli bölge dışına çıkartılması kararlaştırıldı.
TEL ABYAD VE RASULAYN TÜRKİYE'NİN KONTROLÜNDE OLACAK
Fırat'ın batısında halen PKK/YPG'nin bulunduğu Münbiç ve Tel Rıfat konusunda uzlaşma sağlandı. Teröristler bu bölgelerden silahları ile birlikte ayrılacak. Teröristler, 29 Ekim Salı günü saat 18.00'e kadar bölgeyi terk edecek. Böylece Fırat'ın batı yakasında terörist kalmayacak. Fırat'ın doğusunda ise Tel Abyad ile Rasulayn ilçeleri dahil, Barış Pınarı Harekatı ile kontrolü sağlanan alanların dışında kalan bölgeler için anlaşma sağlandı.
Sınırdan 10 kilometre derinliğe kadar olan bölgede Türk-Rus ortak devriyesi yapılacak. Bu alanın altında bulunan 20 kilometre derinlikten PKK/YPG silahları ile birlikte ayrılacak. Bu bölgelere Rus askeri polisi ve Suriye muhafızları girecek.
TERÖR ÖRGÜTÜ YPG'YE 150 SAAT SÜRE TANINDI
Türkiye, ABD ile 120 km için anlaştı ve Tel Abyad - Rasulayn bölgesinde güvenli bölge oluşturuldu. ABD ile yapılan anlaşma doğrultusunda terör örgütü YPG/PKK'ya belirlenen güvenli bölge dışına çıkması için 120 saat süre tanınmıştı. Rusya ile yapılan görüşmede genişletilen güvenli bölge alanıyla beraber terör örgütünün bölgeyi terk etmesi için tanınan süre de 150 saate çıkartıldı.
Soçi'de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin arasında gerçekleştirilen zirvede ise, YPG/PKK'nin Menbiç dahil (Kamışlı hariç) diğer bölgelerden çekileceği kararına varıldı. (AA)