Hablemitoğlu suikastının üzerinden 17 yıl geçti

FETÖ'nün "cemaat" adı altında devlete sızmaya çalışan bir örgüt olduğunu yıllar önce gündeme getiren Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002'de Çankaya Portakal Çiçeği Sokağı'ndaki evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi - Üzerinden yıllar geçmesine rağmen faili meçhul kalan Hablemitoğlu dosyası, 15 Temmuz darbe girişiminden önce yeniden raftan indirildi - Hablemitoğlu, "Köstebek" isimli kitabında, FETÖ elebaşının iktidarı ele geçirdikten sonra Türkiye'ye Humeyni gibi dönmeyi planladığına dikkati çekmişti

TANJU ÖZKAYA - Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun suikasta uğramasının üzerinden 17 yıl geçti.

Çankaya Portakal Çiçeği Sokağı'ndaki evinin önünde silahlı saldırıda hayatını kaybettiğinde 48 yaşında olan Hablemitoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile Alman Vakıfları davalarında hazırladığı raporlarla adından söz ettirmişti.

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, 28 Kasım 1954'de Ankara'da dünyaya gelen Hablemitoğlu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulundan mezun oldu.

Reklam
Reklam

"Dilde, Fikirde, İşte Birlik" isimli aylık dergiyi yayımlayan Hablemitoğlu, uzun yıllar basın danışmanlığı yaptıktan sonra doktorasını tamamladığı Ankara Üniversitesine öğretim üyesi olarak atandı.

Orta Avrupa ve Balkanlar'da Türk eserleri, Türk azınlıkları ve Türk şehitlikleri konularında eserleri olan Hablemitoğlu, çalışma hayatına ilişkin çok sayıda kitap ve makaleye imza attı.

Dönemin Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından Alman Vakıflarının faaliyetlerinin durdurulması için açılan davada, Hablemitoğlu'nun kaleme aldığı "Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası" çalışması, dosyanın delilleri arasında yer aldı.

Bu araştırmasında Hablemitoğlu, Alman vakıfların Türkiye'de yasal olmayan çalışmalar yaptığını, etnik-mezhepsel ayrılıkları körüklediğini ve İzmir'deki altın madeni karşıtlarını finanse ettiğini yazdı.

- FETÖ'yü o yıllarda tarif etti

Hablemitoğlu'nun dikkatleri üzerine çekmesine neden olan çıkış ise FETÖ'nün sözde "cemaat" olarak bilindiği yıllarda bu yapıya yönelik eleştiri ve tespitleriydi.

Reklam
Reklam

Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in, elebaşı Gülen'in yargılandığı Ankara 2 Nolu DGM'ye sunduğu deliller arasında Gülen'in CIA ile bağlantısını ortaya koyan Hablemitoğlu'nun "Etki ajanları, nüfuz casusları ve Fethullahçılar" başlıklı raporu da yer alıyordu.

Bu raporda, Gülen cemaatinin devlet içine sızarak kritik kadroları tuttuğunu vurgulayan Hablemitoğlu, 24 Haziran 1999'da Mehmet Ali Birand'ın sunduğu 32. Gün programında ise Gülen'in örgüt lideri olduğunun, uzun yıllar önce yetiştirmeye başladığı örgüt mensuplarıyla bu amaç uğrunda çalıştığının altını çizdi.

Ölümünün ardından basılan "Köstebek" isimli kitabında, Gülen cemaatinin silahlı örgüt halini almaya başladığı tespitini daha o yıllarda yapan Hablemitoğlu, elebaşı Gülen'in iktidarı ele geçirdikten sonra Türkiye'ye Humeyni gibi dönmeyi planladığını yazdı.

Hablemitoğlu'nun kitabı, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hazırlanan iddianamelerin "FETÖ/PDY'nin yapısı" başlığı altında anlatılan bölümün referansı oldu.

- Suikastta FETÖ izi

Reklam
Reklam

Bundan 17 yıl önce, 18 Aralık 2002'de evinin önünde Necip Hablemitoğlu'nu başından vuran katilin, 15 santimetre mesafeden ateş açtığı belirlendi.

Olay yerinde bulunan iki boş kovandan birinin ABD yapımı Ruger, diğerinin ise Alman yapımı Geco marka silahlara ait olduğu tespit edildi. Etkileri nedeniyle bu mermilerin o tarihte Türkiye'de satışı yasaktı.

Üzerinden yıllar geçmesine rağmen faili meçhul kalan Hablemitoğlu dosyası, 15 Temmuz darbe girişiminden önce yeniden raftan indirildi.

Dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen'in yürüttüğü soruşturmada, Hablemitoğlu suikastına ilişkin detaylar yeniden incelendi, ulaşılan bilgiler, cinayetin FETÖ tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini ortaya koydu.

Örgüt mensubu bir polisin, "Necip Hablemitoğlu cinayeti ile alakalı 18 Aralık 2002'den sonrası ve 6 aylık CDR verilerini şirketlerden istemişler. Onlar da ne var ne yok vermiş. İlgili tarihle alakalı" şeklindeki yazışması, zaman aşımına üç yıl kalan dosyaya delil olarak konuldu.

Reklam
Reklam

Böylece darbe girişiminden bir gün önce kabul edilen ve Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince 8 Haziran 2018'de karara bağlanan FETÖ çatı davasının iddianamesinde, Hablemitoğlu'nun örgüt tarafından öldürüldüğüne işaret edildi.

- Şüphelilerden biri Ukrayna'da yakalandı

Başsavcıvekili İşçimen'in Yargıtaya atanmasının ardından Hablemitoğlu soruşturması için Savcı Zafer Ergün atandı.

Savcı Ergün, suikastın faillerine ilişkin bilgiye sahip olduğu belirtilen Ukrayna'da yaşayan şüpheli Nuri Gökhan B. hakkında "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" ve "tasarlayarak öldürme" suçlarından 14 Mayıs 2019'da Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğince yakalama kararı çıkarttı.

Kırmızı bültenle aranması için Interpol'e de başvurulmasının ardından şüpheli Nuri Gökhan B, Ukrayna makamlarınca yakalandı ve Türkiye'ye iadesinin değerlendirilmesi amacıyla 12 Temmuz 2019'da tutuklandı.

Tutuklama kararına itirazı üzerine Nuri Gökhan B'nin elektronik kelepçeyle ev hapsine alınması kararlaştırıldı.

Adalet Bakanlığınca gönderilen iade talebi kapsamında Nuri Gökhan B'nin, Türkiye'ye iadesi bekleniyor.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: