Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer:

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, üniversite eğitiminin milli olamayacağını belirterek, "Üniversiteler adı üstünde üniversaldir. Artık ülkemizde de ayrı bir makamda olması gerekiyor" dedi.

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı'nın mezuniyetinde yaptığı konuşmada, konservatuarın 40 yıldır ihmal edildiğini belirterek, geçmiş yönetimler adına özür dilediğini açıkladı. 40 yılı aşkın bir süredir konservatuarı yok sayıp, hiçbir hizmet götürememenin ezikliğini çektiğini itiraf eden Tuncer, "Bugüne kadar sanatçı öğretim üyelerini sadece sciencestiation indeks ile değerlendirmenin, onların sanatının bir ölçüt ile değerlendirebileceği gibi manasız bir anlayış ile gördüğümüz için özür dilerim. 5 ayda konservatuarımıza bir piyano alabilmenin bir prosesini tamamlayamadığım için özür diliyorum. Bunların hızlanması için elimizden geldiğince bu çalışmalarımızı hızlandıracağız. Bundan sonra umarım gelecek yıl ve bundan sonra gelecek rektörler sizlerden özür dilemek zorunda kalmazlar" şeklinde konuştu.

Üniversite eğitiminin mili olamayacağını savunan Tuncer, üniversitelerin Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak güdük kaldığını dile getirdi. Üniversitelerin önlerinin açılması gerektiğini kaydeden Tuncer, "Bizim üniversal olmamız gerekir, çünkü biz akademiğiz" dedi.

"HERKES SANATÇI OLAMIYOR"

Sanatçıların birbirlerine karşı çok hoyrat olduğunu dile getiren Tuncer, rektörlüğü döneminde sanatçıların kendi arkadaşlarına karşı çok acımasız olduğunu gördüğünü ifade etti. Sanatçıların Allah'ın kendilerine doğuştan bağışladığı çok önemli bir özelliği taşıdığını vurgulayan ve "kıymetini bilin" diyen Prof. Tuncer, mezuniyet töreninde, "Eğer sanatçı sanatçıya saygı duymazsa ona hoşgörülü davranmazsa gerçekten başkaları davranmaz. Ben heyecanlıyım sizin karşınıza çıktığım için. Çünkü iki tip insan biliyorum. Sanatçılar ve diğerleri. Sanatçılar Allah'ın kendilerine bağışladığı, doğuştan bağışladığı çok önemli bir özelliği taşıyorlar" dedi.

Kendi mezuniyetinde önerilen yaşam önerilerini mezun öğrencilerle paylaşan Tuncer, "Yaşamda daima sadelikten yana ol. Çünkü en büyük asalet sadelikte, yalınlıkta gizlidir. Gösteriş yalnızca budalaların kullandığı bir makyaj malzemesidir. İkincisi, zaman zaman kendini aptal gibi hissettirse de sahip olduğun dürüstlüğün değerini bil. O sahtekarların karşında ezilmesine neden olacak elindeki kırbaç gibidir. Ve o kırbacın kullanılacağı gün elbet gelecektir. Üçüncüsü, sevmeden yaptığın bir iş, aşksız evlilikten daha beterdir. İlkinden ayrılmak ikincisinden ayrılmandan daha pahalıya mal olabilir. Önünde eğileceğin tek güç sevgi olsun" ifadelerini kullandı.

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Prof. Dr. Rengim Gökmen ise, törende şunları söyledi:

"Ankara Devlet Konservatuvarı bir okulun değil, bir yönlenişin, yeniliğin, çağdaşlaşmanın adıdır. Devlet Opera ve Balesinde koro şefleri, orkestra şefleri, korrepetitler, bale piyanistleri, bale hocalarının çoğu hala yabancı kadrolarla tamamlamakta ve bu yaptığımız evrensel sanatların uluslararası boyutunun çok ötesine taşımaktadır. Rejisör, koreograf, orkestra şefi, koreolog, bale hocası, koro şefi, korrepetitör yönünden Devlet Opera ve Balesi hala dışa bağımlılığını sürdürmektedir."

Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nın Mustafa Kemal Atatürk'ün, evrensel düzeyde Türk Opera ve Bale, Tiyatro ve müziğin yaratılması ideali doğrultusunda en önemli görevleri yerine getirdiğini aktaran Gökmen, "Konservatuarlar yatırımların, yüzyıl sonrasına yapan eğitim kurumlarıdır. Bu bakımdan yalnız bireysel ders yapılması, az öğrenciye çok derslik ve enstrüman sağlanması yönleriyle değil, ürünlerinin yatırımdan on yıllar sonra alınması bakımından en pahalı eğitimlerdir" dedi.