Hak-Par: İmralı Süreci Şeffaf Olmalı; Silahların Susturulmasını Destekliyoruz

Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par), İmralı sürecinin şeffaf olmasını isteyerek silahların susturulması sürecini desteklediklerini bildirdi. Çözüm konusunda tek aktörün Öcalan ve partisi olmadığına dikkat çekildi.

Hak-Par Meclisi, 23-24 Şubat tarihlerinde Ankara'da parti genel merkezinde toplandı. 2 gün süren toplantıda, iç ve dış gelişmeler ile Öcalan'la başlayan müzakere süreci değerlendirildi. Parti Meclisi toplantısı sonrası yapılan yazılı açıklamada, Öcalan'la MİT yetkililerinin hangi konuda görüş birliğine vardıkları, silahların susturulması ve PKK'nın tümden silah bırakması konusunda bir uzlaşma varsa, bunun için nasıl bir yol izleneceğinin belirsiz olduğu ifade edildi.

Bu sebeple özellikle medyada estirilen 'barış ve çözüm' havasının herhangi somut bir bilgiye dayanmadığına dikkat çekilen açıklamada, görüşmelerle ilgili bu gizlilik havasının yanlış bulunduğu vurgulandı. Öcalan'la ne konuşulduğu, neler üzerinde uzlaşmaya varıldığının tüm siyasi aktörlerle ve kamuoyuyla paylaşılmasının istendiği açıklamada, "Çözüm konusunda tek aktör Öcalan ve partisi değil; çözüm ve barış ancak eşitlikçi-adil bir sistemle mümkündür. Yine silahları susturmak ve PKK'ya silah bıraktırmak için PKK'nın lideri ile ve PKK ile görüşmek doğal olsa bile, Kürt sorununun çözümüne yönelik görüşmelerde ne Öcalan ve partisi, ne de BDP-DTK kesimi tek taraftır. Çözüm konusunda Kürt tarafında aktörler çeşitlidir ve biz de Hak-Par olarak tarafız. Asıl taraf ise Kürt halkının kendisidir ve onun temel hakları pazarlık konusu edilemez. Biz Hak-Par olarak öteden beri, 30 yıla yakındır süren çatışma ortamının, her 2 taraf için de ödenen ağır bedele rağmen bir sonuç vermediği kanısındayız ve bir an önce silahların karşılıklı olarak susturulmasını ve PKK'nın tümüyle silah bırakmasını istiyoruz. Bunu siyasetin normalleşmesi, diyalog ve çözümün önündeki psikolojik engellerin aşılması bakımından son derece yararlı buluyoruz." denildi.

"SALT PKK'NIN SİLAH BIRAKMASI KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ OLMAZ"

Salt silahların susması ve PKK'nın silah bırakmasının Kürt sorununun çözümü olmayacağının altının çizildiği açıklamada, gerçek çözüm ve gerçek barışın Kürt halkının tüm haklı ve meşru taleplerinin karşılanmasını sağlayacak eşitlikçi bir çözümle mümkün olacağı ifade edildi. Hak-Par'ın 'devletin yeniden federal temellerde yapılanmasını, Kürt halkının nüfusun çoğunluğunu oluşturduğu coğrafyada federal bir statü ile kendi kendisini yönetmesini, Kürtçenin de Türkçenin yanı sıra resmi dil haline gelmesini, yeni Anayasa'nın buna zemin hazırlayacak biçimde olmasını' istediğinin belirtildiği açıklamada, hükümetin ve ana muhalefetin kapsamlı, cesur projelerle ortaya çıkması gerektiği vurgulandı.

Şuan hükümetin kamuoyuna yansımış bir projesi olmadığına dikkat çekilen açıklamada, "Muhalefet partileri ise çözüm konusunda pozitif hiçbir proje ve önerileri olmamak bir yana, silahların susmasına yönelik olumlu adımlardan bile rahatsız olan bir tutum içindedirler. Böyle bir ortamda çözümün ve barışın yakın olduğuna dair umutlar gerçekçi görünmüyor ve kitlelerde düş kırıklığına yol açabilir. Biz Hak-Par olarak silahların susmasına ve PKK'nın silah bırakmasına yönelik çabaları olumlu buluyor ve destekliyoruz. Öte yandan gerçek çözüm için ve her 2 halkın bir arada kalıcı barışını inşa etmek için Kürt halkının tüm temel haklarını tanımaya yönelik projelere gerek olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Bunun için hükümetin yeterli, kapsamlı projelerle ortaya çıkmasını istiyoruz; bu doğrultuda atacağı her olumlu adıma destek olacağız. Öte yandan, ana muhalefet partisi CHP'yi de hem silahları susturmaya yönelik sürece etkin biçimde destek vermeye, hem de çözüm ve barış yönünde somut, elle tutulur projeler üretmeye çağırıyoruz. Kürt sorunu gibi tarihi ve büyük bir sorunu çözmek, gerçek barışı hak etmek için cesur ve adil olmak gerekir." ifadeleri kullanıldı.

Suriye'de iç savaşın sona ermesi ve çözüm için uluslararası güçlerin biran önce harekete geçmesinin istendiği açıklamada, demokratik bir anayasa ile birlikte genel seçimler sonucu Suriye'de demokratik bir yönetim oluşması gerektiği belirtildi.