Terör örgütü PKK'yı da bünyesinde barındıran KCK'ya yönelik 9 Haziran 2010'da Hakkari'de düzenlenen operasyonun ardından tutuklanan, aralarında eski BDP İl Başkanı Sıddık Akış'ın da bulunduğu 12 sanık, ilk kez hakim karşısına çıktı. 3'ü firari, 15 sanığın yargılandığı duruşmada Van, Bitlis ve Muş'taki cezaevlerinde tutuklu bulunan 12 sanık hazır bulundu.
Mahkeme heyeti, duruşma öncesinde, sanıkların birbirlerinin etkisinde kalabileceği ve gerçekleri söylemeyeceği gerekçesiyle sanıkların tek tek salona alınarak savunmalarını yapmalarını kararlaştırdı. Daha sonra tek tek salona çağrılan sanıklar, mahkeme başkanının sorularına Kürtçe yanıt vererek, kendilerini en iyi anadillerinde konuşarak ifade edebilecekleri gerekçesiyle 'Kürtçe savunma talebinde' bulundu.
Mahkeme heyeti de sanıkların, kolluk kuvvetleri ve savcılık ifadeleri ile çıkarıldıkları ilk mahkeme sorgusunda savunmalarını 'Türkçe' yaptığını, soruşturma sırasında yapılan dinleme kayıtlarında da kendi aralarındaki konuşmaların önemli kısmını 'Türkçe' yaptığı gerekçesiyle 'Kürtçe savunma' taleplerinin reddine karar verdi.
Bunun üzerine, sanıklardan eski BDP Hakkari İl Başkanı Mehmet Sıddık Akış, savunmasını 'Kürtçe' yapmak istediğini, ancak bazı konulara açıklık getirmek için 'Türkçe' olarak birkaç hususu vurgulamak istediğini söyledi. Akış, Türkiye'nin taraf olduğu Lozan Antlaşması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa'nın 90. maddesinde, 'bireyin kendini en iyi ifade edebileceği dilde savunma hakkı olduğunu' söyleyerek, "Kendini anadilde ifade etmek isteyen insanlar adına siyaset yapan partinin il başkanıyım. Bu nedenle savunmamı, Türkçeyi bilmediğim ve Türkçeye karşı olduğum için değil, ana sütü gibi bana helal olan en iyi bildiğim dilde yapmak istiyorum. Savcılık tarafından hazırlanan iddianame önyargılardan oluşmaktadır. Aramızdaki siyasi konuşmalarımız illegal olarak değerlendirilmiştir." dedi.
Diğer sanıklar da mahkeme heyetinin kendilerine yönelttiği sorulara Kürtçe yanıt vererek, savunmalarını Kürtçe yapmak istediğini ifade etti. Sanıklardan Abdülbaki Özboğanlı ise mahkemeye 41 sayfası Kürtçe, toplam 44 sayfalık dilekçe vererek Kürtçe savunma talebinin gerekçesine ve hakkındaki iddialara yazılı cevap verdi.
Yaklaşık 6 saat süren duruşmada, mahkeme başkanı Bülent Kınay ile sanık avukatları arasında zaman zaman ilginç diyaloglar yaşandı. Başkan Kınay'ın sorusuna sanıklardan Fatma Duman'ın Kürtçe cevap vermesi üzerine, Mahkeme Başkanı Kınay, "Sanık, 'Kürtçe savunma yapmak istiyorum' diyor." dedi.
Sanık avukatının, "Başkanım Kürtçeyi öğrenmişsiniz" şeklindeki sözüne Kınay, "Artık öğrendik. Keşke çay bahçesinde oturup Kürtçe muhabbet etseydik" karşılığını verdi.
Sanıkların ardından söz alan sanık avukatları ise müvekkillerinin tahliyesi talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, tahliye taleplerini reddedip duruşmayı erteledi.
Sanıklar hakkında, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce ‘terör örgütü PKK yöneticisi olmak’ ve ‘terör örgütü PKK üyesi olmak’ suçlarından dava açılmıştı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz