Hakkında Fezleke Hazırlanan Bdp Van Milletvekili Özdal Üçer:

Barış ve Demokrasi Partisi Van Milletvekili Özdal Üçer, "Haklı zeminde tartışılırsa biz yaptığımız her şeyin, attığımız her adımın, gerekirse attığımız tokadın bile hesabını vermeyi biliriz ama asla faşistten ve faşizmden özür dilemeyiz" dedi.

İnsan Hakları Derneği Van Şubesi'nin 7. Olağan Kongresi yapıldı. Eğitim-Sen binasında yapılan kongreye eski Başkan Ömer Işık, tek liste ile katıldı. Birçok siyasi parti il başkanı ve sivil toplum kuruluşu temsilcisinin katıldığı kongrede konuşan BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, yine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Üçer, "AK Partili milletvekillerinin önünde esas duruşta duran sözüm ona kamu emekçisi olan ve işi gücü hastanedeki trilyonları almak olan başhekim, kaza geçiren benim kızımdır diye müdahale etmiyor. Oradaki hastalar bile yardımcı oluyor ama onlar olmuyorlar. Oraya gittiğimde ben bana yakışır gibi davranmışım, beklemişim. Ama ben saldırıya uğramışım. Bunun onlarca görgü tanığı var. Ama medyada ben başhekime elimi sallamışım, 'Ben sana ve cemaatine gösteririm' demişim. Medya da onu gösteriyor, göstersin. Ama ben saldırıya uğramışım, hakarete uğramışım, çoluk-çocuğum hakarete uğramış. Biz mahkemeye başvurmadık. Çünkü mahkemenin takipsizlik kararı vereceğini ve hiçbir şey yapmayacağını biliyoruz. Velakin benim hastam yok ve başka bir hasta için de oraya gitmedim, ama ben milletvekiliyim, bir halkı bir partiyi temsil ediyorum. Oradan geçerken hastaneyi denetlemek istedim, bunu yapamayacak mıyım? Bu nedenle haksız zeminde tartışmak yerine haklı zeminde tartışılırsa evet biz yaptığımız her şeyin, attığımız her adımın ve gerekirse attığımız tokadın bile hesabını vermeyi biliriz. Ama asla faşistten ve faşizmden özür dilemeyiz" ifadelerini kullandı.

İHD Van Şube Başkanı Ömer Işık da konuşmasında, "2011 yılında dünyanın birçok ülkesinde yaşanan felaketlerden dolayı yüz binlerce insan kendi kaderleriyle baş başa bırakılmıştır. Yine Van'daki 2 büyük depremde yaşanan ölüm ve yaralamaların dışında yardımların hızlı ve zamanında yapılmaması yaşam, barınma, sağlık ve eğitim gibi ihlallerin yaşanması üzüntü vericidir. Yine 2011 yılında Türkiye'de tartışılan Kürt sorunu insan hakları ve demokrasi konusunda en önemli sorun olmuştur. Diyalog ve çözüm süresince yaşanan tıkanıklık şiddet ve çatışma ortamının tırmanmasına, dolayısıyla yaşam hakkı ihlallerinde kaygı verici bir noktaya çıkmıştır" şeklinde konuştu.