Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve belediye seçimlerinde CHP ile arası yumuşayan MHP'nin özellikle belediye seçimlerinde yakaladığı başarı güzeldi. Her ne kadar harita sarı gözükse de birçok il ve ilçede MHP emin adımlarla yükselişe geçti. Tabii bunda CHP'nin de büyük pay sahibi var. Bazı illerde özellikle Adana'da CHP'nin MHP'ye yol açması bunun en büyük örneklerindendi. Peki bir anda ne oldu? MHP'nin kalesi olduğunu düşündüğü yerler 7 Haziran'da ve dün tek tek AKP'ye kaydı.
Nedenler için bu haberimize bakın
Son yıllarda direnmeyi öğrenen vatandaşımız 7 Haziran günü sandıklarda da direnmeyi ihmal etmedi. Birçok sahte oy pusulasına rağmen seçim sonuçları açıklanabildi ve 13 yıl boyunca tek başına at koşturan AKP ilk kez tek başına iktidar olamadı. Sandıktan çıkan 4 parti barajı geçmiş '400 vekil' talep Erdoğan istediğini alamadı. Sandıkların açılması bitmeye yakın AKP'nin önde gelen vekillerinin yüzünden düşen bin parçaydı. Demirtaş ve Kılıçdaroğlu umut saçıyordu. Ancak tüm seçim boyunca sessiz kalan MHP lideri Bahçeli açıklama yapmayı gecenin ilerleyen saatlerinde uygun görmüş ve adeta bir mahalle kabadayısı gibi herkese atar yapmıştı. Bahçeli'nin açıklaması kafalarda LSD etkisi yapmış olsa da 8 Haziran günü ilk kez 13 yıllık esaretten kurtulmuş gibi herkesin yüzünde umut yeşeriyordu.
Sandıktan 4 parti çıkınca AKP tek başına iktidar olamadı ve meclis kurulamadı. Bu süreçte seçenekler; başta tarafların koalisyon kurarak ülkeyi 4 yıllık süreçte yönetmesi eğer anlaşılmazsa Cumhurbaşkanı'nın geçici bir meclis kurdurup erken seçime gidilmesiydi. Bu süreçte çözümcü bir politika izleyen CHP kolları sıvadı ve MHP ile koalisyon masasına oturdu. Kılıçdaroğlu ve ekibi umutluydu ancak 7 Haziran'dan sonra MHP'nin özellikle HDP'ye aldığı tavır çok sertti.
Bu süreçte en iyi senaryo dışarıdan HDP destekli CHP - MHP koalisyonuydu bu yüzden Kılıçdaroğlu Bahçeli'yle masaya oturdu. CHP başkanı Bahçeli'ye 'başbakan sen ol yeter ki bu adamlar gitsin' tarzında bir teklifte bulundu. MHP'nin başına geldiğinden beri sağ partisinde olmasına rağmen kendisi için başbakanlık hayal olan Bahçeli'ye 'sol' görüşlü bir partiden 'Başbakanlık' teklifi geldi. Bahçeli'nin bir evet demesiyle bugün başbakanlık koltuğunda MHP genel başkanı oturuyor olacaktı. Ancak Bahçeli'nin seçim sonrası yaptığı açıklamaların sertliği devam etti ve CHP'yi sert dille eleştirdi. Öyle bir eleştiriydi ki sanki CHP başbakanlık değilde ülkeden irtica etmelerini teklif etmiş gibiydi.
Kılıçdaroğu-Bahçeli görüşmesi için tıklayın
Bahçeli'nin görüşme sonrası sert yanıtı için tıklayın
Bu sertliklerin ardından hiçbir partiyle yüz göz olmayan Bahçeli aslında kendisi gibi sağ parti olan AKP'nin ekmeğine yağ sürüyordu. Bu süreçte AKP'nin işine gelebilecek en iyi senaryo erken seçimdi ve elbette geçici hükümet kurma görevi Davutoğlu'na verilecekti. MHP bu süreçte doğru yanlış farketmeksizin HDP'nin aldığı tüm kararların karşısında durma kararı aldı. Koskoca parti kelimenin tam anlamıyla mantık yerine 'zıtlığı' benimsemişti. Bunun en güzel örneği Suruç'da yaşanan faciada araştırma için 'Suruç Komisyonu Oluşturulması' oylanırken MHP'nin AKP'nin yanında olarak 'ret' kararı vermesiydi. HDP varsa biz yokuz tavrının yanında sanki %40 civarı oy alınmış gibi hava takınılması da ayrı bir soru işaretiydi.
MHP diğer partilerle küserken her kararda tarafsız kalıyor her görüşme talebine 'Hayır' cevabı veriyordu. 10 Ekim Ankara patlamasında CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu'na 'meşgulum' diyerek ret yanıtı vermesi ve ardından yine sert eleştirilerde bulunması bunun bir örneğiydi. Bu süreçte kendi içlerinde de işler pek iyi gitmiyordu aslında. Belkide kendisine rakip olarak gördüğü Meral Akşener'in liste dışı kalmas ve Tuğrul Türkeş'in AKP'ye geçmesinin ardından MHP oyları çokan bölünmeye başlıyordu. Özellikle soyadı 'Türkeş' olan biriyle sert bir düelloya giren MHP, ülkenin diğer sağ partisine oylarını çoktan kaptırıyordu. Seçim çalışmalarında da pasif kalan Bahçeli ve ekibi dün az kalsın baraj altı kalıyordu. Giden oyların hepsi ise 7 Haziran'da oyları düşen AKP'ye kaydı ve bir sağ partisini kurtarmış oldu.
Dün elinde başbakanlık fırsatı olan bir lider anlam veremediğimiz hareketlerden dolayı bugün az kalsın seçim barajının altında kalıyordu. Dün Bahçeli başbakanlık teklifine olumlu baksaydı bugün balkon konuşması yapanlar tek tek yargılanıyor olacaktı. Neresinden tutarsanız tutun ortada büyük bir başarısızlık var ve istifa beklememiz kaçınılmaz. Hoş her sabah faciaya uyandığımız bu ülkede bir tane bile 'istifa' görmezken Bahçeli'den böyle bir hareket beklemek başka bir hayali fantazimizden öteye gidemiyor ama biz yine de şansımızı deneyelim.