Antalya Halk Sağlığı Müdürü Uzman Dr. Murat Özdemir yaptığı yazılı açıklamada, halk arasında kist hastalığı olarak bilinen “Kist Hidatik” hastalığına dikkat çekerek, uyarılarda bulundu.Halk arasında kist hastalığı olarak bilinen “Kist Hidatik” hastalığının etkeninin echinococcusgranulosus adı verilen bir parazit olduğunu bildiren Dr. Özdemir, parazitin esas kaynağının köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanlar olduğunu kaydetti.Bu konuda köpeklerin aktif rol oynadıklarını bildiren Dr. Özdemir açıklamasında, "Parazit köpeklerin ince bağırsaklarında yaşar ve parazit çoğalmak için yumurta üretir. Köpeğin dışkısıyla etrafa saçılan bu yumurtalar özellikle koyun, sığır ve insanın da aralarında bulunduğu memeliler tarafından sindirim yolu ile alınır. Hastalık bu yumurtalardan çıkan parazitlerin karaciğer, akciğer, beyin, böbrek, kemik, kas, kalp gibi diğer bütün organlarda yerleşmesi ile oluşur Sığır, koyun, keçi gibi hayvanların su kesesi şeklindeki kistleri taşıyan organ ve etleri çiğ olarak, köpek gibi konak hayvanlar tarafından yenilmesi ile de parazitin yaşam döngüsü devam eder" sözlerine yer verdi.Özellikle Kurban Bayramlarında yapılan kontrolsüz kesimler sırasında koyun, keçi ve sığır gibi hayvanların karaciğer ve akciğerlerinde su kesesi şeklinde görülen ve görüntüleri sebebiyle tüketilmeyen bu organların çiğ olarak köpeklere verilmesinin, farkında olmadan bu parazitin artışına ve yayılmasına neden olduğunu bildiren Dr. Özdemir, veteriner kontrolünden geçirilmemiş, parazit mücadelesi yapılmamış, aşılanmamış köpeklerle teması olan koyun, keçi, inek gibi hayvanlarla yakın temasta olan kişilerin risk grubunda olduğunu bildirdi.Antalya Halk Sağlığı Müdürü Uzman Dr. Murat Özdemir, açıklamasında şunları kaydetti:”İnsanlara bulaşma enfekte köpeğin dışkısındaki yumurtalar ile kirlenmiş yiyecekler (özellikle pişirilmeden yenen roka, nane, maydanoz gibi yeşilliklerle, iyice yıkanmamış sebze ve meyveler) ve içme suları ile enfekte köpeğin tüylerine bulaşmış gözle görülemeyecek kadar küçük yumurtaların köpeğin sevilmesi esnasında ele yapışması sonucu ağız yoluyla alınması ile ya da köpek dışkısı ile enfekte olmuş toprakla temas sonucunda meydana gelir. Sığır, koyun, keçi gibi hayvanlarla köpek gibi etçil hayvanlar arasında dolaşan bu parazite ve paraziter hastalığa insanlar nasıl dahil oluyor sorusunun cevabını kendi yemediğimiz kistli ciğerleri çiğ olarak verdiğimiz köpeklerde aramalıyız.İnsandan insana bulaş olmamaktadır.”HASTALIĞIN BELİRTİLERİHastalığın uzun yıllar klinik belirti ve bulgu vermeyebildiğine dikkat çeken Dr. Özdemir, açıklamasında şu sözlere yer verdi:”Bazen birden fazla bölgede klinik belirti ve bulgular ortaya çıkabilir. Genellikle etkiledikleri bölgelere ve oluşturdukları basıya bağlı olarak klinik bulgu verirler. Karaciğer yerleşiminde; karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirtiler görülür.Akciğer tutulumunda; solunum sıkıntısı, öksürük, ağızdan kan gelmesi ve göğüs ağrısı olabilir.Kafa içi tutulumlarında; baş ağrısı, kusma, şuur kayıpları görülebilir. Kalp tutulumlarında; kalp ritim bozuklukları, iskemi bulguları olabilir. Kemik tutulumlarında; kemik ağrıları olabilir."HASTALIKTAN KORUNMA YOLLARIKorunma ve hastalık kontrolü için köpek sayısının kontrol altında tutulması gerektiğini, bütün köpeklerin ve sahip değişikliklerinin kayıtlı hale getirilmesi, kayıt altına alınan köpeklerin kimlik kaydını ve aşı durumunu gösteren tasmaların kullanılmasının zorunlu hale getirilmesi gerektiğini bildiren Dr. Özdemir, dişi sokak köpeklerinin belediyeler tarafından kısırlaştırılması, başıboş köpeklerin belediyelerce toplanarak barınaklarda tutulması gibi tedbirler alınması gerektiğini vurguladı.Köpeklerin parazitle enfekte olmalarının önlenmesi gerektiğini de vurgulayan Dr. Özdemir şunları kaydetti:”Ayrıca köpeklerin sebze bahçeleri, çocuk oyun bahçeleri ve parklarda dışkılamalarının önlenmeli, köpekler gezdirilirken etrafa dışkılamaları halinde dışkıları alınarak poşete konulmalı, ağzı bağlandıktan sonra çöpe atılmalı, özellikle çocuk parklarında kum havuzları yerine zeminde plastik kaplamalar tercih edilmeli, çocukların hayvanla teması sonrasında elleri sabun ve bol su ile yıkanmalı, köpekler yılda dört kez iç parazitlere karşı ilaçlanmalı, ara konak olan kasaplık hayvanların kesimi yalnızca mezbahalarda yapılmalı. Hayvan kesim yerlerinin kesinlikle veteriner hekimlerin kontrolünde olması, kesim sonrası kistli organların imhasının usulüne uygun olarak yapılması gerekmektedir. Mezbahalarda kesim sonrası ve özellikle Kurban Bayramlarında kestiğimiz kurbanlarımızın kistli organlarının yakma fırınlarında imha edilmelidir. Köpek ve diğer etçil hayvanların ulaşamayacağı 4-5 metre derinlikteki çukurlara gömülmelidir. Mezbahaların mümkün olduğunca yerleşim yerlerine uzakta kurulması ve çevresinin köpeklerin ve diğer etçil hayvanların giremeyeceği şekilde duvar ya da tel örgü ile çevrilmesi, ölen sığır, koyun ve keçi gibi hayvanlarımızın cesetlerini uygun şekilde imha edilmelidir. Evde ve bahçemizde beslediğimiz köpeklerin beslenmesinde mümkün olduğunca çiğ et veya sakatattan kaçınılması, eğer verilecekse pişirildikten sonra yedirilmesi gibi hususlara dikkat edilmelidir.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz