Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, "Biz halkın avukatıyız, idarenin de yardımcısı, rehberi, yol göstericisiyiz. Bizim verdiğimiz kararlara uyan idareler hem kendileri memnun olur hem de vatandaşın derdine çözüm bulmuş olurlar." dedi.
Malkoç, Malatya'da bir otelde, kamu denetçileri Hüseyin Yürük, Sadettin Kalkan ve Yahya Akman ile düzenlediği basın toplantısında, kurumlarının geçmişi ve çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Ana görevlerinin idareyi denetlemek olduğunu aktaran Malkoç, kamu hizmetlerinin kalitesinin artırılmasını temin etmeyi hedeflediklerini söyledi.
Malkoç, vatandaşın talebi veya şikayeti üzerine ilgili idareyi denetleyip onu daha şeffaf hale getirmeyi amaçladıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Kurumun önemli görevlerinde biri de hak arama kültürünü yaygınlaştırmak. Gerek anayasaya gerekse mevzuata baktığımızda insan hakları, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlükler açısından Türkiye'nin birçok Avrupa ülkesinden daha iyi ve daha ileri düzeyde olduğunu, daha ileri düzeyde yasal düzenlemeler yaptığını görüyoruz. Ancak anayasada ve yasada yazılan bu hak ve özgürlükleri insanımız yeterince tanımıyor, bilmiyor bilmediği için de yeterince kullanamıyor. Kamu Denetçiliği Kurumu diğer paydaşlarıyla vatandaşa temel hak ve özgürlükleri nelerdir, idareye karşı hakları nelerdir bunları anlatıp ardından hak arama kültürünü yaygınlaştırmaya çalışıyor. Bu millet her şeyin en iyisine layıktır. İşte bunu temin etmeye çalışan kurumlarda biriyiz."
Tüm uygulamalarında kurumlara ve şahıslara örnek olmaya çalışan bir kurum olduklarını anlatan Malkoç, "Adalet herkesin isteği, arzusu, temennisi. Zaten devletlerin temellerinde adalet vardır. Toplumun huzur ve barışının temelinde adalet vardır. Dünyadaki tüm demokrasi, hak ve özgürlük taleplerinin altında da adalet vardır. Bütün dinler, ideolojiler, inanç sistemlerinde adaleti aramak, bulmak, temin ve tesis etmek vardır. Türkiye'de çok şükür son yıllarda bu anlamda önemli adımlar atıldı. Mesela Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, Kamu Denetçiliği Kurumunun kurulması bunlardan birisidir." diye konuştu.
- "17 bin 517 başvurudan 17 bin 500'ünü karara bağladık"
Malkoç, adalete erişimde üç önemli unsurun bulunduğunu, bunlardan ilkinin erişim olduğunu, kendilerine yapılan müracaatlarda şekil şartı aramadıklarını bildirerek, şunları kaydetti:
"Vatandaşımız hangi kurumdan şikayetçi onu belirtsin, altında imzası, TC kimlik numarası olsun gerisini biz kolaylaştırıyoruz. Adalete erişimin ikinci unsuru da para meselesidir. Kamu Denetçiliği Kurumu kendisine yapılan başvurulardan para, harç almaz. Pul, bilirkişi, tanık ücreti almaz hepsini kendisini karşılar. Adalete erişimin üçüncü unsuru da kararların hızlı çıkmasıdır. Kamu Denetçiliği Kurumu en geç 6 ay içerisinde karara bağlıyor. Adalete erişimin üç unsurunu da yerine getiriyoruz. 2018'de bize 17 bin 517 yazılı, 100 bin de sözlü, elektronik ortamda veya yüz yüze görüşmeyle dert anlatıldı. İnsanlara yol gösterdik, rehberlik yaptık, danışmanlık yaptık. Bize yapılan 17 bin 517 başvurudan 17 bin 500'ünü karara bağladık. Bir yıl içerisinden hemen hemen yapılan başvuruların tümünü karara bağladık. Biz halkın avukatıyız, idarenin de yardımcısı, rehberi, yol göstericisiyiz. Bizim verdiğimiz kararlara uyan idareler hem kendileri memnun olur hem de vatandaşın derdine çözüm bulmuş olurlar."
Malkoç, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Türkiye'nin insan hakları konusunda geride olduğunu" yönündeki ifadeleri üzerine Malkoç, "Türkiye'nin insan hakları açısından 112'nci sırada olduğu, bunlar doğru şeyler değil. Biz dünyanın hemen hemen her ülkesini geziyoruz. Türkiye'ye kasıtlı, bilerek yapılan bir propagandanın eseridir bu. Evet yapmamız gereken çok şey var, eksik, noksan var ama bu doğru değil." dedi.
Malkoç, bir başka gazetecinin FETÖ ile mücadeleye ilişkin sorusuna, şöyle cevap verdi:
"Devletin dört ana unsuru vardır. Harbiye, mülkiye, adliye, maliye. FETÖ önemli ölçüde bu kurumlardan temizlenmiştir. TSK'den, emniyetten, mülkiyeden, adliyeden önemli ölçüde temizlenmiştir. Kriptolar var mıdır? 50 yıllık gizli çalışan bir örgütün elbette kripto elemanları hala vardır ama meşruiyetini kaybetmiş, makuliyetini kaybetmiş, toplum tarafından ne olduğu bilinen bir yapıya artık kolay kolay kimse iltifat edemez, itibar edemez. O açıdan iyiyiz. Her kurumun mücadele yöntemi vardır. Siyasetin de kendine has yöntemleri vardır. Bunu siyaset kullanıyor, kullanmaya da devam edecek ama toplumun farklı kesimlerinin siyasetten bu anlamda beklentileri var. Bu beklentilere de her siyasi parti kendi çapında, içinde cevap verecek. Cevap veren, vermeyeni toplum kendi kantarında, terazisinde ölçecek, değerlendirecek. Şunu memnuniyetle söyleyeyim; Türkiye'de işleyen bir yargı var. Belki bizim yargı biraz yavaş yürüyor, ağır hareket ediyor ama hafif yürürken ayağı sürtüyor ama kör değil. Yavaş gidiyor ama isabetli gidiyor. Yargıtay kararlarına bakın, bunları göreceğiz."