Meclis'te saat 14.15'te başlayan görüşmenin ardından açıklamayı ilk yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, artan terör olayları için "İsyan ediyoruz. Çok üzgün, çok da öfkeliyiz. Çünkü hepimiz millet olarak teröre çok büyük bedeller ödemiş ülkeyiz. Artık daha fazla bedel ödemeye de hiçbirimizin tahammülü yok" ifadelerini kullandı.
Koç'un ardından basın mensuplarının karşısına geçen Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ise "Biz Türkiye'de terörle mücadele konusunda tarihte en yüksek kapasiteyle tedbirler almış bir hükümetiz. Demokrasi tehdit altındaysa, bu süreçler istismar ediliyorsa, sivil toplumun güvenliği tehdit altındaysa, hukuk devleti tehdit altındaysa, birileri Anayasal düzeni tehdit ediyorsa tereddüt etmeden, gözünü kırpmadan adım atan; eylemini koyan bir hükümetiz" dedi.
"İSYAN EDİYORUZ"
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Koç, artan terör saldırılarından dolayı üzüntülü ve öfkeli olduklarını, bu sebeple isyan ettiklerini belirterek "Ne yazık ki her gün, hepimizin içini yakan, bizleri üzüntüye boğan haberler alıyoruz. Tekrar kaybettiğimiz tüm evlatlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Milletimize ve yakınlarına sabırlar diliyoruz. Dün gece Pozantı'da kaybettiğimiz şehitlerimizden bir tanesi 32, diğeri 29 yaşında iki polis memuru. İkisinin de eşleri var, küçük çocukları var. Dün düzenlenen törende çekilen fotoğraf karelerinden bir tanesi gözümün önünden gitmiyor. Şehidimizin 5 yaşındaki evladı, annesinin aynında al bayrağa sarılı tabuta sarılmış; adeta babasına dokunur gibi ağlıyor. Buradan herkese seslenmek istiyoruz. Hangi anne, hangi baba, hangi insan böyle bir manzara karşısında sessiz kalabilir? Yüreğinde biraz insanlık bulunanlar böyle bir manzara karşısında isyan etmeden durabilirler mi? Bizler de isyan ediyoruz. Çok üzgün, çok da öfkeliyiz. Çünkü hepimiz millet olarak teröre çok büyük bedeller ödemiş ülkeyiz. Artık daha fazla bedel ödemeye de hiçbirimizin tahammülü yok. Bu ülkede yaşayan hiçkimse bu acıları yaşamayı haketmiyor. Artık bu ülkede babasına sarılarak uyuması gereken çocuklar, babalarının naaşına bakarak gözyaşı dökmesin istiyoruz" diye konuştu.
"BEN BEDEL ÖDEMEYEYİM, TÜRKİYE ÖDESİN; DİYEN İNSANDAN SİYASETÇİ OLMAZ"
Son 30 yılın terör bilançosu üzerine konuşan Koç, "Terör yüzünden son 30 yılda 50 bine yakın yurttaşımızı kaybettik. Milyonlarca insanımız göç etmek zorunda kaldı. 600 milyar Dolar'a yakın kaynağı heba ettik. Bu bedelleri bir daha ödememek ve daha kötülerini yaşamamak için en büyük sorumluluk siyaset kurumuna düşüyor. Açıkça söylüyoruz. Ben bedel ödemeyeyim, gerekirse Türkiye ödesin; diyen insandan siyasetçi olmaz. Siyaset, Türkiye bedel ödemesin, diye her bedeli ödemeye razı olan insandan olur" ifadelerini kullandı.
"KİMİLERİ ÖNCE BEN SONRA PARTİM SONRA TÜRKİYE DİYEBİLİR"
Parti çıkarlarının Türkiye'nin menfaatlerinin üzerinde olduğunu vurgulayan Koç, "Terör sorununun yanı sıra çok boyutlu güvenlik sorunlarıyla da karşı karşıyayız. Açıkçası Türkiye, bugün tam bir ateş çemberi içinde. Özellikle sınır kentlerimizde büyük bir huzursuzluk ve kaygı var. 900 kilometrelik kara sınırımızın güvenliği tartışmalı. Etrafımızdaki tüm siyasi ve ekonomik dengeler değişiyor. Ne yazık ki biz bugun gelişmeleri uzaktan izleyebiliyoruz. Yarın karşımıza çıkabilecek çok büyük bir faturayı adeta bugün görmezden geliyoruz. Herkes 2016 yılında kaybetmekten korkuyor. Diğer yandan devlet kurumlarımızda büyük sorunlar var. Yargı, emniyet ve bürokrasinin her alanında reform ihtiyacı olduğu açık. Açıkça söylüyoruz. Fırtınalı bir denizin ortasındayız. Dalgalar kabarıyor ve gemi maalesef su alıyor. Biz hepimizin geminin içindeyiz. Gemiye bir şey olursa bedelini hep beraber ödeyeceğimizi de biliyoruz. Böyle bir zamanda bizler asla hüçük hesapların peşinden koşmayız, koşamayız. Kısa vadeli ve dar kalıplı düşüncelerle Türkiye'ye bedel ödetmeyi göze alamayız. Kendi küçük çıkarlarımızı, Türkiye'nin büyük menfaatlerinin önüne asla koyamayız. Kimileri önce ben sonra partim sonra Türkiye diyebilir. CHP böyle bir anlayışı asla kabul etmemektedir. Biz siyasete bir şey kazanmak için girmedik. Biz siyasete bu güzel ülkeye bir şeyler kazandırabilmek için girdik. O yüzden biz önce Türkiye diyoruz. Başka da sonrasında hiçbir şey söylemiyoruz" şeklinde konuştu.
"MAKAM, MEVKİ, KOLTUK PAZARLIĞI ASLA YAPMIYORUZ"
AK Parti ile yürütülen koalisyon görüşmeleri hakkında değerlendirmede bulunan Koç, "CHP olarak koalisyon görüşmelerine işte böyle tarihi bir sorumluluk içinde başladık. Bugün halkımızın yüzde 65'ini temsil eden iki büyük parti olarak yüksek profilli büyük bir koalisyon arayışı içinde bir araya geldik. Bugün görüştüğümüz herhangi bir koalisyon değildir. Bugün görüşülen Türkiye'nin karşısındaki büyük tehditleri bertaraf edebilecek ve birikmiş sorunları çözebilecek potansiyele sahip bir koalisyon kurma çabasıdır. 7 Haziran'da yapılan seçimlerde bir milli irade tecellisi oldu. Halkımız hiçbir partiye tek başına iktidar olabilecek çoğunluk vermedi. Milletimiz bize uzlaşın sorumluluğu yükledi. Biz CHP olarak bu anlayış duygusuyla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Halkımız siyasetten sorun çıkarmasını değil, çözüm üretmesini istiyor. Sonuç istediğimiz gibi çıkmayınca hadi bir daha, diyemeyiz. Milletimiz ne işaret ederse onu yerine getirmekle mükellefiz. Kimseye kapılarımızı kapatmadık. Kimseyi ötekileştirmedik. Kimseyi yok saymadık. Makam, mevki, koltuk pazarlığı asla yapmadık, yapmıyoruz. Bizim için önemli olan kimlerin hangi koltukta oturacağı değil, milletimizin bu süreçte neler kazanacağıdır. Görüşmelerimiz bu çerçevede sürüyor" açıklamasında bulundu.
"TALEPLERİMİZİ MASADA MUHATAPLARIMIZLA KONUŞTUK"
Koalisyon görüşmelerinin dördüncüsünde ele alınan başlıklar hakkında bilgiler veren Koç, "Bugün itibariyle Toplumsal Uzlaşı Alanı başlığı altında Kürt sorunu, din ve inanç özgürlüğü bakımından çeşitli inanç gruplarının talepleri, kamu yönetimi, medya özgürlüğü konuları başlık olarak ele alındı. Taleplerimizi masada muhataplarımızla konuştuk" dedi.
"GÖRÜŞME AŞAMASINA GEÇEBİLECEK KANAAT OLUŞMAMIŞSA SÜREÇ ORADA SONA ERMİŞ OLACAK"
Haluk Koç'un ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Ömer Çelik, koalisyon görüşmeleri kapsamında sürecin nasıl işleyeceğine değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Son toplantımızı pazartesi günü yapacağız. Pazartesi günüyle birlikte istikşafi görüşmeler bitmiş olacak. Artık genel başkanlara karşılıklı olarak bir sunum yapabilecek aşamaya gelmişiz demektir. Biz de ilk fırsatta Başbakanımıza sunum yapacağız. Daha sonra genel başkanlar partilerinin yetkili kurullarıyla istifşafi görüşme heyetine katılan heyetlerin raporlarını değerlendirecekler. Sonuçta genel başkanlar ve partilerin yetkili kurulları bir koalisyon görüşmesi aşamasına geçilebilir derse, böylece o aşamaya geçilmiş olacak. Ama denilirse ki istikşafi görüşmelerin sonucunda görüşme aşamasına geçebilecek bir kanaat oluşmamıştır, her iki partinin genel başkanlarından böyle bir şey olursa da o süreç de orada sona ermiş olacak"
"SON DERECE RAHAT BİR GÖRÜŞME OLUYOR"
CHP ile yapılan koalisyon görüşmelerinin detayları için Çelik, "Açık bir görüşme oluyor. Son derece rahat bir görüşme oluyor. Zaman zaman karşılıklı beyin fırtınasına dönüşen bir görüşme. Böylece herkes kanaatini bir diğerine açık bir şekilde söylüyor. Değerlendirmesini yapıyor. Bu not ediliyor. Bu notların neticesi, biz genel başkanımıza bir ara sunum yaptık. CHP ile karşılıklı yaptığımız görüşmeler zannediyorum, 20-25 saate ulaşmıştır. Bizim kendi içimizde yaptığımız görüşmelerde 30 saate yaklaştı toplamda. 50 saate yakın bir mesai vermiş bulunuyoruz. Yorucu ama çok emek vererek yaptığımız bir süreç" diye konuştu.
"HER TÜRLÜ SORUMLULUĞUMUZU BAŞBAKANIMIZIN ÖNDERLİĞİNDE YERİNE GETİRİYORUZ"
Bakan Çelik, konuşmasında şunları kaydetti: "Bugün bu geçiş döneminde Türkiye için alınması gereken kararlar, kimileri tarafından riskli ifade edilse de biz hükümette olduğumuz son güne kadar, şu geçiş dönemi itibariyle söylüyorum, her türlü sorumluluğumuzu Başbakanımızın önderliğinde yerine getiriyoruz. Memleketimiz için 7 Haziran sonrası yeni bir tablodur. Bu tablo çerçevesinde değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Hiçbir partiye kapımızı kapatmadan görüşmeleri sürdürdük. İstikşafi görüşme gibi bir mekanizmanın kurulması sadece CHP ile karar verilen bir durum oldu"
"SON TOPLANTIMIZ PAZARTESİ GÜNÜ"
Pazartesi günü CHP ile gerçekleştirilen istikşafi görüşmelerin sonuncusunun yapılacağını kaydeden Çelik, "Bundan sonraki son toplantımız pazartesi günü olacak. Daha önce olduğu gibi Ankara Palas'ta olacak. Saat 13 veya 14 olur, onu size bildiririz" dedi.
"SON NOKTADA ANLAŞILINCAYA KADAR HİÇBİR ŞEYDE ANLAŞILMAMIŞ OLUR"
CHP ile yapılan koalisyon görüşmelerinde, masada bir güvensizliğin söz konusu olup olmadığı sorulan Çelik, "Masada bizim görüşmemiz şudur. Bu masa biraz da güveni aramakla ilgili masadır. Herhangi bir meselede son nokta konuluncaya kadar o meselenin barometresi olmaz siyasette. Her görüşmeden sonra koalisyon ihtimali ne kadar, erken seçim ihtimali ne kadar diye soruyorlar bana. Bu işlerde barometre olmaz. Son noktada anlaşılıncaya kadar hiçbir şeyde anlaşılmamış olur. Zaten öyle bir görüşme aşamasına da henüz geçilmemiştir" diye yanıt verdi.
"ÇATIŞMA DURUMUNUN OLMAMASI EN YÜKSEK HASSASİYETİMİZDİR"
Artan terör olayları ve bu kapsamda gerçekleştirilen terörle mücadele operasyonları hakkında konuşan Çelik, "Biz Türkiye’de terörle mücadele konusunda tarihte en yüksek kapasite ile tedbirler almış bir hükümetiz. Bizim 13 yıllık iktidarımıza bakın. Geçmiş dönemlerle mukayese edilmeyecek kadar terörle mücadele konusunda hem uluslararası düzeyde hem ulusal zeminde son derece yüksek kapasite ile tedbirler almış bir hükümetiz. Bizim dönemimizde terörle, teröristle mücadele Türkiye paradigma devrimi yaşamıştır. Biz bu riski almış, bu bedelleri ödemiş bir hükümetiz. Bütün bu tedbirleri alırken Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu yumuşak güç unsurlarını devreye sokmak açısından da demokratik açılımı başlatmışız. Bütün bu süreçlerde imzamız olruken yalnız da bırakılmış, siyasi partilerden destek görmemiş, buna rağmen yolunda yürümüş bir partiyiz. Ret, inkar ve asimilasyon politikalarının bitmesi konusunda tarihi işlere imza atmış bir kadroyuz. Türkiye’nin toplumsal huzuru, çatışma durumunun olmaması en yüksek hassasiyetimizdir. Demokrasi tehdit altındaysa, bu süreçler istismar ediliyorsa, sivil toplumun güvenliği tehdit altındaysa, hukuk devleti tehdit altındaysa, birileri Anayasal düzeni tehdit ediyorsa tereddüt etmeden, gözünü kırpmadan adım atan; eylemini koyan bir hükümetiz" açıklamasında bulundu.
"FARUK ÇELİK İLE YALÇIN ARASINDA GÖRÜŞME İLİŞKİSİ SÜRÜYOR"
MHP ile hala temas halinde olunduğunu belirten Çelik, "Burada gizli kapaklı bir durum yok. Genel başkanımız hatırlarsanız CHP ziyaretinden sonra 'İstikşafi görüşme mekanizmasını CHP ve MHP’ye önereceğim' dedi. Nihayetinde CHP bunu olumlu buldu. MHP olumlu bulmadı. Ama temasın sürmesi konusunda ona olumlu baktılar. Bir istifşafi görüşme mekanizması onlarla yok. Ama Sayın Faruk Çelik ile Sayın Yalçın arasında görüşme ilişkisi sürüyor. MHP en başta genel başkanımızın bu teklifini kabul etmiş olsaydı; biz CHP ile istikşafi görüşmeleri sürdürürken aynı şekilde onlarla da heyetler bu görüşmeleri sürdürecekti" diye konuştu.
(DHA)