Hamilelikte en sık bilinen değişiklikler karın çatlaklarıdır. Stria Gravidarum adı verilen bu çatlaklar tüm hamile kadınların yüzde 50 ila 90'ında ortaya çıkar. Hemen hemen bütün kadınlar bu çatlakların ortaya çıkmasından korkar ve çekinir. Büyük çoğunluğu karnın alt kısmında görülen lezyonlar, hamileliğin ikinci yarısından itibaren belirmeye başlar. Nadiren uyluklar, kalçalar, memeler ve kollarda da görülebilir. Çatlakların önlenmesi her zaman mümkün olmaz. Piyasada hamilelik çatlaklarını engellemek için satılan pek çok ürün olmasına karşın etkinlikleri her zaman tatminkar değildir. Çatlakların büyük bir kısmı doğumdan sonra kaybolmaz. Rengi biraz daha açılarak gümüşi bir hal alır. Pek çok kadın bu durumdan rahatsızlık duymaz ve bunu anne olmanın bir işareti olarak gururla taşır. Daha az sayıda kadın ise çatlaklardan kurtulmak ister. Bu amaçla geliştirilmiş pek çok cerrahi teknik vardır ve bu teknikler plastik cerrahlar tarafından uygulanır. Sonuçlar tatminkar olabiliyor.
Hamilelik maskesi
Cholasma olarak da adlandırılan hamilelik maskesi, hamilelik esnasında yüzde meydana gelen değişimleri ifade eder. Hamilelik sırasında melanotropin adı verilen madde fazla miktarda salgılanır. Bu madde burun, yanaklar ve alın civarında pigmentasyon artışına, yani koyulaşmaya yol açar. Güneş ışınları duruma yol açmamakla birlikte olayın şiddetini artırabilir. Hamile kadınların yüzde 45 ila 70'inde hamileliğin 4, ve 5. ayından başlayarak hamilelik maskesi görülebilir. Kalıcı olmayan bu durum, doğumdan sonra birkaç ayda kendiliğinden geriler ve kaybolur. Hamilelik sırasında kadınlar makyaj yaparak cholasma'yı saklayabilirler. Hamilelik maskesini önlemenin en kolay yolu güneşe çıkarken çok yüksek faktörlü koruma kremleri sürmektir. Kış aylarında da güneşin bu tür etkisi olabileceği unutulmamalı ve koruyucu krem sürmek ihmal edilmemelidir. Koyulaşmalar sadece yüzde olmaz. Meme başları, koltuk altları ve genital bölgede hamileliğin sonlarına doğru renk değişiklikleri görülebilir. Bu değişiklikler önemli değildir ve doğumdan sonra kaybolurlar.
Orta hat üzerinde, kasıktan göbek deliğine kadar uzanan koyu renkli bir çizgi oluşur, ilk hamileliğini yaşayanlarda hamileliğin üçüncü ayından başlayarak ortaya çıkar. Tecrübeli annelerde ise daha erken dönemde görülebilir. Her kadında görülmez. Bazı toplumlarda bu çizginin görülmesi, bebeğin erkek olduğu şeklinde yorumlanır, ancak bunun gerçekle bir ilgisi yoktur.
Sivilce
Hamilelikte meydana gelen hormonal değişimler, ciltte yağlanma ve sivilceye neden olabilir. Tamamen geri dönüşümlü olan bu sivilceler, hamilelik sırasında bol sıvı alımı ve düzenli yapılan cilt temizliği ile bir ölçüde engellenebilir.
Damarlanma
Hamilelik sırasında kanda artan östrojen seviyelerine bağlı olarak özellikle yüz, boyun, göğüs, kol ve bacaklarda değişik şekillerde damarlanmalar ortaya çıkabilir. Bu damarlanma yıldız şeklinde ve ciltten hafif kabarık yapılardır. Üzerine baskı uygulayınca renkleri solmaz. Bu yapılara örümcek ağına benzedikleri için ingilizce'de örümcek anlamına gelen spider kelimesinden esinlenerek "spider veins" adı verilir. Kadınların yüzde 60'ı civarın¬da görülür ve doğumdan sonra kendiliğinden kaybolur.
Tıbbi adı Palmar Eritem olan avuç içlerinde kızarıklık ve beneklenmenin nedeni tam olarak bilinmiyor. Bununla birlikte artmış östrojen miktarına bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülüyor. Hamile kadınların yüzde 50-55'inde rastlanır. Zencilerde daha nadir görülür. Nadiren ayak tabanlarında da saptanabilir. Herhangi bir yakınma yaratmayacağı gibi hafif yanma ve kaşıntı olabilir. Her zaman kullanılan nemlendiriciler yararlı olabilir. Karaciğer hastalıklarının önemli bir bulgusu olan Palmar Eritem varlığında kan tetkikleri ile karaciğer fonksiyon testleri yapılmasında fayda vardır. Palmar Eritem doğumdan sonra östrojen düzeylerinin normale inmesi ile kaybolur.
Solunum sistemi
Göğüs çevresi artar, toplam akciğer kapasitesinde yüzde 5 civarında bir azalma olur. Soluk alıp vermede güçlük, egzersiz toleransında azalma gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Dolaşım sistemi
Hamilelik ilerledikçe dolaşım sisteminde büyük değişiklikler göze çarpar. Kan hacmi ve kırmızı kan hücre sayısı artar. Ancak kanın sıvı kısmı daha çok arttığından göreceli bir kansızlık ortaya çıkabilir. Bu durumda demir takviyesi gerekir. Kalp atım sayısında artış olur. Zaman zaman çarpıntı görülebilir. Bu durum hamileliğin erken devrelerinde başlar ve 20-24. haftalarda en yüksek düzeye ulaşır. Salgılanan hormonlara bağlı tansiyonda hafif bir düşme görülebilir. Hamilelik ilerledikçe özellikle sağ yan yatılan durumlarda rahim, ana toplar damara baskı yaparak ani tansiyon düşmelerine neden olabilir. Bu nedenle hamileliğin son dönemlerinde sağa dönerek yatılmaması önerilir. Kandaki beyaz küre sayısı 20 bine kadar yükselebilir. Yine hamilelikte kanın pıhtılaşmaya olan eğilimi artar.
10-12 haftalardan başlayarak idrar yollarında genişlemeler olabilir. Hormonların ve büyüyen rahmin etkisi ile sık idrara çıkma görülür, idrar yaptıktan sonra mesanenin tamamen boşalmamaşı nedeniyle idrar yolu enfeksiyonlarına olan eğilim artar. Normalde görülmemesine rağmen hamilelerde idrarda az miktarda glikoz (şeker) saptanabilir.
Sindirim sistemi
Salgılanan hormonların etkisi ile bağırsak hareketleri yavaşlar. Kabızlık ve mide içeriğinin yemek borusuna kaçması gibi durumlar olabilir. Bu durum kendini midede yanma şeklinde belli edebilir. Toplar damar basıncındaki değişikliklere bağlı olarak hemoroitler ortaya çıkabilir. Safra kesesinin hareketinin azalması safra taşlarına olan eğilimi artırır.
Kas-iskelet sistemi
Hamilelikte salgılanan bazı hormonlar eklemlerde gevşemeye neden olur. Bu gevşeklik özellikle iki leğen kemiğinin ortada birleştiği eklemde belirgindir. Kilo artışı ve vücudun denge merkezinin değişmesi, bel kavisinde artışa neden olur. Bel ve sırt ağrıları görülebilir.
Göğüsler
Göğüslerdeki kan akımının artışına ve süt bezlerindeki büyümeye bağlı olarak meme uçları genişler ve koyulaşır. Damarlanmada artış gözlenebilir. Hızlı büyüme ve hormonal etki, hassasiyete neden olabilir. Son döneme girildiğinde meme ucundan salgı olabilir.
Dış genital organlarda renk değişimi ve varisler görülebilir. Hormonal uyarıya bağlı olarak vajinal salgıda artış saptanabilir. Rahmin kitlesi hamilelik sonunda yaklaşık 16 kat, hacmi ise 500-1000 kat artar. Bu derece bir büyüme dolaşımı da etkileyerek bacaklarda şişme ve varislere neden olabilir. Karın içi basıncın artması nedeni ile fıtık eğilimi artar.
Kilo artışı
Kadınlar kilo almaktan aşırı derecede rahatsız olurlar. Özellikle hamilelik döneminde aşırı derecede kilo almak ve doğumdan sonra bunu verememek pek çok anne adayı için korkulu bir rüya gibidir. Yaygın kanının aksine hamilelikte alınan kiloların büyük bir kısmı artan yağ miktarına bağlı değildir. Gerçekte tüm hamilelik boyunca alınan kiloların sadece yaklaşık yüzde 30'u annenin yağ kütlesindeki artışa bağlıdır.
Diğer değişiklikler
Hamilelik sırasında bazı kadınlarda saç ve tırnaklar normalden daha hızlı uzar,
Tırnaklarda incelme ve kolay kırılma görülebilir.
Bazı bölgelerde aşırı tüylenme olabilir.
Terleme artabilir.
İştah artışı ve aşermeler olabilir.
İştah artışının tam tersi olarak hamileliğin ilk aylarında kusmalara bağlı iştahsızlık da görülebilir.
Tüm bu değişikliklerin hormonal artışlara bağlı olduğu ve hamilelik sona erdikten sonra gerileyeceği unutulmamalıdır.