Sinem Yanmaz, salı gecesi kişisel Facebook adresinden iddiayı gündeme getirirken, şunları yazdı:
Soran soruşturan arkadaşlara tek tek cevap vermektense ilk ağızdan net yazayım istedim. Beni tanıyanlar mizacım ve karakterimi bilir. Özüme, vicdanima ters vuku bulan bu olayı tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermek artık ruhen özgürlüğüm olacaktır. Hamza Hamzaoglu'nun oğlu Eşref Çınar Hamzaoglu'nun annesiyim. Oglumun, annesi ve babası tarafından 5 yıldır meşrulastırılamayisinin sebebi Hamza Bey'in ailesi, çevresi, kariyeri, kişisel menfaatleri doğrultusunda sevgi ve saygi bagi ile sahsimin fedekarligi idi. Bu yönde kendisinin dogru zamanı tarafımdan sabırla beklenmis, oglum ve benim hayatımızdan önce Hamza Bey'in öncelikleri gelmistir.
Ancak Hamza Bey'in oglum ve benim hayatim üzerine fütursuzca söylediği yalanının günyüzüne çıkmasıyla hem kadın hem anne olarak bunca yıllık gizli hayat mücadelesi ve hem oglum hem kendi hayatımdan verdiğim fedekarligin koca bir yalan uğruna olduğunun taze idraki ve acı tecrübesini yaşamaktayız.
Beyefendi kişiliği ve karakteri ile sevilen, tarafımdan da bu yönüyle gurur duyulan #HamzaHamzaoglu malesef bilinenin aksine gösterdiği bu akıllara zarar tutumuyla beni hem bir kadın hem de bir anne olarak manen tarifi mümkün olmayan sekilde yaralamış ve mağdur etmistir.
Kendisinin, eşi Nergiz Hamzaoglu'nun benden ve oglumdan bi'haber olduğu yalaniyla bunca yıl beni oyalamis oldugu, aslinda esin en basindan beri ben ve oglumun varlığını bilip, kabullendigi gerçeği benden saklanmistir. Esin "Bildigimi kimse bilmeyecek." yaptırımını bizans oyunlariyla uygulayan Hamza Bey karşılıklı sandığım ve kadın kalbiyle inandigim sevgi saygi ilişkimizde oscarlik bir performans sergilemistir. "NAMUSUM" sözünün, ağırlığını ve sözlük anlamını bilmeyen ağızlarda böyle telef olması, bu denli afaki söylenişi kadın ve anne kalbinde tamiri imkansız yaralar açmış, kisisel menfaatlerin babalik duygularinin önüne geçmesi beni, bir anneyi oglumun babasını yoksayma noktasına getirmiştir. Dünden bugüne kapalı kapılar ardında yasanan baba ogul iliskisinin sağlıklı olamayisi, hala babaligina 3. kişilerce mudahil olunmasi ve buna izin verilisi artik ogluma psikolojik olarak zarar vermektedir.
Bu danışıklı oyun ile oglumu hayatına meşru dahil edemeyen, ona babalık vazifesini layikiyla yerine getiremeyen ve ogluna, bana bile isteye kayıp zamanı yalan yasatan Hamza Hamzaoglu'nu sizin vicdanlarinizda özgür birakiyor, hem bir anne, hem bir kadın olarak bütün insanlığa olan inancımı tam da bu noktada bitiriyorum. Maduriyetten en büyük payı alan oglum Çınar icin tek duam, onun basiretli bir birey olarak ahirette hesabini veremeyecegi vicdan yükünü kimseye yasatmamasi, bu fani dünyayı şerefli ve ahlaklı yasamasidir. Oglumun dedesi Eşref Yanmaz'in her daim bizim arkamızda koca bir çınar gibi asil duruşu tek tesellimiz ve gururumuzdur. Oglum taşıdığı her iki ismi de dedesinden almıştır. Oglumun taşıdığı Hamzaoglu soyadı artık sadece yükümüzdür.''