CHP Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Wikileaks adlı internet sitesinde yayınlanan belgelerin doğruluğu ya da yanlışlığının tartışılabileceğini belirterek, bunları çok ciddiye almadığını söyledi. Türkiye-ABD ilişkilerinde değişiklik olacağını düşünmediğini de ifade eden Hamzaçebi, ülkeler arası ilişkilerin etkilenebileceğini ancak bir kırılma-kopma beklemediğini kaydetti. Hamzaçebi, yargı birliği tartışmalarıyla ilgili olarak da, "Yargı birliği konusunda samimi olanlar öncelikle samimiyetlerini özel yetkili mahkemeleri kaldırmak suretiyle göstermeliler" dedi.
Hamzaçebi, 11-12. Dönem Mardin Milletvekili ve Cumhuriyet Senatosu Mardin Üyesi Mehmet Ali Arıkan için TBMM'de düzenlenen cenaze töreni sonrasında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Hamzaçebi, Wikileaks adlı internet sitesinin açıkladığı ABD belgeleriyle ilgili ilk ilgi çekici yönün ABD gibi dünya devi bir ülkenin kendi kayıtlarına sahip çıkamaması olduğunu söyledi. Burada bir gayrı ciddiliğin söz konusu olduğunu belirten Hamzaçebi, "Sonuçta ABD'lilerin Türkiye'de görevli bürokratlarının yaptığı değerlendirmeler bunlar. Doğruluğu, yanlışlığı ayrıca tartışılması gereken konular. Ben o kadar ciddiye almıyorum" dedi.
Türkiye'nin bir İslam devletine doğru gittiğine yönelik bilgiler bulunduğunun hatırlatılması üzerine ise Hamzaçebi, "Türkiye Cumhuriyeti'nin gelecekte ne olacağı, AK Parti'nin bunu bir başka cumhuriyete mi dönüştüreceği, totaliter bir demokrasiye doğru mu götüreceği konusu ABD'lilerin değerlendirmesinden önce bizim değerlendirmemiz gereken bir konudur. ABD'lilerin üzerine düşen bir konu değildir, bu konuyu biz değerlendireceğiz" diye konuştu.
Bundan sonraki süreçte ABD ile diplomatik ilişkiler noktasında diğer ülkelerin tavrında bir değişiklik olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine ise Hamzaçebi, şunları kaydetti:
"Ben ABD ile ilişkiler konusunda değişiklikler olacağı kanaatinde değilim. Bu sonuçta istihbari bir faaliyet. İstihbari faaliyeti her ülke diğeri hakkında yapabilir. Türkiye'nin de ABD'liler veya diğer ülke yetkilileri hakkında yaptığı değerlendirmeler olabilir. Önemli olan o ülke toplumunun kendi değerlendirmesidir. Biz Türkiye'nin geleceği konusunda AK Parti yönetiminden endişe duyuyoruz CHP olarak. Bizim değerlendirmemiz; AK Parti ile Türkiye demokrasisi rahat bir nefes almayacaktır. Tam tersi totaliter bir rejime doğru gidecektir. Tek parti yönetimine doğru gidecektir. Bunun işaretleri şimdiden vardır. Yani AK Parti bunu istemektedir. Ama 'Türkiye böyle bir anlayışa teslim olacaktır' şeklinde bir değerlendirmem yok. Önümüzdeki genel seçimlerde halkımız buna müsaade etmeyeceğini gösterecektir."
"BAŞBAKAN'IN İSVİÇRE'DE HESAPLARI OLDUĞU İDDİASI GAYRI CİDDİ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsviçre'de 8 ayrı banka hesabı olduğuna dair iddianın hatırlatılması üzerine de Hamzaçebi, "Birer iddia bunlar sadece. Ben delilleri ortaya konmadan bunları ciddiye almam. Sadece bir iddia olarak görürüm, doğruluğuna inanmam. Yani delil olması gerekir; delil olmadan gayrı ciddi bulurum" karşılığını verdi.
Yayınlanan belgelerin ülkeler arası diplomasiyi nasıl etkileyeceğine ilişkin soru üzerine ise Hamzaçebi şöyle konuştu:
"Etkileyebilir tabii. Sonuçta karşı karşıya olanlar insanlardır. Bir ülkenin yöneticileri hakkında bir başka ülkenin yöneticileri bu kadar olumsuz kanaat besliyor, bunu raporlarına yansıtıyor ise sonuçta o ülke yetkilileri bir daha yüz yüze geldiklerinde herhalde çok samimi bir ortamda konuşamayacaklardır. Açıklıkla konuşamayacaktır. İlişkileri mutlaka etkileyecektir. Ama ilişkilerde kırılma, kopma olur mu derseniz. Bu nedenle bir kırılma, kopma beklemiyorum."
YARGI BİRLİĞİ
Hamzaçebi, yargı birliği ile ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine, yargı birliğinin gerçek anlamıyla 'adli ve idari yargı ayrımının olmaması' olduğunu söyledi. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin darbeden sonra yapılmış olan 1961 Anayasası'nda bile olmadığını ve Türkiye'nin böyle bir modeli taşımaması gerektiğini ifade eden Hamzaçebi, "Adli yargıda askerler ayrı, siviller ayrı diye bir ayrım olmamalıdır. İdeal hukuk sistemi budur. Ancak 'Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin verdiği kararlara da bu
nedenle uyulmamalıdır' şeklinde bir anlayışı da doğru bulmam. Bir yargı sistemi mercii olduğuna, sistem de var olduğuna göre, yargı kararları bir hukuk devletinde yürütme organını bağlar. Herkes yargı kararlarına göre hareket etmek zorundadır" dedi.
Türkiye'nin yargı birliği kavramı içinde özel yetkili mahkemeler konusunu da tartışması gerektiğine işaret eden Hamzaçebi, "Böyle bir modelin de Türkiye'nin yargılama sisteminde olmaması gerekir. Yargı birliği konusunda samimi olanlar öncelikle samimiyetlerini özel yetkili mahkemeleri kaldırmak suretiyle göstermeliler. Aksi takdirde 'benim istemediğim kararı veren yargıya ben hayat hakkı vermem' gibi bir anlayışı savundukları ortaya çıkar" diye konuştu.