KUDÜS (AA) - MUSTAFA DEVECİ - Fransız yazar ve aktivist Frank Romano, ülkesinden binlerce kilometre uzakta ve İsrail'in yıkım tehdidiyle karşı karşıya olan Doğu Kudüs'teki Han el-Ahmer bölgesi halkına destek amacıyla Filistin'e geldi.
Bölgede İsrail'in yıkımını önlemek amacıyla bekleyen aktivistler için kurulan çadırda kalan yazar Romano, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dönüş bileti tarihi 25 Eylül'e kadar Han el-Ahmer'de kalmaya kararlı olduğunu belirtti.
Fransız yazar, cuma günü bölgeye gelen buldozere direnişi sırasında İsrail güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra, 3 gün polis gözetim merkezinde tutulduğunu ve polis tarafından zorla sınır dışı edilmek istendiğini dile getirdi.
Avukatının devreye girmesiyle mahkeme tarafından serbest bırakıldığını ve tekrar Han el-Ahmer'e döndüğünü söyleyen Romano, İsrail güçlerinin Filistinlilere verdiği destekten vazgeçmesi için başvurduğu tüm bu girişimlere rağmen Han el-Ahmer halkına destek vermeye devam etmekte kararlı olduğunu söyledi.
"Ortadoğu'da aşk ve terör" adlı kitabın yazarı ve aynı zamanda Paris Üniversitesinde profesör olan Romano, gün boyu Filistinlilerle birlikte bölgede beklerken, gece de Han el-Ahmer'deki çadırda uyuyor. Geceleri havanın az da olsa soğuduğunu dile getiren Fransız aktivist, Filistin'de olmaktan dolayı mutlu olduğunu kaydetti.
Romano, Han el-Ahmer'e ilk geldiğinde bazı çekinceleri olduğunu ancak her an İsrail'in tehdidi altında yaşamalarına rağmen bölge halkının ümitlerini korumasının kendisine de umut aşıladığını ifade etti.
Burada kaldığı süre boyunca Bedevi kültürü ve yaşantısı hakkında bilgiler de edindiğini dile getiren Fransız aktivist, Han el-Ahmer'in büyüleyici bir yer olduğunu aktardı.
- "Empati kurdum, bu yıkımı durdurabileceğimizi düşündüğüm için geldim"
ABD vatandaşlığı da bulunan ve yaklaşık 30 yıl önce İslam'la şereflenen Romano, vakit namazlarını da çadırda Filistinlilere birlikte kılıyor.
Yaklaşık 12 yıldır Filistin'i ziyaret ettiğini ve birçok barışçıl gösteriyi organize ettiğini vurgulayan Romano, İsrail Yüksek Mahkemesinin Han el-Ahmer'in yıkımına ilişkin kararını öğrendikten sonra Filistin'e geldiğini belirtti.
Birçok arkadaşının "İsrail, Han el-Ahmer'i eninde sonunda yıkacak. Boşuna gidiyorsun." dediğini ama umudunu yitirmediğini söyleyen Romano, "Burada yaşayan Bedevi Filistinliler, umutsuzluk içinde. Bu insanlar, 60 yılı aşkın süredir burada yaşıyorlar. Han el-Ahmer halkı, normal bir hayat yaşamayı hak ediyorlar. Filistin halkıyla empati kurdum ve buradaki insanlara destek olmak isteyenlerle birlikte bu yıkımı durdurabileceğimizi düşündüğüm için geldim." dedi.
Filistinlilerin yanı sıra İsrail'den bazı grupların bölge halkına destek verdiğini, Avrupa Parlamentosundan bir heyetin de burayı ziyaret ettiğini ifade eden Romano, "Tüm bu gelişmeler yıkım kararından vazgeçmesi için İsrail'in üzerinde baskı oluşturabilir. Eğer ki bu gerçekleşirse en azından bu bölgedeki işgalin sona ermesi için önemli bir nokta olabilir." diye konuştu.
- "İsrail etnik temizlik yapıyor"
Frank Romano, Han el-Ahmer halkının göçebe olmadığını ve burada kalıcı evleri olduğunu dile getirerek, "İsrail'in yıkım kararı ve ardından bölgeye yasa dışı Yahudi yerleşim yerleri inşa etme hedefi adilane değil ve bu etnik bir temizliktir." şeklinde konuştu.
İsrail polisi tarafından gözaltına alınmasına da değinen Fransız yazar, daha önce de hapiste kaldığını ancak başına gelen hadiseler sebebiyle bu sefer şoke olduğunu ifade etti.
Gözaltı merkezindeki polislerden Filistinlilerin kaldığı bölüme konulmasını istediğini ancak İsrail polisinin bu isteğini "Sen Amerikalısın ve gözaltındaki Yahudilerle kalmalısın." diyerek geri çevirdiğini dile getirdi.
- "Gözaltı odasında Yahudiler tarafından dövüldüm"
Kendisinin "ağır suçlu" Yahudilerin kaldığı bölüme konulduğunu aktaran Romano, "Odaya girince pek de akıllıca olmayan bir şey yaptım ve Han el-Ahmer'e gittiğimi söyledim. Ayrıca ibadetimi yaptım. İçeri atıldıktan 10 dakika sonra tutulduğum bölümdeki Yahudiler üzerime atladı ve bana vurmaya başladılar. Kolumu kanattılar. Şükür ki kendimi ellerinden kurtararak kapıya vurdum ve gardiyan gelerek beni başka bir odaya aldı." ifadelerini kullandı.
İsrail polisinin kendisini Tel Aviv'deki havalimanındaki gözetim merkezine götürerek hakim karşısına çıkmadan sınır dışı etmek istediğini ancak avukatının devreye girmesiyle mahkemenin kendisini serbest bıraktığını ifade eden Frank Romano, serbest kalır kalmaz tekrar Han el-Ahmer'e döndüğünü söyledi.
- "Filistinliler bu büyük hapishanede kaldıkça ben de özgür değilim"
Rahat bir hayatı olmasına rağmen Filistinlilerin yanında olmayı, onlarla mücadele etmeyi seçtiğine dikkati çeken Romano, "Filistinliler yoğun baskı altında. Eğer Filistinliler bu büyük hapishanede kalmaya devam ederlerse ben de özgür değilim." cümlesini kullandı.
Uzun yıllardır Filistin'e destek vermek için mücadele ettiğini, bu mücadelede göz yaşartıcı gaza maruz kaldığını, bazen de plastik mermilerin hedefi olduğunu söyleyen Fransız yazar, Han el-Ahmer'de olmasının birçok nedeni olduğunu belirtti.
Bu sebeplerin başında Filistin halkıyla empati kurmak ve Filistin meselesini kendisinin mücadelesi gibi görmesinin geldiğini ifade eden Romano, İsraillilerin bölgede "kral gibi" dolaştığını ve bunun da en büyük nedeninin İsrail'in ABD'den aldığı yardımlar olduğunu, Amerikan vatandaşı olması sebebiyle kendinin de bu durumdan sorumluluk duyduğunu ifade etti.
Yazar Romano, Han el-Ahmer'deki direnişe Filistin'deki her siyasi grubun destek verdiğini ve bunun Filistin'deki dayanışmayı yansıttığını sözlerine ekledi.
- Yıkım kararıyla gündeme gelen Han el-Ahmer
İsrail Yüksek Mahkemesi, mayıs ayında Han el-Ahmer bölgesinde yaklaşık 190 Filistinlinin yaşadığı derme çatma barakalar ile bölgedeki başka yerlerden gelen 170 öğrencinin eğitim gördüğü okulun yıkılmasına karar vermişti. Mahkemenin kararının ardından temmuz ayı başında İsrail polisi eşliğinde bölgeye gelen yıkım ekibi Filistin'in farklı bölgelerinden gelen gönüllülerle bölge halkının direnişiyle karşılaşmıştı.
Hem uluslararası camiadan gelen tepkiler hem de Filistinlilerin direnişi sebebiyle İsrail güçleri yıkımı gerçekleştirememiş, İsrail mahkemesi de bölge sakinlerinin başvurusu üzerine yıkım kararını askıya almıştı. İsrail Yüksek Mahkemesi, 5 Eylül'de de Han el-Ahmer'deki yıkım kararına yapılan itirazı reddederek, bölgenin 7 gün içinde boşaltılmasına ve yıkımların başlatılmasına hükmetmişti.