Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle anıyoruz” dedi.
Bostan, yaptığı açıklamada, “İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bundan 76 yıl önce 27 Aralık 1936 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Hürriyet aşığı olan, bağımsızlığın kutsallığına inanan, Türk Milletinin esaret zincirlerini kırmasını her şeyden çok isteyen Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşımızın her mısrasını özenle, ilmek ilmek işlemiştir. Ersoy’un milli mücadeleye katkısı çok büyüktür. Büyük şair Mehmet Akif Ersoy’un Türk Edebiyatına kattığı çok sayıda eser Safahat adı altında toplandı ve bu eser bugün başucu kitabımız olmuştur. O’nun değerlerinin, fikirlerinin izinden yürüyen bizler, bugün büyük şaire çok şey borçluyuz” dedi.
Bostan, “30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi'nden sonra emperyalist güçlerin ülkemizi ele geçirmek için var gücüyle çalıştığı dönemde düşmana karşı tek yürek, tek vücut olan Türk Milleti, büyük bir azim ve kararlılıkla, bütün imkansızlıklara rağmen bir kurtuluş destanı yazdı. Ülkemizin dört bir yandan kuşatma altına alındığı sırada ulu önder Atatürk'ün liderliğinde dünyanın en güçlü devletlerine karşı milli mücadele ruhu yeniden canlandı ve Türk Milleti bağımsızlık ateşini yaktı. Bu sırada Türk Milleti'ne cesaret vermek, bağımsızlık coşkusunu artırmak, milli bilinci yükseltmek, cephedeki askerlerimizin moral ve motivasyonunu sağlamak için milli bir marşın yazılması gerekliliği doğdu. İşte böyle bir dönemde büyük şair ve yazar Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı'nı yazdı. Her mısrasında kahramanlık mücadelesinin ilmek ilmek işlendiği; vatan, bayrak, millet sevgisinin kutsallığının anlatıldığı İstiklal Marşımız, 12 Mart 1921 yılında TBMM'de Milli Marşımız olarak kabul edildi” şeklinde ifade kullandı.
Şairi kendi mısralarıyla anlatan Bostan, “Hürriyet aşığı olan, bağımsızlığın kutsallığına inanan, Türk Milletinin esaret zincirlerini kırmasını her şeyden çok isteyen Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşımızı "Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl" inancıyla yazdı. Mehmet Akif'in Milli Mücadeleye katkısı çok büyüktür. Nitekim 6 Şubat 1920 günü Balıkesir Zağnos Paşa Camiini dolduran halka şöyle sesleniyordu: "Cemaat içinde herkesin uhdesine düşen bir vazife-i vataniye, bir fariza-i diniye vardır ki, onu ifa hususunda zerre kadar ihmal göstermek caiz değildir. Bu hususta hiçbir fert kenara çekilerek seyirci kalamaz. Çünkü düşman kapılarımıza kadar dayanmış, onu kırıp içeri girmek, harîm-i namus ve şerefimizi çiğnemek istiyor. Bu namert taarruza karşı koymak, kadın, erkek, çoluk çocuk, genç, ihtiyar… her fert için farz-ı ayın olduğu, bir an bile hatırdan çıkarılmamalıdır" diye ifade kullandı.
Mehmet Akif Ersoy’un bir vaazına dikkat çeken Bostan, “Akif'in bu ve buna benzer vaazları kulaktan kulağa her tarafa yayıldı. Kastamonu Nasrullah Camii'nde verdiği vaazda şöyle diyor: "Cenabı-ı hak buyuruyor ki: '-Ey müminler, size ellerinden gelen fenalığı yapmaktan çekinmeyen, bu hususta hiçbir fırsatı kaçırmayan, dininize yabancı kimseleri kendinize sırdaş, dost, arkadaş kabul etmeyiniz. Bunların sureti haktan görünerek size güler yüz göstermelerine, hayrınızı ister gibi tavırlar takınmalarına asla kapılmayınız… 'Ey Müslümanlar, yoksa sizden cihat işi terk olunur mu zannedersiniz? Ve yine Allah içinizden hak yolunda ihlasla mücadele edenleri, ne Allah'tan, ne Resulü’nden ve ne de Müslümanlardan başkasını dost edinmeyenleri, bilmediğini mi sandınız? Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır (Tevbe Suresi, 16. Ayet)” diye ifadelerine yer verdi.
Bostan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ey cemaati Müslimin! İnsan için kendi aleyhine bile çıksa hakkı hakikati söylemek lazımdır… Yine Akif bu vaazında "Aramıza sokulan fitneleri, fesatları, fırkacılıkları, komitecilikleri, daha bin türlü ayrılık gayrılık sebeplerini ebediyen çiğneyerek el ele, baş başa vereceğiz. Birlikte çalışacağız. Çünkü bugün dünyanın, dünyadaki hayatın tarzı büsbütün değişmiş. Yalnız başına çalışmakla bir şey yapamazsın. Toplar, tüfekler, zırhlılar, şimendiferler, limanlar, yollar, tayyareler, vapurlar, elhasıl düşmanları bize üstün çıkaran, yarım milyar müslümanın birkaç milyon frenge esir olmasını temin eden esbap ve vesait ancak cemiyetler, şirketler tarafından meydana getirilebilir. Demek, Müslümanlar Allah'ın, Kitabullah'ın, Resûlullah'ın emrettiği, tasvip ettiği vahdete, birliğe sarılmadıkça ahiretlerini olduğu gibi dünyalarını kurtaramazlar. Her şeyden evvel birlik… Bir kere bunu elde edelim, alt tarafı Allah'ın inayetiyle kolaylaşır. Mehmet Akif Ersoy’u vefatının 76. Yılında saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz