Hanefi Bostan: “öğretmenlerimizin Ücretlerinin İyileştirilmesi Yönündeki Beklentiler Boşa Çıktı"

Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi...

Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “Öğretmenlerimizin, akademisyenlerimizin ve diğer eğitim çalışanlarının ücretlerinin iyileştirilmesi istikametindeki bütün beklentiler boşa çıktı” dedi.Bostan, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün öğretmenin ve öğretmenlik mesleğinin hemen hiçbir derdine, sıkıntısına, sorununa eğilmeden; basmakalıp nutuk ve birkaç törenle geçiştirildiğini savunarak, “Bu en önemli günde sevinçler yüzlerde ve dudaklarda yarım kaldı. Çünkü öğretmenlik mesleği dertli, öğretmen dertli; dertli bile değil, artık dert küpü. Başka bir ifadeyle tükenmişlik sendromu içinde. On iki yıldan beri çözülmeye çözülmeye, üstüne üstük sorun üzerine sorun üreten eğitim politikalarıyla bir kördüğüme dönüşmüş sorunları büyük bir yumağı andıran bu kutlu meslek, neredeyse bitme noktasına gelmiş, daha doğrusu, getirilmiş bulunuyor” dedi.Öğretmenlik mesleğini perişan eden ve geleceğini karartan sorunların başında ücret adaletsizliği, özlük haklarının gaspı, bilgisiz, deneyim ve becerisi olmayanların baş tacı edilmesinin geldiğini belirten Hanefi Bostan, “Hiç şüphesiz öğretmenlerin sorunlarının başında her geçen sene biraz daha aşınan reel gelirleri, birinci sırayı almaktadır. On iki yıldan beri her gelen hükümet, eline aldığı "gelecek seneye ilişkin enflasyon tahmin rakamları" gibi ciddiyetsiz çizgileri göstererek keyfince yaptığı düşük ücret zamlarla öğretmenin gerçek gelir düzeyini düşürdükçe düşürdü ve artık günümüzde dibe vurdurdu. Nitekim 2002 yılında yeni göreve başlayan bir öğretmenin maaşı 5,12 tam altın değerinde iken bugün aynı durumdaki öğretmenin maaşı 3,26 tam altın değerine düşmüş bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanı ve Başbakan 2002 yılından bugüne öğretmen maaşının yüzde 283,7 oranında, 2014 yılı için yapılacak zam da göz önüne alınırsa yüzde 303 artığını söyleseler de, durumun reel olarak tam aksi olduğu bütün çıplaklığıyla ortadadır” diye konuştu.Bostan, bugün kamu çalışanları içinde en az maaş alan kesim içinde öğretmen ve akademisyenlerin birinci sırayı işgal ettiğini belirterek, şunları söyledi: “Hasılı; dert çok, derman ise görünürde yok. Hepsinin üstünde merak ettiğimiz bir şey daha var: Bu kadar sorunun kol gezdiği, sorunların çığ gibi büyüdüğü, ürpertici kâbuslara dönüştüğü ve adeta kronikleştiği bir ortamda, bütün sorunu dershanelere endeksleyen Hükümet üyeleri ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri gerçekten geceleri rahat bir uyku uyuyabiliyorlar mı? Bizce, uyumamalıdır; ancak, sadece uyumamak da yetmez. İlk iş olarak, öğretmenlerin maaşı düzeltilmeli, yandaş idareciler tasfiye edilmeli, gasp edilen öğretmenlerin bütün özlük hakları iade edilmelidir. Bu da yetmez: Bakanlık yetkilileri, okullara gelip, doğrudan öğretmenler ve diğer eğitim ve öğretim çalışanlarıyla bire-bir ve açık kalpli görüşmeler yapmalı, dertlerini, şikâyetlerini birinci elden öğrenmelidir.”On iki yılsonunda milli eğitim sisteminin sürekli müdahalelerle laçkalaştırıldığını savunan Bostan, “Her geçen Eğitim-Öğretim döneminde kalite çok bariz bir biçimde ve sürekli olarak düştü. Türk Milli Kültürü hedef alındı, ‘Türk’ kelimesini yasaklayan ve bizleri ‘millet’ yapan tarihimizi ve edebiyatımızı silmeye, bizleri tarihsiz, kültürsüz ve köksüz bir yığına dönüştürmeye çalıştı. Üniversite-öncesi dönemde meydana gelen kalite düşüklüğü, Eğitim-Öğretim sisteminde bir zincirleme reaksiyona sebebiyet vererek dalga-dalga yayıldı, Üniversitenin de kalitesini aşındırdı. Eğitim-Öğretim camiasının özlük hakları çok büyük bir oranda ve çok büyük bir sıklıkla, sürekli olarak ihlal edildi. 2003-2013 yılları arasında gelen hükümetler Cumhuriyet tarihinde görülmüş en büyük ‘kıyım’ ve ‘zulüm’ rekorunu kırdı. Bakanlık bünyesinde partizan örgütlenmelere göz yumuldu, hatta teşvik edildi; artık Bakanlıklarda ve bu Bakanlıklara bağlı il ve ilçe teşkilatlarında yandaşların dışında kimse kalmadı. Eğitim-Öğretim camiasının geçim durumu sefalet seviyesine kadar gerilediği, bütün hayatları fedakârlık ile geçen Eğitimciler ve Öğretmenler, neredeyse bu mesleği seçtiklerine pişman olacak raddelere geldiği/getirildiği halde, Bakanlık bu konuda bir işlem yapmak için parmağını dahi kıpırdatmadı. Tam aksine hükümet başta olmak üzere Milli Eğitim Bakanlarının büyük çoğunluğu öğretmenlere hakaretten başka bir şey yapmadı” açıklamasında bulundu.“Milli Eğitim’den on iki yılda nice Bakanlar gelip geçti ama arkasından hoş bir seda bırakmadan geçti, yaktı ve yıktı da geçti” diyen Bostan, “Öğretmenlerin ve akademisyenlerin yaşamakta olduğu bu sıkıntıların ve eğitimin sorunlarının çözülmek yerine, zamanla daha da katlanarak bir trajediye dönüşmesi, her türlü imkânı ve potansiyeli fazlasıyla mevcut bulunan bu güzel ülkenin, bu cennet vatanın ve bu sabırlı ve fedakâr milletin değil, bu imkânları hovardaca harcayarak heder eden çapsız, düşük kapasiteli politikacıların kusurudur. Öğretmenlerimizin, akademisyenlerimizin ve diğer eğitim çalışanlarının artık çoktan açlık sınırının altına düşmüş bulunan ücretlerinin iyileştirilmesi istikametindeki bütün beklentiler boşa çıktı. Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz