Evrim süreci halen devam eden insanlık, ilk ortaya çıktığından bu yana birçok özellik kazandı ve kaybetti. Bir de 20 yaş dişleri, vücut tüyleri, kuyruk gibi günümüzde 'işlevsiz' kalanlar var.
Sıradan bir gözlemci uçamayan kuşlarda kanatın, kör balıklarda gözlerin ve kendi kendine üreyebilen bitkilerde cinsel organın ne işe yaradığına herhangi bir anlam veremeyebilir. Şu anda varlıkları ve işlevleri anlamsız gibi gözükse de günümüzde işlevi olmayan birçok organ,verdikleri ipuçlarıyla canlıların evrimini anlamada insanlığın yolunu aydınlatıyor.
İşlevini yitirmiş ama halen canlıların vücutlarında bulunan organlar ilk olarak Charles Darwin’in ilgisini çekmişti. Darwin, 'Türlerin Kökeni' kitabında ‘gereksiz organları’ evrimin kesin bir kanıtı olarak göstermiş ve filogenetik ağacı (türlerin akrabalıklarını gösteren köken ağacı) şekilendirirken bu organlardan oldukça faydanlanmıştı.
İnsanoğlu da doğadaki birçok canlı türü gibi halen evrimini tamamlamadı ve süreç devam ediyor. Peki, insanoğlu kendini anlamaya çalışırken geçmişimize ışık tutacak 'evrim artıkları' neler?
Canlıların ortak atadan geldiğinin en büyük delillerinden biri olan kuyruk sokumu, memelilerin çocuğunda bulunan kuyruğun körelmesi sonucu oluşan bir kemik. Aslında, tüm insan embriyolarında 4 veya 5 omurdan oluşan kuyruk oluşumu mevcut, ancak doğumdan önce bu yapının kaybolduğu biliniyor. Son yıllarda yapılan bir çok çalışmada, embriyoda meydana gelen birçok mutasyon sonucu kuyrukla doğan bebek vakası gözlendi.
Atalarımızın bize mirası olan 20 yaş dişi, öğünlerinin tamamı sert kabuklu bitki olan atalarımız için kritik bir öneme sahipti. Şu anda bazı insanlarda ağrılı ve sızılı şekilde gelişen 20 yaş dişine artık ihtiyacımız yok ve ‘gereksiz’ olarak değerledirilen oluşumlardan bir tanesi.
Otçul atalarımızın başka bir mirası olan apandisit, bitkilerin bolca içerdiği selülozun sindirilmesine yarıyordu. Günümüzde apandisitin ameliyatla alınmasının vücuda hiçbir zararı bulunmadığı biliniyor. Ancak hala bazı bilimadamları vücudu hastalıklara karşı koruyan immün sistemde kritik rol oynadığını iddia ediyor.
İnsanlarda C vitamin eksikliği iskorbit hastalığına, bunun sonucunda da ölüme yol açıyor. Evrim bu durum için önlemini aldı ve C vitamini sentezleme için gerekli genleri atalarımıza sağladı. Günümüz insanı ise C vitamini sentezleyemiyor fakat 1994 yılında yapılan araştırmaya göre genetik yapımızda bu vitamini üretecek gen bulunuyor. C vitaminin üretememimizin nedeni ise artık bu genin ‘pasif’ durumda bulunması.
‘Gereksiz’ olarak nitelendirilen en dikkat çekici vücut bölümü erkeklerin sahip olduğu meme uçları olarak görülse de, bu önem derecesi o kadar da doğru sayılmaz. Anne karnındayken vücudun bu kısmı cinsiyetten daha önce gelişiyor. Bu nedenle bu kısmın kaybolması gibi bir durum geçerli değil. Cinsiyet farkını, yani göğüslerin süt verecek şekilde gelişmesini sağlayan ise sadece hormonlar.
‘Tüylerin ürpermesi’ korku ve heyecan durumunda oluşan kimyasal reaksiyonların derideki kasları uyarması ve bunun sonucunda tüylerin hareket etmesidir. Aslında şu an insanların tüylere ihtiyacı pek yok, çünkü üşümemizi engellemek daha gelişmiş yollar kullanabiliyoruz. Bazı bilimadamları, tüylerin duyguları dışarı vurma konusunda da işlev gördüğü kanısında.
Birçok memeli hayvanın çiftleşecek eşini ararken kullandığı bir organ olan ve doğru eşi bulmaya yarayan Jacobson organı, insanlarda işlevini yitirmiş durumda. Fakat bilimadamları, ‘altıncı his’ denilen olgunun bu organdan kaynaklanıp kaynaklamadığını araştırıyor. İşlevsiz gibi görünen bu organın aslında bazı durumlarda çeşitli kimyasallar salgıladığı söyleniyor.