Op. Dr. Ayşen Bilge Sezgin, Liposuction’ın yağ alımı işlemi olmasına rağmen, artık sadece yağlardan kurtulmak amacıyla değil, daha düzgün, daha estetik ve daha genç hatlara sahip bir vücut elde etmek için de uygulandığını söyledi.
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ayşen Bilge Sezgin, yağlanmanın değişik sebeplerden dolayı olabildiği gibi genetik faktörlere, beslenme, yaşam alışkanlıkları, ilaç kullanımı ve bazı hastalıklara bağlı pek çok faktörle de olabileceğine dikkat çekerek, belirli bölgelerde istenmeyen yağların toplanmasına lipodistrofi denildiğini vurguladı. Sezgin, özellikle bu tip durumlarda liposuction işleminin çok iyi sonuçlar verdiğine belirtti.
Dr. Bilge Sezgin, basen, kalça ve göbek gibi bölgelerde daha çok genetik olarak yağ birikimi yaşandığını ifade ederek, “Karın ve bel çevresinde ise genellikle metabolik veya hormonal etkenlere bağlı fazla yağ birikimleri oluşabilir. Doğum ve doğum sonrası nedenlerden, hareketsiz yaşamdan kaynaklı nedenlerden de bölgesel yağlar oluşabilir. Oysa ince bel her zaman gençlik ve estetik sembolüdür. Son yıllarda amacımız sadece yağ almak değil, şekil vermektir. Gerekirse bazı bölgelere yağ koyarak desteklemek yani lipodilling yapmak, bası bölgeleri retraksiyon ile sıkılaştırmak veya cilt ve cilt altı doku kalitesini arttırmak gerekebilir’’ dedi.
Sadece derin yağ dokusunda değil, yüzeysel yağ dokusunda ve cilt altı bağ dokusuna yakın bölgelere yönelik de çalışmanın gerekebileceğini vurgulayan Op. Dr. Bilge Sezgin, ince uçlu kanüllerle yapılan operasyon sayesinde, bu bölgeleri daha gergin ve pürüzsüz hale getirmeyi amaçladıklarını kaydetti.
Portakal kabuğu görüntüsüne selülit olarak tanımladıklarını belirten Op. Dr. Sezgin, problemin nedenlerini ve tedavi yöntemini ise şöyle sıraladı:
‘’Genetik beslenme, hareketsizlik, ani kilo kayıpları,vitamin ve protein dengesinin korunamaması gibi faktörlerle hem yağ dokusunda girinti çıkıntı, orantısızlıklar, hem de bağ dokusunun gevşemesi sonucu oluşan çirkin görüntüler. Ligamentlerin bozulması neticesinde sarkma ve gevşeklik oluşur.Bir yandan yağ dokusunun her iki tabakasının tünelizasyon tekniğiyle düzeltip, bir çeşit ütü ile homojenizasyon işlemi yapıyoruz, bir yandan da bağ dokusunun sıkılaşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Lokal veya genel anestezi ile yapılabilen bu tekniğin en önemli özelliğinin ise tüm bölgelere geniş olarak uygulanması ,yağ olmayan bölgelere dahi uygulandığında gerginliğin sağlanabiliyor. Sadece biriken bölgesel yağları almak amaçlanmıyor, aynı zamanda vücudu şekillendirme işlemi olduğundan dolayı işlem biraz uzun sürebilir."
Bu tekniği, yüz, boyun, sırt ve kollar gibi hemen hemen uygun olan her bölgeye uygulanabildiğini vurgulayan Op. Dr. Ayşen Bilge Sezgin, işlemden sonra özel bir bandaj veya korse uygulandığını, bandajın bir gün sonra çıkartıldığını, her bölgeye göre özel tasarlanmış olan korselerin 3-4 hafta kadar kullanılmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi. Sezgin, operasyondan 2-3 hafta sonra spora başlanabileceğini, yürüyüş ve hafif fiziksel aktivitelerin ise 2-3 gün içinde serbestçe yapılabileceğini ifade etti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz