AHMET FURKAN MERCAN - Uzmanlar, Lübnan'da 9 yılın ardından yapılan genel seçimlerde, seçim sistemindeki değişiklik dolayısıyla Hizbullah'ın oyunu artırdığını, sosyal ve siyasi alandaki sorunlara çözüm getirememesi nedeniyle Hariri koalisyonunun da oy kaybına uğradığını belirtti.
Lübnan'da 5 yılda bir yapılması planlanan ancak en son 2009'da düzenlenen genel seçimler, 9 yıl aradan sonra 6 Mayıs'ta gerçekleştirildi. Seçimlerde, Başbakan Saad Hariri'nin Müstakbel Hareketi 128 sandalyeli mecliste 13 sandalye kaybederek 34 milletvekilinden 21 milletvekiline düşerken, Hizbullah-Emel ittifakı ise milletvekili sayısını ise 29'a çıkardı. Uzmanlar, Hizbullah'ın oy artışının, Hariri'nin oy kaybının sebeplerini ve seçim sonrası süreci AA muhabirine değerlendirdi.
Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Tomar, Hariri'nin oy kaybının, geçen yıl kasım ayındaki istifa sürecinin yansıması olduğunu belirterek "Hariri'nin Suudi Arabistan'daki istifa süreci Lübnan seçimlerinde etkili oldu. Hariri'nin destekçileri oylarını çekti." dedi.
Genel seçimlerle Hizbullah'ın Lübnan siyasetine hakim olduğu sonucunun ortaya çıktığını kaydeden Tomar, “Hizbullah'ın seçimi kazanmasında, Suriye'deki başarısı ve bunun 'Lübnan'a da istikrar getirebileceği beklentisi' etkili oldu.” diye konuştu.
Lübnan'ın geleceğinin Suriye'yle irtibatlı olduğunu savunan Tomar şunları kaydetti:
“Suudi Arabistan'daki istifa sürecine Hariri'nin destekçileri de kızarak bu seçimde oylarını çektiler. Böylece her ikisi de Şii olan Hizbullah ile Emel oylarını artırdı. En büyük hayal kırıklığı Hariri’nin partisinde yaşandı. Hizbullah bundan sonra Lübnan'da hakimiyetini pekiştirecektir. Lübnan'ın geleceği Suriye'nin kaderiyle de sıkı sıkıya irtibatlıdır.” ifadelerini kullandı.
- "Toplumda 'algı kökleşmesi' meydana geldi"
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Yetim de seçime katılım oranının beklenenin altında olduğunu belirterek “2009 seçimlerinde de katılım oranının yüksek olduğunu söyleyemeyiz.” dedi.
Geçen yıl nisbi seçim sistemine geçiş yaparak daha fazla Lübnanlının ilgi göstermesinin beklendiği genel seçimlere yüzde 49 gibi yarı oranda katılım sağlandığını dile getiren Yetim, kriz ve yolsuzluklar sebebiyle toplumda “algı kökleşmesi” meydana geldiğini anlattı.
Lübnan’a özgü sorunlar yerine bölgesel rekabetin seçim sathına yansıdığını iddia eden Yetim, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çöp krizinden, yolsuzluklara kadar düşük katılımın pek çok nedeni dile getirilmesine rağmen seçimlerle gerçek bir değişimin olmayacağı algısı Lübnan toplumunda kökleşmiş gözükmektedir. Lübnan’ın kendine özgü sorunlarını çözmek yerine, seçimlerin Suudi Arabistan ve İran arasındaki güç rekabetinin yerel yansımaları şeklinde gerçekleştiği düşüncesinin seçmen kitlesinde etkili olduğu söylenebilir.”
Yetim, değişen seçim sisteminin devlet sisteminde “radikal” bir dönüşüm yapamayacağı düşüncesinin de sandığa yansıdığını söyledi.
Sünni kesimlerin seçimlere yeterli seviyede katılım göstermediğini belirten Yetim, şöyle konuştu:
“Hizbullah’ın oyunu artırmasındaki en önemli faktörler, değişen sistem sonrasında Hizbullah’ın Sünni ve Maruni bölgelerde desteklediği adayların kazanması, bağımsız adayların yeni sistemde meclise girebilmesi, Hariri koalisyonunun Şii yoğunluklu bölgelerde etkisiz kalması ve Sünni kesimlerin Şii kesimlere oranla seçime düşük katılım göstermesi olarak ifade edilebilir.”
- Seçmen Hariri yönetimine tepkili
Hariri ittifakının oy kaybını, uzun süredir yönetimde bulunmasına rağmen ülkenin problemlerine çözüm getirememesine bağlayan Yetim, seçmenin Hariri’ye tepkili olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Büyük sorunlara yol açan ‘çöp krizini’ de hatırladığımızda, Hariri iktidarına yönelik seçmenin tepkisi daha iyi anlaşılabilir. Her ne kadar seçim sonuçları zaten Lübnan sisteminde etkili olan Hizbullah destekli ittifakın mecliste de çoğunluğu elde ettiğini gösterse de bu durum istikrarlı ve işleyen Lübnan devletinin gelişmesi anlamına da gelmemektedir.”
- "İsrail ve Suudi Arabistan’ın yeni yönetime itirazları"
Hariri liderliğinin tartışmaya açılabileceğine işaret eden Yetim, şunları kaydetti:
“Seçim sonuçlarının Lübnan açısından önemi Sünni gruplar arasında Hariri liderliği tartışmaya açılabilir. Ayrıca yeni kurulacak hükümette, ki bu hükümetin ne denli kalıcı olup olamayacağı bölgesel ve Lübnan içi gelişmelerine bağlı olacaktır, ‘Hizbullah-Emel destekli politikaların daha etkili olacağı’ gibi bir erken yorum yapılabilir.”
Seçimin bölgesel etkileri konusunda da Yetim, “Bölgesel anlamda ise İsrail ve Suudi Arabistan’ın yeni yönetime yönelik güçlü itirazları ve belki de İsrail’in sınırlı askeri müdahalelerinin yanı sıra İran ve Beşşar Esed rejiminin yeni yönetime destekleri muhtemel tepkiler olarak karşımıza çıkacaktır. Dolayısıyla Lübnan’daki bölgesel güç rekabetinin uzlaşı ile çözülmediği bir durumda yeni seçim sonuçlarının Lübnan’da kalıcı istikrar, güvenlik ve ekonomi sorunlarının çözümü konularında pek fazla bir şey vadetmeyeceği ifade edilebilir.” diye konuştu.