Kuzey Mezopotamya’nın kadim yerleşim yerlerinden olan Harran, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihine tanıklık etmiş bir bölge. Farklı kültürleri hoşgörü çerçevesinde bünyesinde harmanlayan Harran’da nüfusun büyük bir çoğunluğu Arap kökenli olduğundan Arap kültürünün incelikleriyle tanışmak mümkün.
Şanlıurfa Harran müzik kültüründe “Sıra geceleri” ve “Yatı geceleri”nin özel bir rolü bulunuyor. Haftada bir gece evlerde toplanarak sıra gezen gruplar ile birkaç gün kalmak üzere dağlara yatıya giden grupların içinde çalgı takımı ve okuyucular da yer alıyor.
Bu gecelerde sohbetlerin yanı sıra usta-çırak geleneği içerisinde makam geleneğine göre müzik icra ediliyor. Gençlerin ilk müzik bilgisi ve terbiyesini bu gecelerde aldığı söyleniyor. Sadece tarihi atmosferi değil, insan manzaraları ve hikâyeleri de muhteşem. Dostluk, birliktelik, paylaşım her ailede sıklıkla bu sofralarda yaşanıyor.
Harran’ın belki de en çok ilgi çeken yanı, bindirme tekniğinde yapılmış külah biçimindeki konik kubbeli evleridir. 150-200 yılı aşkındır kullanılan kubbeli Harran Evleri’nin dünyada bir benzeri daha yok.
Yan yana dizilmiş bir kaç huniyi andıran ve yazları serin, kışları sıcak tutan Harran evlerinin eski dönemlerde özel bir toprağın gül yağıyla ezilip karıştırılmasından yapıldığı söyleniyor.
Harran’ın kuzeydoğu eteğinde yer alan Ulu Camii, Anadolu'nun ilk anıtsal camisi olarak biliniyor. Minarenin ahşap merdivenleri günümüze kadar ulaşmayı başarmış. Merdivenler; restorasyon çalışmaları sırasında orijinaline uygun bir biçimde yeniden yapılmış.
Harran-Han el-Ba'rur yolunun 15. kilometresinden itibaren yolun her iki tarafında tarihi taş ocakları bulunuyor. Bölgenin en önemli ve en güzel görüntüye sahip taş ocağı desek yalan olmaz. Harran’a gidip Bazda Mağaraları'nı görmeden gelmeyin.
Harran mutfağı, Güneydoğu Anadolu mutfağının karakteristik özelliklerinin hemen hemen hepsini taşıyor. Bol salçalı, acılı ve baharatlı lezzetler mutfak kültürünün temelini oluşturuyor.
Ciğer ve kebabın en iyisini yerken, baklagiller ve yarma denilen buğday ile yapılan çorbalar ve soğukların da tadına bakmayı unutmayın. Harranlılar misafir ağırlamak ve onlar için sofra kurmaktan da büyük bir zevk alıyor.
Dünyanın ilk üniversitesi Harran’dadır. Şanlıurfa’daki Harran Üniversitesi de adını buradan alır. Sabiiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar'ın büyük bir uyum içerisinde yaşadığı bu topraklarda, binlerce yıla direnerek günümüze ulaşan kalıntılar, üniversitenin görkeminin izlerini taşıyor. Dünyaca ünlü âlimleri yetiştiren üniversite, Harran’ın en önemli sembolleri arasında yer alıyor.
Harran’a geldiğinizde ilk göreceğiniz, her şeye rağmen yüzlerinden gülümsemenin eksik olmadığı Harran çocukları... Evet, büyük şehirlerde yaşayan çocukların imkanlarına sahip değiller ama onlar yaşadıkları yerin ne kadar güzel ve özel olduğunun farkındalar.
Harran’a ilk ayak bastığınızda sizi karşılamak için heyecanla bekleyen bu minikler, aynı zamanda yaşadıkları şehrin turistik rehberleri. Onlarla tanışıp konuşma fırsatı bulduğunuzda Harran’a tekrar tekrar yolunuz düşeceğinden emin olabilirsiniz.
Harran’ın tarihini, doğasını, insanlarını fotoğraflamak, buraya gelmek için başlı başına bir sebep. Harran Kaymakamlığı, Harran Belediyesi ve Şanlıurfa Fotoğraf Sanatçıları Derneği (ŞUFSAD) tarafından geçtiğimiz günlerde düzenlenen Foto-maraton da gösterdi ki, fotoğraf meraklıları için Harran, inanılmaz bir doğal çalışma ortamı.
Yarışmada birincilik ödülü alan ‘Harranlı Kız’ fotoğrafı da gösteriyor ki Harran’da kadınlar çalışma hayatında son derece aktif.