Hasankeyf nerede, nereye bağlı? Hasankey kalesi ve antik kentinin tarihi nedir?

Ülkemizin akla gelen en önemli tarihi mekanlarından biri olan Hasankeyf, 12 bin yıllık tarihiyle öne çıkıyor. Son dönemde değişen görüntüsüyle de gündemde olan Hasankeyf oldukça merak edilen bölgelerimiz arasında yer alıyor. Ilısu Barajı ve HES gibi projelere de ev sahipliği yapan bölge son zamanların tartışılan konularından biri. Peki, Hasankeyf nerede?

Ülkemiz pek çok doğal güzelliği köklü bir tarihi dokuyla bir araya getiren eşsiz topraklar üzerinde bulunuyor. Bu doğrultuda Hasankeyf de içerisinde bulunan antik kent ve eserleriyle dikkat çekiyor. Ancak bölgenin 2020 yılında su baskınına uğraması riski, sıklıkla farklı şekillerde gündeme gelmesine neden oluyor. Yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen bölgenin korunması bu nedenle büyük önem taşıyor. Yazımızın devamını inceleyerek "Hasankeyf nereye bağlı? Hasankeyf kalesi ve antik kentinin tarihi nedir?" gibi soruların cevabını bulabilirsiniz.

Reklam
Reklam

Hasankeyf Nerede?

Hasankeyf, ülkemizin 7 coğrafi bölgesinden Güneydoğu Anadolu Bölgesinin sınırları içerisinde yer alıyor. Hasankeyf hangi ilde bulunur sorusuna ise Batman cevabını vermek mümkün. Dicle Nehri tarafından ikiye ayrılan tarihi bölge, bugün Batman'a bağlı bir ilçe statüsünde.

1981 yılında doğal koruma alanı ilan edilen bölge, Ilısu Barajı'na yakın olması sebebiyle zaman zaman su altında kalma tehlikesiyle karşılaşabiliyor. Bölgenin Dicle Nehri üzerinde bulunması, tarihin eski dönemlerinde ticari açıdan son derece önemli bir yer olmasını sağlıyordu. Bu nedenle bölge, geçmişte ticari bir merkez konumundaydı.

Hısnkeyfa kelimesinin dönüşmesiyle oluşan Hasankeyf ismi, Kayahisarı ya da Taş kalesi olarak günümüz Türkçesine tercüme edilebilir. Bu isim ilçeye içerisinde bulunan kalenin yekpare taştan olmasından ötürü verilmiştir.

Hasankeyf Kalesi Nerede?

Hasankeyf Kalesi, Dicle Nehri'nin hemen kıyısında ve nehirden yaklaşık olarak 200 metre yüksekte yer alıyor. İki kapısı olan kalenin doğudaki kapısına İmam Abdullah, batıdaki kapısına ise Sır kapısı deniyor. Kaleye çıkabilmek için basamaklı merdivenleri tırmanmak gerekiyor. Nitekim kaleden Dicle Nehri kenarına inen biri gizli biri açık merdivenler de bulunuyor ki 200 basamaktan oluşan bu merdivenler günümüze de sağlam bir biçimde kalmış durumda. Aynı zamanda Hasankeyf Kalesi içerisindeki duvarlarda pek çok önemli tarihi kitabe bulunuyor.

Reklam
Reklam

Hasankeyf Antik Kenti Nerede?

Hasankeyf, yerleşimin son derece eski olduğu bir bölgedir. Bölge, bugün Batman'a bağlı bir ilçedir. Hasankeyf antik kenti ya da ören yeri de ilçe içerisindedir. Bu bölge daha çok Hasankeyf mağaraları olarak da bilinen yere verilen isimdir. 4 bin civarında bir sayıya ulaşan Hasankeyf mağaraları, Dicle Nehri ile Hasankeyf Kalesi arasında bulunur.

Hasankeyf Tarihi

Hasankeyf'in ne zaman bir yerleşim yeri haline geldiği tam olarak bilinmiyor. Ancak Hasankeyf höyüğünde yapılan arkeolojik çalışmalar, bölgenin 4 bin ile 12 bin yıl arasında bir geçmişi olduğunu gösteriyor. Bizans ve Sasanilerin sınırında bulunması nedeniyle bölge, bu devletler arasında sıklıkla el değiştirmişti. Milattan sonra 363 yılında ise Sasanilerden korunmak amacıyla II. Constantius Hasankeyf Kalesi olarak bilinen kaleyi inşa ettirdi.

Hz. Ömer'in halifeliğine kadar Süryani piskoposluğunun egemenliğinde olan bölge, 640 yılında İslam toprağı haline geldi. Emevi, Abbasi, Hamdani ve Mervani ailelerinin hakimiyetinden sonra bölgeyi Artuklular, daha sonra Eyyubiler ele geçirdi. Stratejik bir önemi olduğu için sıklıkla el değiştiren bölgeyi 1515 yılında ise Osmanlı Devleti, Safevilerin elinden alarak topraklarına kattı.

Reklam
Reklam

Hasankeyf Hikayesi

Hasankeyf hakkında anlatılan pek çok hikaye ve efsane vardır. Hasankeyf Kalesi'nin efsunlu kapılarından gizli dehlizlerine kadar varan bu hikayelerin en meşhuru ise bölgede bulunan Sultan Süleyman Camii ile ilgilidir. Hikayeye göre cami yapımı sırasında ustası tarafından kovulan kalfa, Dicle Nehri'nin kayalıkları üzerine El Rızk Camii'nin minaresini yapmaya başlar.

Minarede, şerefeye çıkan iki ayrı merdiven bulunur ve bu merdivenler inenle çıkanın birbirini görmesini engeller. Ustası, kalfanın kullandığı bu teknikten oldukça etkilense de gururuna yediremez ve söylentilere göre minareden atlayarak intihar eder. Öyle ki bir inanışa göre "boynuz kulağı geçti" tabiri bile bu olaydan doğmuştur.

Anahtar Kelimeler: