ANKARA (ANKA) - Balyoz davasında 163 sanığın tutuklanmasıyla gözler bir kez daha Silivri ve Hasdal Askeri Cezaevi’ne çevrildi. İnsan Hakları Komisyonu’nun yaklaşık bir yıl önce hazırladığı raporlar ise emekli paşaların gönderildiği Silivri ile muvazzaf subayların konulduğu Hasdal Askeri Cezaevi arasındaki farklılıkları gözler önüne seriyor. Son tutuklamalarla birlikte Hasdal Askeri Cezaevi’ndeki general ve amirallerin sayısı 29’a çıkarken, Cezaevi, TBMM İnsan Hakları Komisyonu’ndan tam not alması ile biliniyor.
Komisyon yaptığı incelemeler sonucunda hazırladığı raporda, Cezaevini diğer infaz kurumlarına örnek gösterdi. Komisyonun 57 şikayet başvurusunun ardından yaptığı incelemelerin sonucu hazırladığı Silivri raporuna göre ise, Cezaevi’ndeki şikayetler ‘tutuklu ve hükümlülerin aynı koğuşlarda kalması’, ‘sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamama’, 'sıcak su temini’, ‘telefonla görüşme hakkının yeterince kullanılamaması’, ‘kameraların ortak yaşam alanlarını kayıt altına alacak şekilde konuşlandırılması’ gibi konular üzerinde yoğunlaşıyor.
Balyoz Davası’nda yargılanan 163 sanık hakkında verilen tutuklama kararının ardından 24’ü general ve amiral olmak üzere toplam 102 muvazzaf subay Hasdal Cezaevi’ne, aralarında Hava Kuvvetleri eski komutanı Emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, Deniz Kuvvetleri eski komutanı Emekli Oramiral Özden Örnek, Emekli Orgeneraller Çetin Doğan, Şükrü Sarıışık, Emekli Korgeneraller Engin Alan, Ahmet Feyyaz Öğütçü gibi isimlerin de bulunduğu 28 emekli komutan ise Silivri Cezaevi’ne konuldu. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun ise halen 29 general ve amiralin de kaldığı Hasdal Askeri Cezaevi ile emekli paşaların da kaldığı Silivri Cezaevi’yle ilgili raporları bulunuyor. Raporlara yansıyan görüş ve izlenimler ise iki cezaevi arasındaki büyük farklılıkları ortaya koyuyor.
-“24 SAAT SICAK SU VAR- 20 TV KANALINDAN İSTEDİKLERİNİ İZLEYEBİLİYORLAR”-
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, bir yıl önce aldığı “Askeri Ceza İnfaz Kurumlarında incelemelerde bulunmak üzere alt komisyon kurma” kararının ardından Üçüncü Kolordu Komutanlığı Özel Tip Askeri Cezaevi ve Tutukevi’nde (Hasdal ) incelemelerde bulundu. Yapılan incelemeler sonucunda ise bugün Balyoz davası sanığı 102 muvazzaf subayın kaldığı toplam 155 kişilik Hasdal Askeri Cezaevi konusundaki izlenimler rapora şöyle yansıdı:
“-Ceza infaz kurumunun kapasitesi 155 olup, incelemenin yapıldığı tarihte (17 Mart 2010) kurumda 70 tutuklu-hükümlü bulunmaktadır.
-Ceza infaz kurumunun bütün koğuşlarına diafon sistemi çekilerek gardiyanlar bir merkeze toplanmış, böylece gardiyanlar ile tutuklu ve hükümlülerin teması en aza indirilmeye çalışılarak oluşabilecek yasa dışı ilişkiler önlenmeye çalışılmıştır.
-Erler Askeri Kıyafet Yönetmeliğinde belirtilen tek tip elbiseleri giymektedirler.
-Tutuklu ve hükümlülerin koğuşlarında bulunan duşlarda 24 saat sıcak su mevcuttur.
-Kurum tabibi, hasta olduğu bildirilen hükümlü ve tutukluları her gün belirli saatlerde muayene ve tedavi etmektedir.
-Halen infaz kurumunda bir psikolojik danışman görev yapmakta, haftada iki gün ise psikolog görevlendirmesi yapılmaktadır.
-Tutuklu ve hükümlüler koğuşta kalanların belirledikleri TÜRKSAT uydusundan yayınlanan 20 televizyon kanalından istediğini izleme imkanına sahiptir.”
-“POZİTİF AYRIMCILIK KOMİSYONU MEMNUN ETTİ”-
Hasdal Askeri Cezaevi’nde Balyoz davası sanıklarının yanısıra, “Ergenekon” davası, “Poyrazköy” davası, “Sahte Çürük Raporu” davası ve “Askeri Casusluk” soruşturması kapsamında tutuklanan muvazzaf subaylar da bulunurken, Cezaevi, uygulamalarıyla TBMM İnsan Hakları Komisyonu’ndan tam not aldı. Komisyon Cezaevi hakkındaki olumlu görüşlerini ise rapora şu cümlelerle yansıttı:
“Kurumun fiziki alanlarının temiz olduğu, her koğuşa ait havalandırmanın bulunmayıp, ortak havalandırma alanının bulunduğu, hükümlü ve tutukluların sporlarını da bu alanda yaptıkları, ayrıca sporlarını daha iyi yapabilmeleri için de kendilerine koşu bandı ve bisiklet temin edildiği bunların da ortak kullanım alanında olduğu görülmüştür. Fiziki alanlar özel yaşam alanları hariç olmak üzere kameralarla gözetlenmektedir. Subay tutukluların kaldığı B-2 koğuşunda yemek ihtiyaçlarını karşılamak üzere iki adet buzdolabı bulunduğu, ihtiyaç duyulabilecek yiyecek ve içeceklerin olduğu gözlemlenmiştir. İnfaz kurumunun kütüphanesinden ayrı olarak koğuşta kütüphane bulunup bol miktarda kitap olduğu, tutukluların bu kitaplardan yararlanarak boş vakitlerini değerlendirdikleri görülmüştür. Daha önceki ziyaret edilen askeri ceza ve tutukevlerinden farklı olarak tutuklu ve hükümlülerin günlük gıda ihtiyaçlarını ve kitap okuma gereksinimlerini rahatlıkla karşılayabilmelerine yönelik olarak idarece sağlanan bu imkan ve yapılan pozitif ayrımcılık komisyonumuzu memnun etmiştir.”
-“DİĞER CEZAEVLERİNE ÖRNEK OLACAK NİTELİKTE”-
Hasdal’a ilişkin tek şikayet konusunu ‘erlerin tek tip kıyafet giyme zorunluluğu’ oluştururken Komisyon, Cezaevi’ni “İnfaz kurumunda yapılan uygulamalar diğer kurumlara örnek olacak niteliktedir” ifadesiyle diğer cezaevlerine örnek gösterdi. Komisyon ayrıca Cezaevi’nde tutuklu ve hükümlülere sağlanan kitap okuma, spor, yiyecek ihtiyacının karşılanması gibi uygulamaların tutuklu ve hükümlülerin rehabilitesinde olumlu davranışlar olduğu görüşünü de rapora yansıttı.
-SİLİVRİ SINIFTA KALDI-
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun Hasdal Askeri Cezaevi’nin yanısıra Silivri Cezaevi’yle ilgili de raporu bulunuyor. Komisyonun, aralarında gazeteci Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay’ın şikayetlerinin de yer aldığı 57 şikayet başvurusu üzerine 26 Şubat 2009’da Silivri L Tipi Ceza İnfaz Kurumlarında yaptığı incelemelerin sonunda hazırladığı rapor, Ergenekon davası nedeniyle sık sık gündeme gelen, son olarak Balyoz davası sanığı emekli paşaların da konulduğu Silivri Cezaevi’nin sınıfta kaldığını ortaya koyuyor. Silivri Cezaevi’ne yönelik eleştiri ve eksiklikler ise komisyon raporunda şöyle dile getiriliyor:
“-Tutuklu ve hükümlülerin farklı yerlerde bulundurulması ile eğitim ve öğretim programlarının uygulanması ıslah edicilikte önemli bir etkendir, bu konuda bir an önce yasanın emredici hükümlerine uyulmalıdır.
-Tutuklu ve hükümlülerin sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı öncelikle gözetilmesi gereken hususlardan biridir. Bu tür büyük kampüslerde hastane kurup yeterli sayıda uzman doktor ve personelin istihdam edilerek hizmetin ayağa getirilmesi yoluna başvurulması bir çözüm olarak düşünülmelidir.
-Sağlığın vazgeçilmez unsurlarından birisi olan su ile ilgili sıkıntılar telafi edilmeli, sıcak su düzenli olarak her gün belli saat aralıklarında verilmeli.
-Isınma ve yemek gibi temel ihtiyaçlar olabildiğince insan onur ve yaşam standartlarına uygun şekilde sunulmalı.
-Kantinlerde kar amacı gütmeden herkese hitap edebilecek çeşitte ürün bulundurulmalı.
-Koğuş içerisinde bulunan kameralar ortak yaşam alanlarını kayıt altına alacak şekilde konuşlandırılmalı.
-Silivri Ceza İnfaz Kurumu kampüsünün etrafındaki yerleşim merkezlerine uzaklığı dikkate alındığında yerel yönetimlerle işbirliğine gidilerek ulaşım sorunu çözülmeli."(ANKA)