İSTANBUL (İHA) - Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, sorunlar doğdukça anayasayı değiştirme ihtiyacı duyulduğunu belirterek, “Biz zaten doğru düzgün bir anayasa yapmadık. Yani, halk iradesi ile bir anayasa yapılmadı” dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, İstanbul Okan Üniversitesi’nin Tuzla’daki Merkez Kampüsü’nde düzenlenen “Hak İhlali ve Bireysel Başvuru” başlıklı hukuk söyleşisine konuşmacı olarak katıldı. Kılıç, burada yaptığı konuşmasında anayasa değişiklikleri ve yaşanan tüm sorunlar hakkındaki görüşlerini belirtti.
Yaptığı konuşmada üniversiteleri hak ve özgürlüklerin ikametgahı olarak değerlendiren Kılıç, özgürlüklerin sonuna kadar kullanılmasını istedi.
68 kuşağı ile başlayan yaklaşık 45 yıllık dönemin terörle geçen bir hayatı yansıttığını dile getiren Kılıç, “Bu yoğunluklu olarak üniversitelerde başladı ve şimdide devam ediyor. Aziz Türk milletinin sağduyusu ve sabrı ne kadar büyükmüş ki, halen büyük bir aşkla mücadeleye devam ediyor. Ben özgürlüklerinizi sonuna kadar kullanın derken tabi şartlı söylüyorum bunu teröre bulaşmadan kullanın” diye konuştu.
Siyasi partilerin kapatılma sürecine değinen Kılıç, "Anayasa Mahkemesi olarak partilerin 'Teröre bulaştı mı? Yakınlığı var mı? Yardımı ve yataklığı var mı?' gibi yönlerine bakıyoruz. Bunun dışındaki durumlar geride kaldı. Maalesef geriye doğru baktığımız zaman Anayasa Mahkemesi’nin o yöndeki sicilinin çok temiz olduğunu söylemek mümkün değil” şeklinde konuştu.
‘BİZ YEŞİLLER PARTİSİ DİYE BİR PARTİ KAPATTIK BU ÜLKEDE’
‘Biz yeşiller partisi diye bir parti kapattık bu ülkede’ diyen Kılıç, “Düşüncesi neydi bunun adı üzerinde yeşiller partisi ve biz kapattık bu partiyi. Hamdolsun mahkemelerimiz o tür durumlardan çok uzaklaştı. Artık öyle bir tehlike yok. Yani bir siyasi partiyi kapatmak oldukça zor artık. 2000’li yıllardan sonra siyasi parti kapatma davalarına bakacak olursanız, bir siyasi parti kapatıldı ve o partinin terörle bağlantısı vardı. Diğer 14 tane partinin kapatılma davası herhangi bir şekilde verilmedi. Ama 1990 ile 2000 yılı arasına baktığınız zaman 19 tane siyasi partinin kapatılma davasını görüyorsunuz. Bu da ifade özgürlüğüne bakışın ne kadar değiştiğini gösteriyor. Tabi bu arada benim için hukuk fakültelerinde felsefe ve sosyoloji mutlaka ağırlıklı olarak okutulmalıdır. Gençlerimiz bu alanda yeteri kadar eğitilmiyorsa ileride çok büyük sıkıntılara girecekler” dedi.
“BİZ ZATEN DOĞRU DÜZGÜN BİR ANAYASA YAPMADIK”
Her gün ve her saat anayasayı değiştirme ihtiyacı duyulduğunu anlatan Haşim Kılıç, ABD ve İngiltere’yi örnek göstererek bu ülkelerde bu tür değişikliklerin olmadığını kaydetti. Evrensel değerler ile doldurulan anayasanın değişime ihtiyaç duymayacağını dile getiren Kılıç, “Ama bizim ülkede böyle değil, olaylara göre anayasadaki maddeleri değiştirmeye çalışıyoruz. Cumhurbaşkanı sorunu olunca ‘hadi maddeyi değiştirelim’; mecliste tıkanıklık var, ‘hadi iç tüzüğü değiştirelim’; YÖK’le ilgili sorun oluyor, ‘hadi maddeyi değiştirelim.’ Yani sorunlar doğdukça bizde anayasayı değiştirme ihtiyacı doğuyor. Biz zaten doğru düzgün bir anayasa yapmadık. Yani, halk iradesi ile bir anayasa yapılmadı. Geriye doğru gidin olağanüstü durumlarda, halkın da iradesinde anaysa değiştirilmiştir. Dolayısıyla şimdi biz yeni bir anayasa yapmaya çalışıyoruz” dedi.
“YAMA YAPA YAPA YAMA YAPACAK YER KALMADI”
1982 yılında yapılan anayasadan örnekler veren Kılıç, “1982 yılında bir anayasa yapıldı ve bunun 3’te ikisini değiştirdik bugüne kadar. Yama yapa yapa yama yapacak yer kalmadı. Ve bugün herkes yeni bir anaysa yapma zorunluluğu hissediyor. Esas elbisenin kumaşıyla yaptığınız yamanın ruhu birbirinden farklı, ondan dolayı da başarılı olamıyoruz. Ya bunu ruhuyla birlikte değiştireceksiniz ya da böyle devam edecek. Önemli olan bunun içini dolduran, hayata geçiren canlı anayasalar, canlı kanunlar uygulayan hakim ve savcılarımızdır. Esas sorun da bu. Mensuplarımız çağdaş anlamda yorumlarını yapsalardı, bugün bu ihtiyaca gerek duymayacaktık. Ama maalesef bunlardan çok uzaklaştık ve yargı öyle bir noktaya geldi ki fikir namusu taşıyan her yargıç bunu söylemelidir. Adil bir yargıyı yakalayamadık ne yazık ki. Yargıcımız toplum mühendisliği yaptı. Ama beceremedi. Aleme nizam vermeye kalkmamalı yargı” diye konuştu.
Hukukun bir toplumun dönüştürebilen en önemli güç olarak nitelendiren Haşim Kılıç, anayasanın insan onuruna eşit olduğunu söyledi. Kılıç, “İnsan onurunun örtüsünü kaldırdığınız da adalet, hukuk devleti çıkar. Bütün bunlar insan onurunu korumaya yöneliktir. Bu nedenle yapılan her düzenlemede insan onuru ön planda tutmalıdır. Zaten hak ihlali eşittir onur ihlalidir. Dolayısıyla biz de anayasamız yapılırsa Alman anayasasında olduğu gibi insan onuru değiştirilemez değiştirilmeye teşebbüs edilemez maddesini koyacağız” şeklinde konuştu.
“ARAP BAHARI’NIN TEMELİNDE KİN VE NEFRETİN YATIYOR”
Arap Baharı’nın temelinde kin ve nefretin yattığını dile getiren Haşim Kılıç, değerlerden kaynaklan kin ve nefretin de bir müddet sonra intikama dönüştüğünü ifade etti. Tüm dünyada ve Türkiye’de en büyük sorunun kin ve nefret suçları ile ilgili olduğunu kaydeden Kılıç, “Arap Baharı ülkeleri incelendiğinde de bunun temelinde aynı sorunun yattığı görülüyor” dedi.
“AHİM’DE EN ÇOK DAVASI BULUNAN 2’NCİ ÜLKEYİZ”
Türkiye’nin AHİM’de en çok davası bulunan ikinci ülke olduğuna dikkat çeken Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, birinci ülkenin Rusya olduğunu ifade etti. Açılan bu davalarda hak ihlali kararı verilen birinci ülkenin Türkiye olduğunu anlatan Kılıç “Demek ki 47 ülke arasında hak ihlalinin yaşandığı ülke Türkiye’dir. Bu ihlallerin içeriğine baktığımızda adil yargılanma ile ilgili kararlar olduğunu görüyoruz. Bu da bizim yargı durumumuz nasıl göründüğünün kanıtıdır” diye konuştu.
ANA DİLDE SAVUNMA
Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru için, özel kişilerle tüzel kişiler müracaat edebilir. Kamu kurumları müracaat edemez. Anadilde savunma hakkıyla ilgili konuyu şu anda onunla ilgili yasal bir çalışma var. Bilemiyoruz, muhtemeldir ki önümüze gelebilir. Bu nedenle benim bir düşünce sarf etmem mahkememizi ve beni zor duruma düşürür.”