"Hassasiyetlerimiz dikkate alınmalı"

İSTANBUL (İHA) - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, önergelerle değiştirilerek Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'nda kabul edilen Türkiye raporunun bir tavsiye niteliğinde olduğunu belirterek, "Raporun tarzı, tonu yaklaşımı önemli, hassasiyetlerimiz dikkate alınmalı, AB süreci, Türkiye'nin kendi reform süreci bir dış çaba vazifesi görüyor" dedi.

Bakan Babacan, Türkiye-AB ilişkileri ve ekonomik konularla ilgili bir dizi görüşme yapmak üzere İtalya ve Finlandiya'yı kapsayan bir Avrupa turuna çıktı. İtalya'nın başkenti Roma'ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenleyen Babacan, basın mensuplarının AP Türkiye raporuyla ilgili sorularını cevapladı. Rapor üzerindeki ilk değerlendirmelerin yapıldığına dikkat çeken Babacan, "Önergelerden bazıları kabul edildi, bazıları reddedildi. Resmin tümünü bir kaç saat içinde göreceğimiz için detaylı bir yorum yapmam mümkün değil. Rapor üzerinde olumluya giden değişiklikler var, kötüye giden bir gelişme olmadı. Raporun tarzı, tonu, yaklaşımı son derece önemli. İçinde yazılıp çizilenlerden katıldıklarımız veya katılmadıklarımız olur. Bu konular tartışılırken Türkiye'deki kamuoyu ve Türk insanlarının hassasiyetini göz önünde bulundurmak gerekli. Bundan sonraki dönemlerde bu raporların hazırlanması, dili ve tarzı olsun bu konuda daha fazla özen gösterileceğine inanıyoruz" dedi.

Reklam
Reklam

Ali Babacan, daha kapsamlı değerlendirmeyi bir kaç saat sonra yapabileceğinin altını çizerek, "Türkiye son 3-4 yılda özgürlükler ve temel haklar konusunda demokratikleşme konusuna nereden nereye geldi, önce bunu değerlendirmek lazım. Türkiye'nin 3-4 yılda elde ettiği başarıları asla gözardı etmemek lazım. Türkiye'yi değerlendirirken geçmiş yıllardan bu yana elde ettiği mesafeyi asla gözardı etmeyelim. Kıbrıs'ta asıl amacımız kapsamlı bir çözüme ulaşılması. Biz hep çözüm arayan taraf olduk. Kıbrıs'ta çözüm istemeyen tarafın kim olduğunu herkes biliyor. Biz hiç bir zaman görüşmekten, konuşmaktan kaçan taraf olmadık, bundan sonra da olmayacağız" diye konuştu.

Raporla ilgili ısrarlı sorular üzerine açıklamasını sürdüren Ali Babacan, şunları söyledi:

"Asıl karara etki eten rapor komisyonun raporu. O da 8 Kasım tarihinde açıklanacak. Bilgilere dayanan, oldukça geniş bir çalışma sonucunda oluşturulan, üzerinde teknisyenlerin saatlerce, haftalarca, günlerce, aylarca çalıştığı bir rapor. Baz alınacak rapor. AP raporu bir tavsiye niteliğinde. Bu rapor, geçen senenin komisyon raporuna karşılık çıkan bir rapor. Olumsuz yönlerini gerçekçi şekilde değerlendirmemiz lazım. Raporda katılmadığımız yerler olursa, yazdıkları ve çizdikleri açıkçası çok da önemli değil. Biz ne yaptığımızı ve ne yapacağımızı gayet iyi biliyoruz. Kesinlikle moral bozmamak lazım. Bu raporu bir dış değerlendirme, bir alternatif görüş olarak dikkate almak lazım. Taşıdığı önemden daha fazla önlem yüklememek lazım. Bu raporlar, Türkiye'nin başarılarını uzun uzun övmek için hazırlanan raporlar değil. Olumlu gelişmeler bir cümle ile geçer, arkadan başlar paragraflar dolusu eleştiri. Bunlara alışmalıyız. Bu raporlardan daha pek çok çıkacak. Raporların her birinde eleştiri olacak. Raporların hepsinin niteliği eleştirel olacak. İşi abartırsak, bu konuda yılgınlık, bıkkınlık olursa yanlış olur. Asla AB konusundaki çabalarımızdan biz taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Biz bunu birilerini memnun etmek için yapmıyoruz. Kimsenin alkışlamasına ihtiyacımız yok. Biz bunları kendimiz için yapıyoruz. AB süreci, Türkiye'nin kendi reform süreci bir dış çaba vazifesi görüyor".

Reklam
Reklam

Bakan Babacan, Avrupa turu hakkında da bilgiler verdi. Programın amacının Türkiye ile AB ilişkisini, Türkiye'nin reformlar açısından hangi noktada olduğunu muhattaplara iletmek olduğunu belirten Babacan, "Türkiye'nin AB süreci bu yıl sonuna kadar önemli evrelerden geçiyor. Kıbrıs konusu önümüzde önemli bir konu olarak durmakta. Bundan sonra ne tür gelişmeler olacak bu konu görüşmelerimizde ele alınacak" dedi.