Önemsemediğimiz, geçer diye düşündüğümüz ufak ama can sıkıcı rahatsızlıklar, bir hastalığın belirtisi olabiliyor. Peki nedir bu belirtiler? İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Uz. Dr. Nafiz Karagözoğlu açıklıyor:
Hepatit A, B, C, D, E, F, G gibi çok çeşitli sarılık hastalığı yapan virüslerden olabilir. Ayrıca bazı genel hastalıklara neden olup beraberinde karaciğer tahribatına da neden olan virüslerden, bakteri cinsi mikroorganizmalardan, safra kanalında tıkanma yapacak taş tümör, apse gibi durumlardan, karaciğerinden ya da başka organlardan gelmiş tümörlerden ve pankreas tümörlerinden dolayı da meydana gelebilir.
Hastanın alınan nefesle vücut ihtiyacı olan oksijen değişiminin yetersiz olması nedeniyle ortaya çıkan durumdur. Sıklıkla kronik akciğer hastalıkları, kalp yetersizliği, kalp kapak hastalıkları, akciğer enfeksiyonları, astım krizleri, akciğer tüberkülozu – tümörleri ve ağır kansızlık durumlarında görülür.
Sıklıkla akciğer tüberkülozu ve akciğer tümörlerinde gözlenir. Daha az olarak zatürree, bronşit gibi enfeksiyonlarda, yakıcı gaz ya da madde inhalasyonunda da görülebilir.
Basit kas ağrısından, kalp krizine kadar geniş bir yelpaze çizer. Ayrıca akciğer enfeksiyonları, mide ve yemek borusu rahatsızlıkları da göğüs ağrısı yapabilir.
Özellikle su ve tuz kaybına bağlı olarak gelişir. Ayrıca ağır kalp yetersizliği, akut kalp krizi, alerjik reaksiyonlarda, uzun süren ishal hallerinde de gözlenebilir.
Kalp ritim bozuklukları, kana mikrop karışması, sara nöbetleri, kalp krizi, beyin ile ilgili hastalık durumlarında gelişebilir.
En sık kalp yetersizliğinde görülür. Aşırı tuz alımı, uzun süre ayakta kalma ve varislerde bacaklarda ödem yapabilir. Ayrıca tiroit bezi rahatsızlıkları da ödeme yol açabilir. Karaciğer bozukluğu ya da alım azlığına bağlı kanda protein düşmesi de bir ödem nedeni.
Aşırı tuz alımı, ailesel yatkınlık, böbrek ve böbrek üstü bezi ve bazı hormonal bozukluklar tansiyonda yükselmeye yol açar.
En sık görüleni ‘alışkanlığa bağlı' kabızlıktır. Ama bazı sistematik rahatsızlıklar, bağırsak sisteminde tıkanmaya yol açabilecek tümör, parazit, enfeksiyon durumları, kandaki sıvı ve elektrolit denge bozukluğu da kabızlık yapabilir.
Sıklıkla mikrobiktir ve kendiliğinden geçer, ancak bazı zehirlenme durumları, üre yüksekliği, bazı ilaçlar, parazitler ve sindirim sistemi tümörleri de uzayan ishale neden olabilir.
Ağız yoluyla olan kanama sıklıkla mide, yemek borusu ve on iki parmak bağırsağı kaynaklıdır. Makatta olan kanamaysa ince ve kalın bağırsak kaynaklı olup, kanın rengine göre kanama düzeyi tespit edilebilir. Ülserler, ağır gastritler, enfeksiyonlar ve sindirim sistemi tümörleri kanama nedeni.
Bu belirti en sık kansızlıkta gözlenir. Tansiyon düşüklüğü, vücutta fazla sıvı bulunması, çeşitli enfeksiyon hastalıklarında, ayrıca kronik organ yetersizliği ve özellikle dolaşımın yavaşladığı kalp yetersizliğinden de gözlenebilir.
Özellikle yemek borusu yanıkları ve tümörlerinde görülür.
Basit enterit, gastrit, mide bağırsak delinmesi gibi pek çok önemli sebebin dışında karın bölgesinde bulunan organların herhangi birindeki ufak bir rahatsızlık sebebiyle bile oluşabilir.
Şişkinlik varsa gaz birikimi, şişmanlık, asit dediğimiz karın zarlarında sıvı birikimi, hamilelik ve tümöral oluşumlarda ortaya çıkabilir.
Sıvı alımı yetersizliği, böbrek yetersizliği, kalp yetersizliği, bazı ilaçlarla ve maddelerle zehirlenme gibi birçok sebepten oluşabilir.
Başlıca nedenleri sıvı alımı fazlalığı, kontrolsüz şeker hastalığı, erken dönem böbrek yetersizliği, idrar söktürücü ilaç kullanımı.
Böbrek ve idrar yolu taşları, enfeksiyonları, yaralanmaları, tümörleri ve nefrit denilen akut ya da kronik böbrek enfeksiyonlarında görülür.
Özellikle böbrek taşı ve enfeksiyonu durumlarında şiddetli yan sırt ağrıları oluşur.
Kendiliğinden ya da bir travma nedeniyle oluşan bir durum. Dokuda bütünlük bozulması ya da kanda pıhtılaşma faktörü eksikliğinden oluşabilir. Ayrıca kanda pıhtılaşma sağlayan trombosit eksikliği de kendiliğinden kanama neden olabilir.
Özellikle boyun bölgesi, koltuk altı ve kasık bölgesinde bezeler halinde oluşur. Basit bölgesel enfeksiyonlarla o bölgedeki romatizmal ve tümöral oluşumlarla lenfoma denilen lenf bezi kanserine bağlı olabilir.
En sık görüleni stres ve yorgunluğa bağlı gerilim tipi baş ağrısı. Migren, sinüzit ve boyun kireçlenmeleri de sık rastlanan baş ağrısı sebebi. Ayrıca beyin zarı iltihabı, beyin iltihabı ve kafa içi organlardaki tümöral oluşumlar da gittikçe artan tarzda baş ağrısı yapar.
Dolaşımda yeterli oksijen bulunmamasından ya da damar tıkanıklığı gibi durumlarda ilgili yerlere yeterince kan ulaşamamasından kaynaklanır ve en sık rastlanan nedenleri kronik bronşit, amfizem gibi akciğer hastalıkları, polisitemi denilen kan fazlalığı, kalp yetersizliği ve kalp kapak hastalıklarıdır.
Sıklıkla iç kulak rahatsızlıklarından olur. Boyun fıtığı, kireçlenmesi bazı ilaçlara veya enfeksiyonlara bağlı olarak da görülebilir.
Z ve sıvı dengesinin bozulması, yüksek ateş, beyin ve beyin zarı enfeksiyonlarında ani bilinç değişiklikleri olabilir.
Hamilelik, menopoz, hormonal bozukluklar, guatr, hormon etkili bazı ilaçların alımı, aşırı zayıflık, aşırı stres başlıca nedenleri.
Böbrek üstü bezi rahatsızlıkları, bazı hormon etkili ilaçların alımı beyine ya da yumurtalıklara bağlı hormon yetersizliklerinde görülür. Nadiren ailesel durumlarda da görülebilir.
Bölgesel ya da geneldir. En sık görülme nedeni stres. Özellikle kadınlarda erkek tipi saç dökülmesi olması bazı hormonal rahatsızlıklardan dolayı olur.
Cilt döküntüleri genellikle alerjik durumlarda ve kızamık, kızamıkçık, suçiçeği gibi döküntülü hastalıklarda görülür. Ayrıca kronik karaciğer rahatsızlıkları gibi durumlarda da özel cilt döküntüleri olabilir.
Vücut ısısının artması (37,2 üzerine çıkması) ateş olarak değerlendirilir. En sıklıkla viral ve bakteriyel enfeksiyonlarda gözlenir. Sıcağa ve güneşe uzun süre maruz kalmalarda, daha az olarak da karaciğer, akciğer, pankreas tümörlerinde ve bazı romatizmal hastalıklarda gözlenir.
Yeterli gıda alınmaması durumları, hipertiroidi denilen tiroit bezinin fazla çalışması, kronik enfeksiyonlar, kanserler, ciddi kalp yetersizliği, mide ve bağırsak rahatsızlıkları, bazı parazitler hastalıklar, kilo kaybına yol açabilir.
Tiroit bezinin az çalışması, böbrek üstü bezi rahatsızlıkları, bazı hormon bozuklukları ve fazla kalori alınımı kilo artışına yol açar.
En sık rastlanan halsizlik nedeni; stres, yetersiz ve kalitesiz uyku. Ancak bu şartlar olmadan da bazı durumlarda birkaç günden fazla süren halsizlik görülebilir. Bu durumda, enfeksiyon, bazı madde ve ilaç kullanımı, kronik viral hastalıklar ve ek bulgular da değerlendirilerek tümöral oluşumlar araştırılabilir.
En sık rastlanan solunum sistemi bulgusu. Sigara ve diğer tahriş edici maddelere karşı üst solunum yolu ya da akciğer enfeksiyonlarına, akciğer ve solunum yolu tümörlerine, reflüye, kalp yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bazı ilaçların yan etkisi olarak ve astım gibi solunum zorluğu yapan durumlarda da oluşabilir.