Operasyonun detayları dikkatle incelendiğinde bir "hatalar zinciri" görüntüsü veriyor. Takipteki polislerin tehlikeyi fark etmemiş olması, bölgenin boşaltılmaması, trafiğin durdurulmaması, mahalle sakinlerinin ve medyanın olayı film izler gibi izlemesi, olay bittikten sonra gelen yayın yasağı ile operasyon ihmallerle doluydu.
Canlı Gaste'ye konuşan eski Özel Harekat Müdürü Birgün'e göre, ihmalin sorumlusu İstanbul Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürü.
Bostancı'daki operasyonun ilk saatlerinde bina çevresinde gözle görülür bir güvenlik önlemi yoktu. Vatandaşlar ve gazeteciler yolun karşısında rahatça durabiliyordu.
Cadde trafiğe kapatılmamıştı ve arabalar, otobüsler rahatça geçiyordu. Oysa kısa bir süre önce terörist bina girişinde polise ateş etmiş, el bombası atmış ve bir polisi öldürmüştü.
Polis teröristin bulunduğu cama ateş açarken gazeteciler takipteydi, hatta canlı yayında olan televizyon muhabirleri vardı. Yalnızca sarı güvenlik şeridi çekilmişti.
Çatışmanın en kritik anlarından biri... Terörist namlusunu perdeden çıkarıp ateş etti ve NTV kameramanı ile bir vatandaş vuruldu. Kurşun isabet eden vatandaş hayatını kaybetti. O sırada güvenlik şeridinin içi ve dışı vatandaşlarla, polislerle ve gazetecilerle doluydu. Saldırı anında herkes sağa sola kaçıştı.
Olay yerindeki bir pastane müşterilerle doluydu. Kapıdaki bir kişi ve kasada oturan kadın yaşananları sakince seyrediyordu. Yaralı vatandaş hala yerde yatarken bir vatandaş da evinin balkonunda kahvesini yudumluyordu. Bölgede balkon ve penceredekiler sanki dizi çekimi izliyordu.
Zaten bir işe yaramayan güvenlik şeridi de kaldırıldı, çünkü ambulans geldi. Polis habercileri kaldırdı ve yaralı karga tulumba ambulansa taşındı. Bu sırada operasyon sürüyordu ve herkes ateş hattında bulunuyordu.
Operasyon yapılan evin üç cephesi de açıktı ve evin arka tarafına bakan bir odası olduğu dikkate alınmamıştı. Çatışma sürerken arka sokakta hayat aynen devam ediyordu.
Operasyonun sonlarına doğru silah sesleri ve patlamalar arttı ama vatandaşlar hala olay yerindeyde
"Çatışmayı izlerken tüylerim ürperdi. Haber metnindeki tespitleri ve hataları Emniyet neden yapamıyor? Söylenecek ne var bilemiyorum açıkçası. İstanbul'da yönetim zaafiyeti var, bu ilk yaşanan olay değil.
İlk olarak çevre emniyeti kesinlikle alınmamış, bu tür operasyonlarda bir kriz merkezi olur ve bu merkezde emir komuta tek bir kişidedir. Bu kişi, tüm birimleri koordine eder. Görüntülerde görüyoruz, güvenlikli alanın içinde çevik kuvvet var, trafikçi var, asayiş ekibi var ve sivil polisler var. Kimin ne yaptığı hiç belli değil. Sarı bandın diğer tarafında yaralanan bir kameraman ve hayatını kaybeden bir vatandaş var. Demek ki orası da güvenli değil.
Özel harekatı kullanılması gereken yerde kullanmazsanız her zaman sıkıntı yaşanır. Geçen hafta Hakkari'de yaşanan olay bir toplumsal hadiseydi ancak özel harekat müdahale etti, özel harekat polislerinin orada işi yoktu ki. Siirt'te minibüsçüler birbirine girmiş, yine özel harekat devrede. Özel harekat polisinin olmaması gereken yerde özel harekat devrede, asıl olması gereken yerde ise özel harekat olayın içinde yok. Özel harekat polislerini siz toplumsal olaylarda veya maçlarda kullanırsanız, bu tür kayıplar kaçınılmaz olur.
Başarılı bir operasyondan sonra taltif listesinde ilk olarak vali ve emniyet müdürünün isimleri yazılır. Bu tür başarısız bir operasyonun da sorumluları bellidir. Başbakan'ın 'Ben Vali ve Emniyet Müdürü'ne güveniyorum' demesi bu ayıpı örtmeye yetmez. Operasyon çok derme çatmaydı ve hesabı ilgililerden sorulmalı."