BURSA (İHA) - Bursa'da 5 aylık bebeklerinin ayağında hatalı serum takılması nedeniyle ödem oluştuğunu iddia eden aile, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi hakkında suç duyurusunda bulundu. Ayağında yanık ve ödem oluşan Mehmet Ali bebek, ailenin girişimleri sonucu Ankara'ya sevk edilerek yeniden tedavi altına alındı.
Devlet memuru olan baba Selamettin Mıngın, olayın ortaya çıkmasının ardından ikinci kez gittikleri fakülte yetkililerinin, "Paran varsa hemen ameliyat edelim, paran yoksa 5 ay bekleyeceksin" dediklerini iddia etti. Ayağı kangren olma riski taşıyan bebeğin ailesi, hastane hakkında maddi ve manevi tazminat davası açacaklarını, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gideceklerini söyledi.
Keles ilçesinde oturan Selamettin (44) ve Sultan Mıngın (39) çiftinin 5 aylık bebekleri Mehmet Ali, gün içerisinde bir kaç kez bayıldı. Annesi tarafından Keles Sağlık Ocağı'na götürüldü. Sağlık ocağında bebeği kontrol eden görevliler, çocuğun uyuduğunu iddia edip eve gönderdiler. Ancak minik Mehmet Ali, gün içerisinde 13 kez bayılınca aile bebeği Bursa'ya getirdi.
Bursa'daki bir kaç hastaneye başvurmalarına rağmen teşhis konulamayan minik Mehmet Ali'yi babası Selamettin Mıngın son çare Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne götürdü. Acil serviste müdahale edilen Mehmet Ali, teşhis konulamayıp görevliler tarafından ayağına serum takıldıktan sonra ambulansla Dörtçelik Çocuk Hastanesi'ne sevkedildi.
Burada yoğun bakıma alınan Mehmet Ali, 9 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra taburcu edildi. Ancak Mehmet Ali'nin serum takılan ayağında her gün daha da büyüyen bir ödem oluştu. Bunun üzerine bebeğin babası Selamettin Mıngın, çocuğunun ayağının tedavi edilmesini talep etti. Ayağında serumdan dolayı bir ödem oluştuğunu belirten doktorlar, aileyi Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Ünitesi'ne yönlendirdi.
"PARAN VARSA HEMEN AMELİYAT EDELİM, YOKSA 5 AY BEKLE" İDDİASI
Bebeklerinin ayağındaki şişlikten dolayı tekrar Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin Plastik Cerrahi Ünitesi'ne gelen Mıngın ailesi, "Doktorların paran varsa yarın ameliyat edelim. Yoksa 5 ay bekleyin" dediğini iddia etti.
20 yıllık devlet memuru baba Selamettin Mıngın, doktorların serumdan dolayı apse olduğunu söylediğini ifade ederek, şunları söyledi: "Bebeğimiz taburcu olduğunda ayağındaki yarayı görünce şok olduk. Beynimden vuruldum. 'Bu çocuğu ben bu halde getirmedim, tedavi edin' dedim. Acilden yeniden giriş yaptırıp, plastik cerrahisine gönderdiler.
Servisteki doktor bana ayağında serumdan oluşan bir nekroz var. Çocuğunun ayağında kan dolaşımı olmuyor. 'Paran varsa yarın ameliyat edelim. Yoksa 5 ay sonra ameliyat edeceğiz' dedi. Doktorlara durumu izah edip şikayetçi olacağımı söyledim. Böyle konuşunca 1 ay sonraya gün verdiler. 'Çocuğunun kangren olma riski yüzde 90, çocuğunu al eve götür' dediler. Ben ne yaparım bu çocukla, evde nasıl bakarım. Çocuğumu bu hale getiren hastane ve doktorlar hakkında maddi manevi her türlü davayı açacağım. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağım. Ben 20 senedir devlet memuruyum, devletime her türlü görevi yaptım".
Gözüyaşlı anne Sultan Mıngın ise, büyük acı yaşadıklarını ifade ederek, "Benim için parçalanıyor. İçim yanıyor. O benim ciğerim. Doktorların ismini bilmiyorum ama şikayetçi olacağım. Benim çocuğumu yarım ettiler. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Ben 10 gündür yanıyorum" diye konuştu.
Bu arada, olayla alakalı olarak ailenin Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu belirten Avukat Avni Bayramoğlu ise "Aile, hastaneye sağlam olarak götürdüğü çocuğunu kötürüm olma ihtimali ile geri almış. Oradaki yetkili görevliler ve doktorlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Ayrıca bu olaydaki mağduriyet sebebiylede maddi manevi tazminat davası açacağız. Eğer mağduriyetimiz giderilmezse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gideceğiz" diye konuştu.
Mıngın ailesi, Devlet Hastanesi'nden sevk ettirdikleri çocuklarını Ankara'da bir araştırma hastanesine götürdüler. Burada yapılacak tedavinin ardından ölen dokuların canlandırılmasına çalışılacağı, başarılı olunmazsa ameliyat edileceği öğrenildi.
Öte yandan, Uludağ Üniversitesi yetkilileri, konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçındılar.