Hatay, Türkiye'nin güneyinde, Akdeniz'in doğusunda yer alarak, tarihi boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan önemli bir kültürel ve gastronomik merkezdir. Persler, Roma İmparatorluğu, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu gibi birçok büyük uygarlığın etkisiyle şekillenen bu topraklar, eşsiz bir kültürel mirasa sahip olmuştur. Bu tarihsel birikim, Hatay mutfağını da derinden etkilemiş, bölgeyi gastronomi tutkunları için bir cennet haline getirmiştir.
Hatay, Anadolu'nun en eski kültür ve yerleşim merkezlerinden biri olarak, tarihi derinlikleriyle dikkat çeker. Bölgede yapılan arkeolojik kazılar, yerleşimin milattan önceki binlerce yıla dayandığını ortaya koymaktadır. Tarihsel süreçte, özellikle Tunç Çağı'nda, Hatay, önemli bir yerleşim bölgesi olarak kullanılmıştır. Bölgenin sahip olduğu stratejik konum, onu pek çok medeniyetin gözde yeri haline getirmiştir.
Hatay, I. Dünya Savaşı sonrasında Fransızlar tarafından işgal edilmiştir ve yaklaşık 18 yıl boyunca Fransız egemenliği altında kalmıştır. Bu dönem, bölgenin kültürel ve siyasi yapısının şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. 7 Temmuz 1939'da ise Hatay, Türkiye'nin sınırları içine dahil edilmiştir. Bu tarih, Hatay'ın ana vatana katılmasıyla birlikte, bölgenin Türkiye'nin bir parçası olarak yeniden şekillenmesinin simgesi olmuştur. O tarihten sonra, Antakya, Hatay iline bağlı bir ilçe olarak örgütlenmiştir.
Hatay, geçmişten günümüze kadar, sahip olduğu tarihi miras ve kültürel çeşitliliğiyle önemli bir yerleşim yeri olmaya devam etmektedir.
Tepsi kebabı, Hatay mutfağının en dikkat çekici lezzetlerinden biridir. Kıyma, sivri biber, kapya biber, kuru soğan ve domates gibi taze malzemelerle hazırlanan bu kebap, hem pratik hem de doyurucu bir seçenektir. Fırında pişen bu kebap, malzemelerin bir araya gelmesiyle mükemmel bir tat uyumu oluşturur. Tepsi kebabı, özellikle yerel mutfaklarda sevilen, geleneksel tariflerin modern bir dokunuşla birleştiği bir lezzet şölenidir.
Kapalı lahmacun, yerel adıyla sembusak, Hatay mutfağının en sevilen hamur işlerinden biridir. Börek şeklinde hazırlanan bu lezzet, incecik yoğrulmuş hamurun içine bolca kıyma ve soğan eklenerek şekillendirilir. Ardından hamur kapatılır ve fırında pişirilir. Sonuç, dışı çıtır içi ise yumuşacık ve lezzet dolu bir yemektir. Hem doyurucu hem de pratik olan sembusak, Hatay'ın geleneksel tatlarını arayanlar için vazgeçilmez bir seçenek sunar.
Fellah köftesi, Hatay mutfağının en bilinen ve sevilen lezzetlerinden biridir. Bulgurun ana malzeme olarak kullanıldığı bu köfte, yörede farklı çeşitlerde hazırlanır. Yapımında bulgurlar önce haşlanır, ardından ince ince yoğrularak köfte şekli verilir. Üzerine genellikle sarımsaklı ve domates sosu eklenerek sunulur, bu da ona zengin bir tat katmaktadır. Fellah köftesi, hem hafif hem de doyurucu bir seçenek olup, yöre halkının vazgeçilmez yemeklerinden biridir.
Humus, Hatay mutfağının vazgeçilmez mezelerinden biridir ve sofraların baş tacıdır. Temel malzemesi nohut olan humus, zengin lezzetini tahin, limon suyu, sarımsak ve çeşitli baharatlarla kazanır. Nohutlar, püre haline getirilip bu malzemelerle harmanlanarak pürüzsüz bir kıvama getirilir. Tadı, hem hafif asidik hem de kremamsı dokusu ile damakta unutulmaz bir iz bırakır.
Hatay’ın simgesi haline gelen bu tatlı, kadayıf ve tuzsuz peynirle yapılır. Şerbetle tatlandırılan künefe, çıtır ve yumuşak dokusuyla eşsiz bir lezzet sunar.
Hamur üzerine salça, baharat ve çökelekle hazırlanan karışım sürülerek pişirilir. Çay saatlerinin vazgeçilmezidir.
Hatay, zengin kültürel mirasıyla adeta bir açık hava müzesi gibidir. Hatay Arkeoloji Müzesi, geçmişin sanatını sergilerken, St. Pierre Kilisesi Hristiyanlığın ilk kiliselerindendir. Asi Nehri boyunca yer alan tarihi köprüler ve Titus Tüneli gibi yapılar Roma dönemine ışık tutar. Habib-i Neccar Camii, İslamiyet'in Anadolu’daki ilk camisi olarak bilinir. Ayrıca medeniyetlerin buluşma noktası olan bu şehirde, lezzetli mutfağı ve çok kültürlü yaşamıyla her ziyaretçiye farklı bir hikâye sunar.