Hatice Kamer'in seçim güncesi: Sözün kıymeti yoksa...

Diyarbakır'daki seçim kampanyasını izleyen Hatice Kamer, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın esnaf ziyaretinden izlenimler aktarıyor.

Hatice Kamer

26 Mayıs 2015, Salı

Bölgede yıllardır seçim haberlerini takip ediyorum. 7 Haziran seçimlerinin çok önemli olduğuna vurgu yapılıyor fakat yerel seçim döneminde bile heyecanın daha yüksek olduğunu belirtmem gerekir.

Siyasi partilerin seçim büroları önüne asılan bayraklar ve arada bir şehrin sokaklarında tur atan araçlardan yükselen "Dengê xwe Bidin HDP" (Oylarınızı HDP'ye verin) sesi olmasa, iki hafta sonra burada bir seçimin olacağına inanmak zor geliyor.

Ben de önce Diyarbakır sonra da Şanlıurfa'da seçim süreci nasıl geçiyor, insanların seçimden beklentileri neler, partiler nasıl bir kampanya süreci yürütüyor, bunları öğrenip sizlere aktarmaya çalışacağım.

Reklam
Reklam

Önce memleketim Diyarbakır: Burada insanlar seçimin barış süreci için kritik önemde olduğunu düşünüyor. Bu yüzden her fırsatta karşılaştıkları adaylara bu konuyla ilgili sorular soruyorlar.

Çarşıda pazarda Ak Parti adaylarından çok HDP adaylarını görüyoruz. Bunun sebeplerine AKP'nin Diyarbakır seçim stratejisi yazısında biraz değinmiştim.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz esnaf ziyaretinde

Ak Parti Diyarbakır birinci sıra adayı, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ı geçenlerde etrafında kalabalık bir koruma ordusu ile Balıkçılar ve Ofis tarafında esnaf ziyaretleri yaparken gördüm.

Partinin en meydandaki adayının o olduğunu söyleyebilirim. Onun dışındakileri pek göremedik.

Cevdet Bey'in danışmanından röportaj için randevu istedim tabii, hala bana dönüş yapılmış değil. Ben de randevuyu beklemeden Bakan Bey'i izleyip insanların tepkisini ölçmeye çalıştım.

Balıkçılarbaşı'nda bir dükkanda "Selamünaleyküm" diye içeri giren bakanı, mağaza sahibi büyük bir saygıyla karşılayıp, sadece seçimler döneminde hatırlanmaktan dolayı sitem ediyor.

Reklam
Reklam

Tesettür sohbetiMağaza sahibi özellikle tesettür giyimin çok pahalı olduğunu ve kadınların bu konuda çok şikayetçi olduğunu söyleyince bakan, içerdeki kadınlara "Hanımlar çok mu pahalı?" diye soruyor. Kadınlar da söz birliği etmişçesine "Sadece giyim değil, her şey çok pahalı Bakan Bey" diyerek cevap veriyorlar.

"Artık tesettürün önünde engel kalmadı çok şükür. İnşallah giyim de ucuzlar" diyen Cevdet Yılmaz, esnaf ziyaretlerini sürdürmek için başka dükkanlara yöneliyor.

Mağazadaki kadınlara yaklaşıp Diyarbakır'da hangi partinin galip geleceğini sorduğumda "E tabii ki bizim parti" cevabını alıyorum. "Peki sizinki hangi parti?" diye sorunca, yüzüme tuhaf tuhaf bakıp, "Sen buralı değilsin galiba, hangisi olacak tabii ki HDP" diyorlar.

Vakıflar Hanı'nda ise esnaf uzaktan izliyor bakanı. Fırat, handa kadın giyimi sattığı tezgahın önünde bakanı izliyor.

"Diyarbakır'da bir fabrika yok, insanlar kışın ortasında terlikle dolaşıyor. En büyük sorun yoksulluk. Hani neden burada Kayserili, Adanalı vatandaş çalışmıyor. Madem burası ortak vatan neden eşit değiliz?" diyor.

Reklam
Reklam

Bir başka esnaf da "Siyaset olunca illa kandırmaca mı olması gerekir. Bu sefer AKP'nin oyları çok düşecek çünkü insanları din üzerinden bağlamaya çalıştılar" diyor.

Fırat, insanların gözünün zamanla açıldığını ve AKP'nin verdiği sözleri yerine getirmediğini gördüklerini söylüyor.

Ali adındaki bir diğer esnafa, bakan ile neden konuşmadıklarını soruyorum. Bana Kürtçe bir deyimle cevap veriyor:

"Genim bajo ser bigire, gotin bêje ber bigire." -- "Sözün kıymeti yoksa söylemeye de gerek yok" diye çevirmek mümkün.