"Hattın Sultanları" Ile Tarihe Işık Tutuyor

AYŞE ŞENSOY - Küçük yaştan beri koleksiyona ilgi duyan Konyalı koleksiyoner Sami Tokgöz, 20 yıldır yurt içi ve yurt dışından biriktirerek 2 bini aşkın parçayla oluşturduğu ve "Hattın Sultanları" adını verdiği koleksiyonuyla, Osmanlı ve Türk tarihini yeni nesle aktarıyor. Sami Tokgöz (56), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yaşında kitap biriktirerek başlayan koleksiyon merakının 46 yıldır devam ettiğini söyledi. Bir araya getirilen her parçanın koleksiyon sayılamayacağını; koleksiyonun, bilinçli şekilde ve belli amaçla elde edilen parçaların bütün çesitlerini bir arada bulundurma sanatı olduğunu vurgulayan Tokgöz, son koleksiyonunu bu bilinçle oluşturduğunu ifade etti. Koleksiyona başlamasına bir hocasının vesile olduğunu anlatan Tokgöz, "Eskiden beri ecdat yadigarı yazılarımız hoşuma giderdi. Yıllar önce bir hocamın ismini hat sanatıyla yazdırıp, ona hediye etmek istedim. Arkadaşım Konya'da ünlü bir hattat olduğunu söyledi. Oraya her gidişimizde bir şeyler öğrendik. Ecdat yadigarı yazılara ve tarihimize olan merakım, bu sayede daha da arttı" dedi. Hattatlar ve sanat camiasıyla tanıştıkça, koleksiyonunun da yavaş yavaş şekillenmeye başladığını aktaran Tokgöz, şunları kaydetti: "Hüsn-ü hat, bize Osmanlı'dan gelen bir sanat. Temelleri 1400'lü yıllara dayanır. Ben de koleksiyonuma hatla başladım. 20 yıl boyunca yurt içi ve yurt dışından elde ettiğim eserleri bir araya getirerek, koleksiyonumu oluşturdum. Bendeki eserler hakikaten 'Hattın Sultanları' olduğu için koleksiyonuma bu adı verdim. 20 yıl önce hüsn-ü hatla başlayan, tezhip, Kur'an-ı Kerim, ferman, cihadname, vakfiye, tespih, ebru, halı ve kilim gibi Osmanlı'ya ait yaklaşık 2 bin parçadan oluşan koleksiyonumda, 700-800 yıllık eserler var. Ayrıca altın köstekli, kaplumbağa sırtından yapılmış 300-350 yıllık Osmanlı saatleri de mevcut. Bazen çok değerli parçalar hiçbir işe yaramaz diye kenara atılır. Ben onların üzerine daha çok titrerim. Onları alıp, tamir ettirip kültür hayatımıza kazandırırım. Milletlerin en önemli değerleri; tarihleri ve kültürleridir. Bizim binlerce yıllık kültür kökenimiz var. Onları bu tür çalışmalarla gün yüzüne çıkarmamız gerekiyor." - Tespih koleksiyonunu kitaplaştırarak ölümsüzleştirdi Tokgöz, bırakacağı eserlerin, Türkiye'de bu işe merak saranların istifadesine sunulacağını dile getirdi. Koleksiyonundaki tespihlerin "Sami Tokgöz Tespih Koleksiyonu" adıyla iki ciltlik kitap haline getirildiğine işaret eden Tokgöz, "Tespihin binlerce yıllık geleneği var. Osmanlı'dan önce de vardı. Bizim gündemimize Hz. Peygamber'den sonra girmiş. Ama tespihi sanat haline getirme meselesi Osmanlı'yla oluşmuş. Kitapta sadece kehribardan yapılan objelerle zenginleştirilmiş parçaları konu aldık. Kamçısı gümüşten yapılmış, sıkma ve ateş kehribarlar ile türevlerinden de bahsedildi. Hat yazılarıyla ilgili de böyle bir çalışma başlattık. 2014'ün başında çıkabilir. Eserin adı da 'Hattın Sultanları' olacak" diye konuştu. - "Tarihi güzelliklerimizi neslimize tanıtmamız gerekiyor" "Osmanlı, 'Allah güzeldir, güzel olanı sever' diyerek her şeyin en güzelini yapmış. Onun için de bu tarihi güzelliklere sahip çıkarak, neslimize tanıtmamız gerekiyor" diyen Tokgöz, sözlerine şöyle devam etti: "Ecdadımızın yaptığı her şeyde bir zerafet, güzellik var. Gençlerimiz, ecdadımızın ne olduğunu, ne yaptığını ve ne yapmaya muktedir olduğunu bugün anlamayabilir. Yeni nesil, bu koleksiyondaki değerleri kafalarının bir yerine not edip düşünecek ve 'biz nereden nereye gelmişiz' diyecek. Ecdadımızın yüz akı olduğunu kardeşlerimiz mutlaka öğrenecek. Bu da kültürsüz, sanatsız olmaz. Genç koleksiyonerler veya koleksiyon yapmayı düşünen kardeşlerimiz, başladıklarının devamını mutlaka getirsin. Gerçekten koleksiyoner olmak istiyorlarsa, kendilerine bir amaç belirlesinler."