Almanya'nın Braunschweig kentinde çeşitli evlerin posta kutularına zarf içinde para bırakan yardımseverin kim olduğu büyük merak konusu. Şimdiye kadar toplam 250 bin euro bağışta bulunan şahsın yardım yapacağı insanları gazete haberlerinden yola çıkarak seçtiğini sanılıyor. Sankt Katharinen Kilisesi papazı Werner Busch da bir gün böyle bir zarfla karşılaşmış. Büyük şaşkınlığa uğrayan rahip, "Bunu gerçekten beklemiyorduk. 2011 yılı sonunda posta kutusunda isimsiz bir zarf içinde 10 bin euro bulmuştuk" diyor. Ancak ikinci seferde zarftan paranın yanı sıra bir de telefon rehberinden koparılmış bir sayfa çıkmış. Sayfanın üzerinde çatı aktarıcılarının telefonları varmış. İsimsiz kahraman böylece paranın nereye harcanması gerektiğine dikkat çekmiş. Papaz Werner Busch, "Çatı büyük ölçüde eski Ortaçağ'dan kalma bir malzemeden yapılma. Ancak yıllar içinde eskimişti ve tam bir restorasyondan geçirilmesi artık zaruri hale gelmişti" diye konuşuyor.
250 BİN EURO BAĞIŞLADI
Kilise gönderilen bağıştan memnun. Birçok başka insan da aynı durumda. İsmi bilinmeyen yardımsever, geride kalan yıllarda toplam 250 bin euro bağışta bulunmuş. Her seferinde de posta kutularına isimsiz zarflar bırakarak. Yardımsever, prensip olarak zarfların içine Braunschweiger Zeitung'dan bir haber koyuyor. Böylece paranın ne için kullanılmasını istediğini de belirtmiş oluyor. Gazete açısından bu hem son derece olumlu bir reklam hem de ilgi çekici bir haber anlamına geliyor. Braunschweiger Zeitung editörü Henning Noske şunları söylüyor: "Ortaya çıkan olumlu havayı aldığımız tepkilerde fark ediyoruz. Olumlu yöndeki istek ve taleplerde, gazete ile okurlar arasındaki ilişkilerde bunu hissediyoruz. Bunun harika bir haber olduğunun farkındayız. Hiç kuşkusuz en büyük haberlerimizden biri, bu. Ve bu haberin sürekli olumlu yönde gelişiyor olmasından son derece memnunum." Gazeteye ulaşan okur mektuplarında büyük bir artış var. Herkes kendisiyle ilgili bir haber yapılmasını istiyor. Bunun arkasında yatan sebep açık. İnsanlar haklarında bir haber çıkması sayesinde isimsiz yardımseverin kendilerine para göndermesini umuyor. Ancak genellikle bağış alanlar kamu yararına faaliyet gösteren kuruluşlar oluyor. Bir keresinde yerel mahkemeye de posta yoluyla 5 bin euro gönderilmiş. Paranın asıl adresi ise yardımseverlik yaptığı halde dayak yiyen bir adam.
BİLMECE ÇÖZÜLEMEDİ
Braunschweig Sulh Mahkemesi'nden Martin Bergmann, "Sulh Mahkemesi açısından elbette medeni cesaret gösterilen bir olayın bu şekilde takdirle karşılanmış olması son derece sevindiricidir" diyor. Bağışların arkasında yatan bilmece bugüne kadar çözülemedi. Bağışçı bir loto talihlisi mi? Yoksa büyük servete konan bir mirasçı mı? Yüklü bağışların kime gideceğine hangi ölçülere göre karar veriyor? Bağışçı belki de bir kadın. Yine de bu kadın ya da adam hakkında bazı tahminlerde bulunmak mümkün. Zira Braunschweig Teknik Üniversitesi'ndeki psikologlar bu davranış tarzına hiç de yabancı değil. Psikolog Daniela Hosser, şunları anlatıyor: "Yüksek miktarda paranın başkalarına verilmesi şuna işaret ediyor. Aslında amaç iyilik yapmak değil, geriye kalıcı bir şeyler bırakmak. Daha da derinine indiğinizde, burada yapılan hayat muhasebesinin bir rol oynadığını, hatta belki de hayatın sona erecek olmasıyla bir hesaplaşma içine girildiğini de görebilirsiniz."
PSİKOLOGLAR NE DİYOR?
Psikologlar özellikle kiliselere yapılan yardımlar üzerinden bazı sonuçlara varıyor. Psikolog Hosser, "Yardımsever kişinin ismini açıklamaması İncil'e uygun. İncil'e göre merhametli olan kişi, bunu karşısındaki insanla duygu ortaklığı kurduğu için yapar, ödüllendirilmek ya da dikkat çekmek için yapmaz" diyor. Kentte birçok kişinin en büyük korkusu bağışçının sırrının çözülmesiyle birlikte yardımseverlikten vazgeçmesi. Bu yüzden bazı kent sakinleri şahsın aranmasını ve bulunmasını istemiyor. Braunschweiger Zeitung editörü Henning Noske, "Elbette kim olduğunu bilmek isterim, bu bir gazeteci olarak beni ilgilendirir. Ancak burada asıl soru şu: Bunu yaparak bu hikâyenin masalsı yanını zedelemiş olur muyum?" diyor.