Hava şehitleri, Türk halkının kalbinde yaşıyor

Tayyareci Binbaşı Fazıl'ın uçağının düşmesi sonucu öğrencisiyle şehit olduğu 27 Ocak, "Hava Şehitlerini Anma Günü" ilan edildi - Kış ayında tören düzenlemenin sakıncaları ortaya çıkmaya başlayınca anmanın, İzmir'in düşman işgali sırasında Miralay Fethi Bey ve Gazeteci Hasan Tahsin ile beraberindeki 9 kişinin şehit edildiği 15 Mayıs'ta yapılması kararlaştırıldı - Türk havacılığında yaptıklarıyla iz bırakan ve görevleri sırasında hayatını kaybeden hava şehitleri 1935'ten bu yana her yıl 15 Mayıs'ta törenlerle anılıyor - Pilot Tufan Sevinçel: - "İlk şehit verdiğimiz yıl olan 1914'ten bugüne kadar 785'ü subay, 5'i Hava Harp Okulu öğrencisi, 254'ü astsubay, 11'i astsubay okulu öğrencisi, 23'ü sivil memur, biri uzman çavuş ve 28'i er rütbesinde olmak üzere toplam bin 107 hava kuvvetleri personeli şehitlik mertebesine erişti"

İSTANBUL (AA) - İZZET TAŞKIRAN - Türk havacılığında yaptıklarıyla iz bırakan ve görevleri sırasında hayatını kaybeden hava şehitleri 1935'ten bu yana her yıl 15 Mayıs'ta düzenlenen törenlerle anılıyor.

Kurtuluş Savaşı'nda gazi olan Tayyareci Binbaşı Fazıl'ın uçağı, 27 Ocak 1923'te öğrencisi ile yaptığı uçuş sırasında motorunun durması sonucu düştü. Binbaşı Fazıl'ın şehit olması nedeniyle 27 Ocak Hava Şehitlerini Anma Günü ilan edildi.

1926'dan itibaren her yıl gerçekleştirilen anma gününde, kış aylarında tören düzenlemenin sakıncaları ortaya çıkmaya başlayınca tarih değişikliğine gidildi. Türk Hava Kurumunun 1935'te aldığı bir kararla, törenlerin İzmir'in düşman işgali sırasında Miralay Fethi Bey ve Gazeteci Hasan Tahsin ile beraberindeki 9 kişinin şehit edildiği 15 Mayıs'ta yapılmasına karar verildi.

Reklam
Reklam

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Osmanlı Devleti'nin havacılıktaki varlığını dünyaya göstermek için çıktıkları 2 bin 250 kilometrelik "İstanbul-İskenderiye Hava Seyahati" sırasında yaşanan iki uçak kazasında şehit olan Yüzbaşı Mehmet Fethi Bey (Tayyareci), Rasıt (gözlemci) Üsteğmen Sadık Bey ve Pilot Teğmen Nuri Bey ilk havacı şehitleri olarak biliniyor.

Balkan Savaşları'nda alınan yenilginin acılarının hafifletilmesi, Osmanlı Devleti'nin dönemin en son imkanlarını başarı ile kullanabildiğinin gösterilmesi amacıyla bir uçak seferine karar verildi. İstanbul'dan başlayarak, Osmanlı'nın Anadolu ve Orta Doğu'daki toprakları üzerinden Mısır'a kadar düzenlenmek istenen seferin resmi adı "İstanbul-İskenderiye Hava Seyahati" oldu.

"Muavenet-i Milliye" isimli "Bleriot" uçağında 27 yaşındaki Yüzbaşı Mehmet Fethi Bey ile Rasıt (gözlemci) Üsteğmen Sadık Bey, "Prens Celalettin" isimli "Deperdussin" uçağında Pilot Teğmen Nuri Bey ile Rasıt Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey yer aldı. Uçaklar, 8 Şubat 1914'te, yağmurlu havaya rağmen İstanbul'da düzenlenen törenin ardından hareket etti.

Reklam
Reklam

Fethi ve Sadık beylerin yer aldığı uçak, İstanbul-Eskişehir-Afyonkarahisar-Konya-Tarsus-Halep-Humus-Beyrut-Şam rotasıyla Şam'a indi. İki kahraman havacının yer aldığı uçak, 27 Şubat'ta Şam'dan Kudüs'e uçarken bazı teknik sorunlarla Taberiye Gölü yakınlarına düştü. Kahraman iki havacı, kazada şehitlik mertebesine yükseldi.

İkinci uçakta yer alan Pilot Teğmen Nuri Bey ile Rasıt Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey, "Prens Celalettin" uçağıyla Humus'tan Şam'a ulaşarak arkadaşlarının cenaze namazına yetişti. Pilot Yüzbaşı Fethi Bey ile Üsteğmen Sadık Bey, Emeviye Camisi'nde bulunan Selahattin Eyyubi Türbesi'nin yanındaki kabre defnedildi.

Yaşanan olumsuzluklara rağmen seferi sürdüren Pilot Teğmen Nuri Bey, 11 Mart'ta Yafa'dan kalkışı sırasında uçağının denize düşmesi sonucu şehit oldu. Yanında bulunan Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey ise kazadan sağ kurtuldu. Pilot Teğmen Nuri Bey, havacı arkadaşları gibi Selahattin Eyyubi Türbesi'nin yanında bulunan kabre defnedildi. Yarım kalan seferi tamamlamak üzere Pilot Yüzbaşı Salim Bey ve Rasıt Yüzbaşı Kemal Bey görevlendirildi. Yapılan yardımlardan dolayı "Edremit" ismi verilen, yeni satın alınan "Bleriot" uçağı önce bir gemi ile Beyrut'a gönderildi. Sefere başlayan uçak, 1 Mayıs'ta Beyrut'tan hareket ederek, Kudüs-El Ariş-Port Said-Tel El Kebir-Kahire-Sakkara-Maadi El Habiri-Kahire-Tanta-İskenderiye rotasıyla 15 Mayıs'ta İskenderiye'ye ulaştı.

Reklam
Reklam

Türk havacılık tarihinin ilk şehitleri Fethi, Sadık ve Nuri beylerin anısına yapılan anıt, İstanbul'un Fatih ilçesinde eski belediye binası önündeki parka yerleştirildi. Mimar Vedat Tek'in tasarladığı, 10 Ağustos 1914'te açılan, yaklaşık 7,5 metrelik beyaz mermer ve bronzdan oluşan anıtta kırık sütun kullanıldı. Bununla bir ülkü uğruna girişilen seferin tamamlanamaması anlatıldı.

- Hava şehidi ilk Türk kadını

"Eribe Kartal Hürkuş", çocukluk döneminde dayısı Vecihi Hürkuş'a ait Kadıköy'deki sivil tayyare okuluna başladı. Erken yaşta havacılıkla tanışan Eribe, dayısının Ankara Türkkuşu'nda göreve başlamasının ardından paraşütle atlama konusunda eğitim aldı. Hipodromdaki törenler için 29 Ekim'de 1936'da "Caudron 59" uçağıyla yükseğe çıkan Eribe, atlayışı sırasında paraşütün açılmaması nedeniyle yaklaşık 600 metreden düşerek ağır yaralandı.

Dayısı tarafından hastaneye kaldırılan fakat yapılan tüm müdahalelere rağmen 18 yaşında vefat eden Eribe Kartal Hürkuş, hava şehidi ilk Türk kadını olarak kabul ediliyor.

Reklam
Reklam

- "Binbaşı Fazıl, tarihimizde uçak ile ilk loop (takla) yapan pilot"

"Ben Tayyareci Fethi" isimli kitabın yazarı, pilot Tufan Sevinçel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk havacılığı için çalışırken şehit olan kahramanları rahmetle andığını söyledi.

Sevinçel, Kurtuluş Savaşı'nın en önemli havacılarından olan Tayyareci Binbaşı Fazıl Bey'in Türk havacılık tarihinde ilkleri başaran bir kahramanlar arasında yer aldığını belirtti.

Binbaşı Fazıl'ın, Tayyareci Yüzbaşı Fethi Bey ile beraber İngiltere'de eğitimini tamamladıktan sonra yurda döndüğünü, daha sonra Balkan Savaşına katıldığını, bu savaşta çeşitli kahramanlıklar gösterdiğini aktaran Sevinçel, "Tayyareci Binbaşı Fazıl, havacılık tarihimizde uçak ile ilk loop (takla) yapan pilot unvanına sahiptir. Birinci Dünya Savaşı'nda ise ününün artmasına yol açan bir hava muharebesine katılmış, İstanbul üzerinde tek başına düşmanın beş uçağına, amansız ateş açan makineli tüfeklerine karşı koymuştur. Hava muharebesi sırasında tayyaresi delik deşik olan Fazıl Bey bu saldırılarda ağır yaralanmış, uzun süre hastahanede yatmak zorunda kalmıştı." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Sevinçel, yapılan kontrollerde Binbaşı Fazıl'ın sol elinin serçe parmağının koptuğunun, göğsüne iki mermi isabet ettiğinin anlaşıldığını dile getirdi.

Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesi ile "Büyük Fazıl" ismiyle Kurtuluş Savaşı'nın en önemli havacısı olan Fazıl Bey'in 1921'de yedi Yunan Hava Kuvvetleri uçağı ile savaşmak zorunda kaldığına dikkati çeken Sevinçel, şöyle devam etti:

"Fazıl Bey, Kurtuluş Savaşı sonrasında ise kendini yeni pilotlar yetiştirmeye adamış, 27 Ocak 1923'te bir öğrencisi ile yaptığı uçuş sırasında motoru durmuş, mecburi iniş sırasında çakılmış ve şehit düşmüştür. Onun anısına şehadet günü, 'Hava Şehitlerini Anma Günü' ilan edilmiştir. Ülkemizin her köşesinde tüm hava şehitlerimizi anmak için tespit edilen bu günde müstakil olarak tören düzenlenmesine 1926 yılında başlandı. Bu yıldan 1935'e kadar her yılın 27 Ocak gününde, 'Hava Şehitlerinin Anma Günü' adıyla törenler düzenlendi. Bu husus, Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından 16 Şubat 1925'te kurulan, günümüzde Türk Hava Kurumu Genel Başkanlığı adını taşıyan Türk Tayyare Cemiyetinin kuruluş yönergesinin ilgili maddesinde yer alan hususlara uygun olarak yerine getirildi. Fakat kış aylarında tören düzenlemenin sakıncaları ortaya çıkmaya başlayınca bir tarih değişikliğine ihtiyaç duyuldu. Türk Hava Kurumunun 1935 yılında aldığı bir kararla törenlerin 15 Mayıs'ta yapılmasına karar verildi."

Reklam
Reklam

Sevinçel, Türk havacılığı ve vatana hizmet için canlarını feda eden tüm aziz şehitlerin kendileri için çok önemli ve kutsal olduğunu vurguladı.

Türk havacılık şehitlerinin sayısı hakkında bilgi veren Sevinçel, "İlk şehit verdiğimiz yıl olan 1914'den bugüne kadar 785'ü subay, 5'i hava harp okulu öğrencisi, 254'ü astsubay, 11'i astsubay okulu öğrencisi, 23'ü sivil memur, biri uzman çavuş ve 28'i er rütbesinde olmak üzere toplam bin 107 hava kuvvetleri personeli şehitlik mertebesine erişti." dedi.

- Kıbrıs Harekatı sırasında esir düştü

Sevinçel, bazı şehitlerin isimlerinin gösterdikleri üstün başarı ve kahramanlıklar nedeniyle halk tarafından daha fazla bilindiğini aktararak, şunları kaydetti:

"Kıbrıs Harekatı sırasında Eskişehir'den Kıbrıs'a, dörtlü kol komutanı olarak gönderilen Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel 2 Eylül 1934'te İzmit'te doğdu. 8 Ağustos 1964 yılında hayatını kaybeden Topel, 1964'te Türk Hava Kuvvetlerinin Kıbrıs'ta gerçekleştirdiği uyarı uçuşunda, F-100 uçağı Rum uçaksavarlar tarafından vurulunca paraşütle atladı ve esir düştü. Topel'in, uluslararası savaş hukukunun esirleri kapsayan maddelerine aykırı olarak yapılan işkenceler sonucu öldüğü iddia edilir. Rumlar tarafından hastanede öldüğü belirtilen Topel'in naaşı iade edildi. Bu, Türk Hava Kuvvetlerinin Kıbrıs'taki ilk pilot kaybı oldu. Kıbrıs Ercan Uluslararası Havalimanına ismi verilen şehidimiz Pilot Binbaşı Fehmi Ercan ise Diyarbakır'da bulunan 8. Ana Jet Üs Komutanlığında 181. filo komutanı olarak görev yapmaktaydı. 8 Ağustos 1973 tarihinde İzmir 2. Ana Jet Eğitimi Üs Komutanlığı emrine atanan Ercan, Kıbrıs Harekatı nedeniyle 6. Kolordu Komutanlığı nezdinde İleri Hava Kontrolörü (FAC) görevi yaparken harekatın birinci günü şehit olmuştur. Mezarı Girne'de bulunuyor."

Reklam
Reklam