Havutçuluk Mesleği Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

El emeğiyle güreş develerinin arenaya çıkmadan önce hem güreşmesi hem de süslenmesi için yapılan havut...

El emeğiyle güreş develerinin arenaya çıkmadan önce hem güreşmesi hem de süslenmesi için yapılan havut (deve semeri) için yeni ustalar yetişmiyor. Havut olmadan develerin güreşemeyeceğini belirten havut ustası Sadık Söner(42) bu işi yapanların bir elin parmak sayısını geçmediğini söyledi. Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde güreşen develerin üzerine konulan havut, devenin güreşmesini, soğuktan korunmasını ve süslenmesini sağlıyor. "Yağlı güreşçinin kıspeti neyse, devenin de havudu odur" diyen havut ustası Sadık Söner, develeri seven, bu işi yapabilecek çıraklara ihtiyaç olduğunu söyledi. Havutçuluğu ancak meraklısının yapacağını kaydeden Söner, “Bu işe on bir yaşında çıraklıkla başladım. On sene ustamın yanında çıraklık yaptım. Ustalarımın yanında yetiştim haliyle. Ustalarım vefat ettikten sonra bizim usta olduğumuzu da kanıtladılar. Biz kendi başımıza yapmaya başladık. Ortalama on sekiz, yirmi senedir bu işi yapıyorum. Bu sanat ölmesin diyoruz ama çırak bulup yetiştiremiyoruz. Bizler yetiştik zamanında. Şimdi istiyoruz şöyle üç beş tane daha ustamız olsun yetişsin. Aydın yöremiz, Antalya, Çanakkale, Bodrum bu yöreler ekseriyetle devenin çok bulunduğu bölgelerdir. Havutçu ustaları bizler de olmadık mı develer çıplak kalır, havutsuz güreşmesi mümkün değil.” dedi.Havutçulukta kullandıkları sazı Denizli Çivril’den veya Afyon Bolvadin’den temin etiklerini, keçi kılından yapılma kıl çullarını Nazilli Bozdoğan’dan, üzerine takılan keçeyi Tire’den, Ödemiş’ten temin ettiklerini belirten Söner, “Bu havut olmasa develerimiz güreşemez. Büyük develerde güreş devesi olarak da bunların mutlaka sırtına takılması lazım. Takılmadığı zaman hem hayvan kışın güreşemez hem de kızgınlık yaptığı zaman üşür.” diyerek havudun güreşçi develer için olmazsa olmazlar arasında olduğunu söyledi.Aydın'ın Germencik ilçesi Turanlar köyünde yaşayan deve havudu ustası Söner, yapımıyla ilgili şunları söyledi: "Devenin havudu sırtına elbise olarak kıspet gibi takılması lazım. Bu olmadı mı güreş devesini güreştiremeyiz. Havud yapımında yastığını bağladıktan sonra parolk dediğimiz kılı beli olan yer onları birbirine çattık mı artık belini doldururuz. Belini doldurduktan sonra keseriz tengahlarını bağlarız. Ondan sonra havudu bükeriz. Daha sonra tengahlarını geçirip sazlarız. Üzerine keçesini takarız. Ondan sonra nakış dediğimiz nakışlarını üstlerine yaparız. En son zümbek dediğimiz sivri yerini saz ile doldururuz. Havut bitmiş hale gelir. Memlekette deve çok. Havut yetiştiremiyoruz. Ben yılda kaç tane yapacağım. Yalnız başıma otuz tane zor yaparım. Deve olmuş iki bin tane. Usta desen bir elin parmakları kadar. Her ustaya ellişer tane bölsen beş ustaya 250 havut yapar. Geri kalanı ne olacak. Biz çırak yetiştirmek istiyoruz. Meraklısını da bulursak hemen gelsin işi öğretelim. El sanatlarımız ölmesin, devam etsin.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz