Bolivya’da yaşayan avukat Ingrid Vaca Diez, asla mimar olmayı düşünmemişti ve gerçek mesleği avukatlıktı. Ancak ülkesindeki yoksulluk onu ülkesinin insanları için bir şeyler yapmaya itti.
Bir öğrencinin noel için yazdığı mektuptan etikelenen avukat, nüfusun büyük çoğunluğunun fakirlik yaşadığı ülkesindeki insanlar için ilgi çekici bir fikir geliştirdi.
Bugün dünya üzerinde yaşayan birçok insan savaş, yoksulluk, açlık gibi sorunlarla karşı karşıya. Bu sorunlarının büyük olduğu ve çözümleri için çok çaba gerektiği tartışmasız. Ancak yine de bir yerden başlamak gerekiyor. Buna en güzel örnek ise Bolivya’lı avukat olan Ingrid Vaca Diez.
Yüzlerce ailenin hayallerini gerçekleştirmesine ve ev sahibi olmasına yardımcı olan Ingrid Vaca Diez, bir yerden başlayan cesur ve özverili insanlardan biri.
Santa Cruzda’ki evlerinin etrafında toplanan boş şişeleri görünce eşi ile birlikte akıllarına fikir gelen çift, bu sayede yüzlerce insanı ev sahibi yaptı. Düşük gelirli birçok ailenin ev sahibi olması onları oldukça mutlu etmiş. UNICEF’e göre ülkedeki insanların yarısından fazlası yoksul. Çoğunun barınma, yeme ve içme gibi temel ihtiyaçlarını karşılama durumu da yok.
Bir öğrencinin Noel için yazdığı mektubun kendisine ilham kaynağı olduğunu anlatan yardım sever avukat, “Bir ev inşa etmek için en önemli şey malzemelerdir. Ancak tuğlalar çok pahalı. Birçok insan bunu karşılayamayacak durumda. Ancak şehirde bolca bulunan eski şişeleri kullanırsak insanların hayallerini gerçekleştirebiliyoruz. Yapmamız gereken tek şey bolca boş şişe toplayıp onları çamur ya da kumla doldurmak ve tuğla yerine kullanmak.”diyor.
Mimari hakkında daha öncesinde hiçbir deneyimi olmayan Avukat Ingrid, 300'den fazla ev inşa etmede ve milyonlarca plastik şişeyi geri dönüştürmede yer aldı. 20 metrekare bir alan için 36 bin boş şişe gerektiğini söyleyen Ingrid, çalışamalrını büyük bir titizlikle gerçekleştirdiklerini ve yapım aşamasında her evi denetlediklerini anlatıyor.
Bir düşünce olarak başlayan bu proje şimdi Ingrid ve eşinin hayatının projesine dönüşmüş durumda. Bu hikaye imkansız hiçbir şeyin olmadığını ve başa çıkmakta zorlandığımız sorunların bazen ucuz ve kolay çözümlere sahip olabileceğini kanıtlıyor.