Ağrı sorunları; uyku düzeninden sosyal hayata, iş verimliliğinden günlük aktivitelere kadar insanların hayatını olumsuz etkiler. İlaç, istirahat ve fizik tedavi yöntemlerinin yetersiz veya başarısız olduğu durumlarda, ağrı tedavisi için girişimsel yöntemler ideal bir çözüm olabilir.
Ağrı, vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, gerçek veya olası doku hasarı ile ilgili, kişilerin geçmiş deneyimleriyle ilgili bir duyu veya hoş olmayan bir histir. Ağrı bireyin bedenini, ruhunu ve sosyal hayatını etkilediği için ağrının kontrol altına alınması gerekir. Bireylerin yaşadıkları ağrı uyku düzenini, aile yaşamını, sosyal yaşamını, iş verimini ve günlük yaşam aktivitelerini etkileyerek yaşam kalitelerini düşürebilmektedir.
Yaş ilerlemesi ile ağrı sorunları ya da ağrıdan kaynaklı sorunlar artmaktadır ve kişilere verdiği rahatsızlık hissi de hayat kalitesini olumsuz etkilemektedir. Yaşı ileri kişilerde ağrı tedavisi için cerrahi yöntemler genellikle tercih edilmez. Cerrahi yöntemlerin yerine girişimsel tedavi yöntemleri önerilir.
Ağrısı olan hastalar ilaç, istirahat ve fizik tedavi ile yeterli yardımı sağlayamıyorsa ve cerrahi müdahale düşünülmüyorsa veya yapılamıyorsa girişimsel yöntemler ideal bir çözüm olabilir. Ayrıca yöntem ağrılı bölgeye uygulanarak hastanın etkinliği artırılabilir. Hastalar için girişimsel tedaviye karar verebilmek için daha önce ağrı kesici ve diğer ilaçlarla çeşitli medikal tedaviler denenmiş ancak sonuç alınamamış olmalıdır. Girişimsel tedavi için bu ağrının 3 - 6 ay veya daha fazla sürmesi gerekir.
Girişimsel ağrı tedavisinde ağrının sinir yollarından iletilmesini engellemek için farklı teknikler kullanılmaktadır. Bunun için sinirleri tahrip eden ilaçlar kullanılabilir ve radyo frekans cihazlarının ürettiği ısı (sıcak, soğuk) ile sinir iletimi durdurulabilir. Ayrıca girişimsel ağrı tedavisinde sempatik sinir bloğu, epidural ve omurilik bloğu, kateter ve port pompası uygulaması, omurilik stimülatörü de uygulanabilmektedir.
PRP yöntemi: PRP tedavisi, yaralanmış ve yaralanmış dokuların hızla iyileşmesini ve ağrıların giderilmesini sağlayabilir. Damarlarda yaraları ve ağrıları iyileştirebilen hücreler vardır. Diz ekleminde bu hücrelerin sayısının yetersiz olması nedeniyle iyileşme süreci zorlaşır. Bu nedenle PRP yöntemi kullanılarak iyileşen kan hücreleri direkt olarak dizdeki kusurlu bölgeye enjekte edilir ve kısa sürede tedavi edilir.
Kök hücre yöntemi: Diz eklemi kıkırdak hasarı durumunda kök hücreler, kolajen veya hyaluronik asit taşıyıcıları aracılığıyla hedefleme etkisi sağlar, böylece dizine yayılmadan sadece hasarlı bölgede işlev görürler. Kök hücreler insan hücreleri olduğu için tedavinin amacı dokunun kendisini kolaylıkla iyileştirmek ve yenilemektir.
Glutatyon yöntemi: İçeriğinde bulunan üç farklı etkin madde sayesinde dizi korurken yanı zamanda mevcut ağrılarında azaltmasına yardımcı olur.
Ozon tedavisi yöntemi: Erken dönemde merdiven inip çıkamama, dizlerini bükememe gibi şikayetleri olan hastalarda doğal tedavi olarak özellikle haftada bir veya iki kez diz eklemine ozon gazı enjekte edilmesi çok faydalıdır. Hiçbir yan etkisi veya zararı yoktur.
Radyo frekans yöntemi: Tercih edilen yöntemlerden biri radyo frekanstır. Ağrı sorunu yaşayan bölgelerde sinir iletimini devre dışı bırakmak için tasarlanmıştır. Bu sayede kişilerin ağrı ataklarının azalmasına yardımcı olur. İşlem sırasında ağrı ve sinirlerin düzenlendiği bölgeye radyo frekans uygulanır. Uzun süreli düzenli tedavi sürecinde kalıcı iyileşme görülebilir.
Manuel tedavi: Mevcut ağrıyı ve sınırlı eklem hareketliliğini ortadan kaldırılmasını amaçlayan bir yöntemdir. Tedavide sadece el hareketleri kullanılır. Bu nedenle alanında uzman bir doktor tarafından uygulanması çok önemlidir. Manuel terapinin en büyük avantajı, kişiye özel tasarlandığı için sorunlara etkili çözümler sunmasıdır. Doktor kimin manuel tedaviye uygun olduğunu belirledikten sonra sorununu tedavi etmeye başlar. Tedavi sırasında dokulara ve kaslara baskı yapmak için el hareketleri yapılır. Basınç uygulanan bölgedeki kaslar gevşetilir ve hasar onarılır.